

İstanbul doğumlu 29 yaşındaki dansçının 20 yıllık dans yolculuğu, ABD’de baş balerin olarak taçlandı. Buse Babadağ, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan başlayıp Almanya’daki Avrupa’nın önde gelen bale okulu ‘Hochschule für Musik und Theater – Ballett Akademie München’ ile devam etti. Ardından ABD’deki ‘Tulsa Ballet’ topluluğundan ‘Ballet San Antonio’ya kadar zorlu bir kariyer süreci yaşadı. Babadağ, geçtiğimiz aylarda Teksas’taki prestijli ‘Ballet San Antonio’ topluluğunda ‘principal dancer’ unvanını kazanarak önemli bir başarıya imza attı. Babadağ, üç farklı ülkedeki deneyimlerini Hürriyet’e aktardı:
20 YILDIR DANS EDİYOR
“(Kendinden bahseder misin?)” Bale ile tanışmamın üzerinden 20 yıl geçti. Son 11 yıldır Amerika’da profesyonel bir bale kariyeri sürdürüyorum. Bu süreçte, Amerika’daki profesyonel bale topluluklarında görev alan tek Türk balerin oldum. Bu yıl aldığım ‘principal dancer’ (baş balerin) unvanı benim için özel bir dönüm noktası oldu; çünkü bu terfi ile birlikte Amerikan bale tarihinde ‘ilk Türk baş balerin’ unvanını kazandım.
(Bale serüvenin nasıl başladı?) Dokuz yaşındaydım ve bale hiç aklımda yoktu. En yakın arkadaşım bale dersleri almak istediği için kursa gitmemi istedi. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın bale sınavına girdik. Konservatuvarın ilk günü, hocam Christopher Paluch ile tanıştım ve bu an bale hayatımda bir dönüm noktasıydı.
HAYALDİ VE GERÇEK OLDU
(Amerika’ya geçişin nasıl oldu?) Almanya’da, Hochschule für Musik und Theater – Ballett Akademie München’den Bachelor diplomamı aldım. Münih’te bir arkadaşımla kahvaltı yaparken gökyüzünden geçen bir uçağı gördük. Arkadaşım, ‘Bence biz Amerika’ya gideceğiz’ dedi. İçimden ‘Avrupa’da bile işler zorken, Amerika imkânsız’ diye geçirdim. Ancak, birkaç Amerikan bale topluluğuna seçmelere başvurmaya karar verdik ve ertesi gün Tulsa Ballet’ten olumlu bir yanıt aldık. Amerika bir hayalimizdi ve gerçek oldu.
(Zorluklar yaşadın mı?) Amerika’daki bale toplulukları, kendi gelenek ve sistemlerine büyük saygı gösteriyor. 18 yaşında Amerika’ya geldiğimde her şeye yabancıydım. Öncelik kendi sistemlerinden yetişmiş dansçılara veriliyor. Bu yüzden kabul görebilmek için her zaman iki kat fazla çabaladım.
MADONNA İLE ÇALIŞMAK GİBİYDİ
“(Kariyerin nasıl ilerledi?)” Amerika’da Tulsa Ballet’te başladım. 2015’te Dance Alive National Ballet’ten teklif aldım ve Florida’ya taşındım. Kim Tuttle’ın direktörlüğünde üç sezon dans ettim ve topluluk beni o kadar benimsedi ki yeşil kart için sponsor oldular. 2018’de, Amerika’ya özgü Balanchine tekniği ile çalışan Indianapolis Ballet’ten teklif aldım. New York City Ballet’in yıldız isimleriyle çalışma fırsatım oldu.
WEST SIDE STORY’DE
(Ballet San Antonio’ya geçişin nasıl gerçekleşti?) Üç sezonun ardından yeni bir sayfa açmak istedim. Sofiane Sylve’nin Ballet San Antonio’nun artistik direktörlüğünü üstlendiğini öğrendim ve ona e-posta attım. Dansımı beğendi ve 2021’de bana solist pozisyonu teklif etti. Bu teklifi hemen kabul edip San Antonio’ya taşındım. Sylve ile çalışmak pop müzikte Madonna ile çalışmak gibiydi. Dördüncü sezonumun sonunda, beni ‘principal dancer’ olarak anons etti. Bu an, hayatımın en özel anlarından biriydi. Ayrıca, Ballet San Antonio’nun okul bölümünde de öğretmen olarak görev alıyorum. Efsane müzikal West Side Story’de ‘Jet Girl’ rolünde sahne aldım. Ayrıca, Pointe Magazine 2023’te benimle özel bir röportaj gerçekleştirdi.
ÜLKEMDE SAHNE ALMAK İSTİYORUM
“(Hedeflerin neler?)” En öncelikli hedefim uzun yıllar baş balerin olarak sahnede kalmak. Ayrıca, bir gün misafir dansçı olarak Türkiye’de sahne almak istiyorum. 11 yıldır Amerika’dayım ama ne yazık ki annem dışında beni kimse sahnede izleyemedi. (ABD ve Türk balesini karşılaştırabilir misin?) Türk dansçıları bale için genetik açıdan çok ideal bir yapıya sahip. Ancak, Türkiye’deki bale repertuvarı çoğunlukla klasik eserlerle sınırlı.