

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Osmaniye'deki sismik hareketlik dikkate alınırken, 4,1 büyüklüğündeki depremin hemen ardından Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Süleyman Pampal'dan önemli bir uyarı geldi. Pampal, bölgede Savrun Fayı üzerinde yoğunlaşıldığını fakat onun yanı sıra doğu-batı yönlü birçok aktif fayın bulunduğunu belirterek bu fayların ciddi tehlike arz ettiğini vurguladı.
Prof. Dr. Pampal, Feke, Yardibi, Minnetli ve Göksun bölgeleri arasında doğu-batı yönüne uzanan aktif fayların mevcut olduğunu, bu fayların Savrun Fayı’nı dik olarak kestiğini ifade etti. Ayrıca, kendi haritalandırdığı ve isimlendirdiği Akçalıuşağı ve Bozdağanuşağı faylarının 2022 yılında 5,5 büyüklüğünde iki ayrı depreme yol açtığını hatırlattı.
‘Hareketlilik Devam Ediyor, Dikkatli Olunmalı’
Son olarak meydana gelen 4,1 büyüklüğündeki depremin, Savrun Fayı’nı kesen aktif faylardan biri üzerinde gerçekleştiğine dikkat çeken Pampal, “Akçalıuşağı Fayının uzantısı Sumbas’ın biraz kuzeyine kadar uzanıyor. Akçalıuşağı ile Bozdağanuşağı fayları birbirine oldukça yakın. Birkaç ay önce yine bu bölgeye yakın 3,9 büyüklüğünde bir deprem daha oldu. Burada bir aktiflik var. Daha önce de bunu dile getirmiştim. Dikkatli olmalıyız” diye belirtti.
Depremlerin Minnetli ve Kozan çevresinde daha önce de hissedildiğini belirten Pampal, bu doğu-batı yönlü fayların, bölgedeki olası yeni depremler için dikkate alınması gerektiğinin altını çizdi.
“Bölgede 6 ile 6,5 Büyüklüğünde Deprem Üretebilecek Faylar Var”
Prof. Dr. Süleyman Pampal, sismik hareketliliğin ciddiyetine vurgu yaparak, “Bu hareketlilik bize şunu gösteriyor; bölgede 6 ile 6,5 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip aktif faylar mevcut” dedi.

‘Arazi Çalışmalarında Yeni Bir Aktif Fay Tespit Ettim, Son Deprenin Olduğu Yere Yakın’
Prof. Dr. Pampal, özellikle kendi haritalandırdığı ve isimlendirdiği Akçalıuşağı ve Bozdağanuşağı faylarının bölgede dikkatle izlenmesi gerektiğini ifade etti. Bu iki fay, daha büyük bir ana fayla birleşmeden bağımsız olarak uzandığını vurguladı.
Ayrıca, bu yaz yaptığı arazi çalışmaları neticesinde yeni bir aktif fay tespit ettiğini duyurdu: “Gezid Dağı Fayı adını verdiğim bu fay da aktif. 4,1 büyüklüğündeki depremin olduğu yere oldukça yakın, Sumbas’ın yaklaşık 20 kilometre kuzeyinde yer alıyor.”
Savrun Fayı Açıklaması: “Aktif Değil, 7 Büyüklüğünde Deprem Üretmez”
Prof. Dr. Pampal, Savrun Fayı hakkındaki yorumlar konusunda meslektaşlarıyla düşünce ayrılıkları yaşandığını belirtirken, “Bu fay aktif değil, 7’den büyük deprem üretmesi beklenmemelidir” şeklinde konuştu. Fay hattının detaylı incelemelerle değerlendirildiğini ifade eden Pampal, kamuoyunu gereksiz yere endişeye sevk eden yorumlara karşı uyarıda bulundu.
