reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN
reklam

Acil Servislerde Yoğunluk Artarken: Uyuz Tehlikesi Sessizce Yükseliyor! 'Genellikle Bu İki Şikâyetle Başvuruyorlar' | Nasıl Önlem Alınmalı?

Yayınlanma Tarihi : Google News
reklam

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Furkan Timur, “Son zamanlarda uyuz şüphesiyle başvurularda belirgin bir artış gözlemliyoruz. Bu durum sadece tek bir merkezle sınırlı kalmıyor; ailelerden gelen geri bildirimler ve meslektaşlarımızın gözlemleri de benzer bir artışı işaret ediyor” şeklinde açıklamada bulundu.

‘Acil Servislere Gece Uyutmayan Kaşıntı Şikâyetleriyle Geliyorlar’

Hastaların başvuru şekline baktıklarında iki farklı grup gördüklerini söyleyen Furkan Timur, “Bir grup acil servise ‘gece uyutmayan kaşıntı, yaygın döküntü, huzursuzluk’ gibi şikayetlerle geliyor. Özellikle küçük çocuklardaki uykusuzluk ve kaşıntıya bağlı ajitasyon, aileleri acil servise yönlendirmekte. Diğer grup ise polikliniğe başvuruyor; çoğu zaman ‘evde bir kişinin uyuz şüphesi vardı, sonra diğer aile üyelerine geçti’ şeklinde hikayeleri var” dedi.

‘Net Sayı Vermek Zor Ama Hasta Sayısında Anlamlı Bir Artış Yaşanıyor’

“Yoğunluğu sayısal olarak ifade etmek zor olsa da, özellikle kış aylarına yaklaşırken uyuz şüphesiyle başvuran hasta sayısında belirgin bir artış gözlemlmekte” diyen Furkan Timur, “Bazı günler sadece doğrulanmış vakalar değil, 'uyuz mu, alerji mi?' ayrımını yapmak için gelen aile sayısı da artıyor. Bu durum klinik yoğunluğu artırıyor” ifadelerini kullandı.

‘Temel Bulaş Yolu Kıyafetler Ya Da Eşyalar Değil’

Uyuzun temel bulaş yolunun kıyafetler veya eşyalar değil, uzun süreli yakın cilt teması olduğunu vurgulayan Furkan Timur, “Okullar ve kreşler, çocukların gün içinde temas ederek vakit geçirmesi nedeniyle bulaş açısından riskli ortamlardır. Ancak uyuzun yalnızca okulda ortaya çıktığı düşünülmemeli; genellikle okul ve ev arasında gidip gelen bir bulaş zinciri söz konusu” dedi.

“Kıyafet, çarşaf veya havlular üzerinden bulaş ihtimali teorik olarak mümkün; fakat günlük yaşamda uyuzun yayılmasında esas belirleyici olan bu faktörler değildir” diyen Timur, “Hastalık genelde aynı evde yaşama, aynı yatakta uyuma ya da uzun süreli cilt teması yoluyla yayılır. Bu nedenle sadece çocuğun tedavi edilmesi değil, evdeki diğer bireylerin de göz önünde bulundurulması gerekir” uyarısında bulundu.

‘Her Yaşta Görülebilir Ama Çocuklarda Daha Yaygın’

Uyuzun her yaşta görülse de çocuklarda daha yaygın olduğunu belirten Furkan Timur, “Özellikle okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklar arasında temasın yoğun olması bulaş riskini artırıyor. Bu yaş grubunda çocukların birlikte oyunu oynaması uyuzun yayılmasını kolaylaştırıyor. Bebeklerde ise bulaş riski, sürekli temas nedeniyle daha belirgin hale geliyor” dedi.

Kış Aylarında Uyuz Vakaları Daha mı Çok Artıyor?

Bu soruya “Uyuz kesinlikle bir kış hastalığı değildir; fakat kışın bazı koşullar hastalığı daha görünür hale getirebilir” yanıtını veren Furkan Timur, devam etti:
“Soğuk havalarda ailelerin kapalı alanlarda daha uzun süre kalması, bulaş için uygun bir ortam yaratmaktadır. Kış dönemlerinde okullardaki temas artışı ve ev içerisinde geçirilen zamanın uzaması, bulaşmayı kolaylaştırır. Ayrıca, kış aylarında cildin daha kuru ve hassas hale gelmesi, kaşıntı şikayetinin belirginleşmesine neden olur, bu da ailelerin sağlık kuruluşlarına erken başvurmalarına yol açar.”