‘Savrun Fayı Kırılacak ve Adana Yıkılacak’ Denildi Ama…
6 Şubat depremleri sonrası bazı uzmanların, Göksun'dan Kozan'a uzanan ve “Savrun Fayı” olarak bilinen fayın kırılacağını ve 7’den büyük bir deprem üreteceğini iddia ettiğini kaydeden Prof. Dr. Pampal, bu görüşlere katılmadığını açıkladı: “Bu benim doktora tezimin ana konusudur. Bu alanda yıllardır çalışan bir bilim insanı olarak söylüyorum: Savrun Fayı aktif değil”
Adana'da bu korkular nedeniyle birçok konferans verdiğini ve halkı bilimsel veriler doğrultusunda bilgilendirmeye çalıştığını belirten Pampal, fayın sahada incelendiğini ve iddiaların aksine büyük bir deprem üretme potansiyelinin olmadığını vurguladı.
‘Fay Üzerinde Çok Çalıştım, Halen Sahadayım’
Depremin hemen ardından Savrun Fayı üzerinde çalışmalara başladığını belirten Prof. Dr. Pampal, “Deprem sonrası bu fayda çalıştım. Bu yaz boyunca da iki ay boyunca gözlemlerimi sürdürdüm. Şu anda da sahadayım” dedi.
Yapılan gözlemler ve jeolojik veriler ışığında fayın aktifliğini kaybettiğini belirten Prof. Dr. Pampal, “Bu fay yaklaşık 30 milyon yıl önce oluştu. Uzun bir süre aktifliğini korudu ama bugün artık aktif değil, çünkü bölgedeki tektonik yapı değişti” diye ifade etti.
‘MTA Haritasında Aktif Görünüyor, Ama Bilimsel Saha Verileri Farklı’
Savrun Fayı'nın MTA tarafından yayınlanan aktif fay haritasında aktif olarak işaretlenmesinin, bazı araştırmacıların hatalı yorumlar yapmasına neden olduğunu ifade eden Pampal, “Haritaya bakıyorlar, 80 kilometrelik fay görünce ‘Bu fay kırılacak ve büyük bir deprem olacak’ diyorlar. Ancak bu yorumlar, sahadaki bilimsel verilerle uygun değil. Bu konuyu Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda iki kez gündeme getirdim, verileriyle açıkladım” diye ekledi.
‘Doğu Akdeniz’de Yapı Stoku Zayıf, Zemin Etütleri Yetersiz’
Prof. Dr. Pampal, Doğu Akdeniz'deki yapılaşma konusunda önemli uyarılarda bulundu. Bölgedeki yapı stoğunun büyük ölçüde dayanıksız olduğunu belirten Pampal, kötü yapılaşma ve yetersiz zemin etütlerinin ciddi risk teşkil ettiğini vurguladı.
‘Adana, 230 Km Uzaklıktaki Depremde 500 Can Kaybı Yaşadı’
6 Şubat depremlerini örnek gösteren Prof. Dr. Pampal, depremin merkezine yaklaşık 230 kilometre uzak olan Adana'da 400’den fazla vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatarak, “Bu kayıpların ana nedeni kötü yapılmış binalar ve uygunsuz zeminlerdi” dedi.
Deprem sırasında zemin kaynaklı ivme değerlerinin bazı bölgelerde 4 katına kadar çıkabildiğini belirten Pampal, “Zemin, deprem ivmesini artıran en kritik faktördür. Sağlam olmayan zemin üzerinde inşa edilen kötü yapılar, uzaktaki bir depremi bile ölümcül hale getirebilir” ifadelerini kullandı.
‘Binalar Ovanın İçine Doğru Hızla Yayılıyor, Çok Dikkatli Olunmalı’
Doğu Akdeniz'deki şehirleşmenin yanlış alanlara kaydığını söyleyen Prof. Dr. Pampal, özellikle Kadirli, Sumbas, Kozan ve Ceyhan çevresinde yapılaşmanın verimli tarım arazileri ve alüvyal zeminler üzerinde hızla arttığını belirtti: “Sürekli sahada olan biri olarak şunu söylemekteyim: Binalar ovanın içine doğru yayılıyor. Bu oldukça tehlikeli. Zemin etütleri yetersiz, yapı kalitesi düşük, kat sayısı çok fazla… Bu bölgelerde çok dikkatli olunmalı, yüksek katlı yapılardan kaçınılmalı.”