Uyuzun Erken Belirtileri Nelerdir, Genelde Hangi Bölgelerde Başlar?

Uyuzun en belirgin belirtisinin kaşıntı olduğunu ifade eden uzman, “Kaşıntı genellikle gün içerisinde az iken, gece saatlerinde artar. Çocuklarda bu durum sık uyanma ve huzursuzluk ile kendini gösterebilir. Çoğu zaman ilk fark edilen bulgu şiddetli kaşıntıdır” şeklinde açıkladı ve ekledi:

“Başlangıçta ciltte küçük kızarık kabarıklıklar ya da ince çizgi şeklinde lezyonlar görülebilir; fakat bu bulgular her zaman belirgin olmayabilir ve alerjik döküntülerle karışabilir. Yerleşim bölgeleri yaşa göre değişmektedir: çocuklarda en sık el parmak araları, el bilekleri, koltuk altı, bel çevresi ve kalça bölgesi ön planda iken, bebeklerde avuç içi, ayak tabanı ve baş-boyun bölgesi de etkilenebilir.”

Uyuz, İlerleyen Süreçte Daha Farklı Bir Hastalığa Neden Olabilir mi?
Furkan Timur, uyuzun kendi başına başka bir hastalığa dönüşmediğini ancak tedavi edilmediğinde cilt hasarlarına yol açabileceğini belirtti.

Özellikle çocuklarda kaşıma sonucu cilt bütünlüğünün bozulmasının ikincil bakteriyel enfeksiyonlar, özellikle impetigo gibi cilt enfeksiyonlarına yol açabileceğini ifade eden Timur, nadiren tedavisi geciken ya da bağışıklık sistemi sorunları olan kişilerde daha ciddi tabloların görülebileceğini belirtti. Ancak çocukluk çağında bu tür vakaların sık yaşanmadığını vurguladı.

Nasıl Bir Tedavi Yöntemi Uygulanıyor?

Uyuz tedavisinde en sık başvurulan seçeneğin yüzde 5 permetrin içeren kremler olduğunu, doğru uygulandığında oldukça etkili bir çözüm sunduğunu belirten Furkan Timur, “Bazı özel durumlarda, özellikle küçük bebeklerde ya da hassas cilt yapısındaki çocuklarda, kükürt içeren preparatlar gibi alternatiflerin tercih edilebileceğini ifade etti. Tedaviye rağmen devam eden şikayetler genellikle ilacın etkisizliğinden değil, bulaş zincirinin kırılması gerektiğindendir” dedi.

Uyuzdan Korunmak İçin Nasıl Önlemler Alınmalı?

Furkan Timur, uyuzdan korunmanın temel amacının bulaş riskini azaltmak olduğunu vurguladı. Uzun süreli ve yakın cilt temasının farkında olmanın önemini belirten Timur, uyuz şüphesi olan kişilerle aynı yatakta uyumanın, uzun süreli fiziksel temasta bulunmanın veya kişisel eşyaları paylaşmanın bulaş riskini artırdığını açıkladı.

Ev ortamında yakın temasın ve eşya paylaşımının sınırlandırılmasının en etkili adım olduğunu ifade eden Timur, kıyafetler, çarşaflar ve havluların uygun koşullarda temizlenmesinin de riskin azaltılmasına yardımcı olabileceğini söyledi. Ancak asıl belirleyici faktörün kişiler arası temas olduğunu ve sadece eşya temizliğine odaklanmanın yeterli olmadığını önemle vurguladı.

Özellikle çocuklar için ek önlemler de paylaşan Timur, tırnakların kısa tutulmasının kaşıntıya bağlı cilt hasarını ve ikincil enfeksiyon riskini azalttığını belirtti. Kaşıntı dönemlerinde pamuklu, cildi tahriş etmeyen giysiler giymenin, sağlam cilt alanlarının nemli tutulmasının önemine dikkat çekti. Açık lezyon oluşan bölgelerin ise temiz ve kuru tutulması gerektiğini ekledi.

Timur, uyuzdan tamamen korunmak için uzun süren kaşıntı şikayetlerinin hafife alınmaması ve ev içinde benzer yakınmaların görülmesi durumunda gecikmeden değerlendirme yapılmasının kritik olduğunu söyledi.

reklam

YORUM YAP