reklam
reklam
DOLAR40,2232% 0.11
EURO46,7295% -0.35
STERLIN53,9130% -0.08
FRANG50,1724% -0.36
ALTIN4.304,51% -0,33
BITCOIN117.108,12-2.285
reklam

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan kritik açıklamalar

Yayınlanma Tarihi : Google News
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan kritik açıklamalar
reklam

Tunç, A Haber canlı yayınında gündeme dair soruları yanıtladı ve açıklamalarda bulundu. Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde yaşananları aktaran Tunç, bu darbe kalkışmasından haberdar olduğu anı memleketi Bartın'da aldığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın halkı meydanlara çağırmasıyla, darbe girişimine karşı büyük bir direnişin başladığını söyleyen Tunç, milletin canı pahasına bu mücadelede yer aldığını belirtti.

“Darbe girişiminin üstünden 9 yıl geçti. Bunun bir bilançosu ortaya çıktı. Yargı alanında pek çok FETÖ üyesi tasfiye edildi. Ancak bazı açıklar da oluştu. Bu açık kapatılabildi mi?” sorusuna yanıt veren Tunç, darbe girişiminden sonra darbecilerle hesaplaşma döneminin başladığını ifade etti.

Tunç, “Bu süreçte kamudan ihraç edilen 127 bin kişinin FETÖ ile irtibatı ve iltisakı vardı. Bu kişilerin içerisinde hata yapanlar olabilir mi diye düşündüğümüzde, bu noktada Olağanüstü Hal Komisyonu oluşturuldu. Komisyon 127 bin başvuruyu inceledi ve yaklaşık 20 binini geri iade etti. İade edilmeyenler için hak arama yolu açık kaldı. Normalde Anayasamız ve kanunlarımızda böyle bir yol yok.” şeklinde konuştu.

Yargıda 4 bin 6 hakim ve savcının ihraç edildiğini, bu süreçte 12 bin hakim savcının sayısının 8 bine düştüğünü belirten Tunç, istinaf uygulamasının aynı dönemlerde başladığını kaydetti.

İstinaf uygulamasına 3 bin birinci sınıf hakimin geçtiğini ve ilk derece mahkemelerinde 5 bin hakimin görev yapacak durumda olduğunu açıklayan Tunç, yargı teşkilatını genç bir kadro ile güçlendirmeye çalıştıklarını söyledi.

Tunç, hukuk fakültesinden mezun olan ve güvenlik soruşturmalarından başarıyla geçmiş birçok kişinin hakim olduğunu, şu anda yargı teşkilatının yüzde 50'sinin 5 yıllık kıdemin altında bulunduğunu dile getirdi.

“Bu durum nitelikte bir sıkıntı yaratıyor mu?” sorusuna Tunç, başlangıçta zorluklar yaşadıklarını ancak yargıda arınma sürecinin hızlı bir şekilde gerçekleştirilip, genç kadrolarla hakim ve savcıların 25 bin kadroya ulaştığını bildirdi.

“SİVİL KİŞİLER İÇİN 126 BİN 796 MAHKUMİYET KARARI VERİLDİ”

Bakan Tunç, o gece silah kullanan ve tank hareket ettiren kişilerle ilgili açılan davaların mevcut olduğunu belirterek, 289 davanın sonuçlandığını, bu davalardan 224'ünün Yargıtay tarafından onaylandığını, bazılarının ise bazı sebeplerle bozulduğunu aktardı. Silah, tank veya helikopter kullanan, vatandaşlara ateş eden darbecilerden 4 bin 891'inin mahkum edildiğini, aralarından 1634'ünün ağırlaştırılmış müebbet, 1366'sının müebbet, 1891'inin ise belirli süreli hapis cezası aldığını kaydetti.

Tunç, Ankara ve İstanbul'daki çatı davalarının millete silah çekenlerin ağırlaştırılmış müebbet ve 253'er kez hapis cezası alarak yargı önünde hesap verdiklerini, ayrıca sivil kişiler için 126 bin 796 mahkumiyet kararının verildiğini söyledi.

FETÖ ile devam eden soruşturma kapsamında 58 bin şüpheli olduğunu, 11 bin 85 kişinin hükümlü olarak cezaevlerinde bulunduğunu ve davaları devam eden kişi sayısının 24 bin olduğunu belirten Tunç, yargının büyük bir hassasiyet gösterdiğini vurguladı. Artık olağanüstü hal ile yargılama sürecinin normalleştiğini ifade eden Tunç, yeni delillerin ortaya çıkması durumunda gerekli soruşturmaların ve dava süreçlerinin devam ettiğini söyledi.

“HER ZAMAN TEYAKKUZDA OLMAK GEREKİR”

Yurt dışına kaçanların da olduğunu hatırlatan Tunç, şöyle devam etti:

“Gerek 17/25 sonrası ve gerek 15 Temmuz öncesinde yurt dışına kaçanlar için kırmızı bülten taleplerimiz bulunuyor. Ancak dünya, bu konuda bizi yalnız bıraktı. 15 Temmuz gecesi, milletimizin kahramanlığı tüm dünyaya bir demokrasi mücadelesi olarak gösterildi, ama o gece gerekli desteği ne Avrupa'dan ne de Amerika'dan göremedik.

Sonrasında FETÖ ile mücadelenin de gereksinim duyduğu destek olmadan devam etmesi, FETÖ unsurlarının kendi ülkelerine yerleşmesine neden oldu. 118 ülkeye 2 bin 364 iade talep ettik ama dost bildiğimiz ülkelerden sadece 131 kişi iade edildi. 3 bin 579 kırmızı bülten talebimiz var, fakat maalesef İnterpol bu talepleri muhalefet olarak görerek dikkate almıyor. Bu konularda bir çifte standart söz konusu.” diye devam etti.

Tunç, gelecekteki tedbirlerin önemine de dikkat çekerek, “Her zaman teyakkuzda olmak gerekiyor. Sadece FETÖ değil, ülkemiz aleyhinde olabilecek tüm terör örgütlerine karşı da tedbirli olmak lazım. Özellikle vesayetçi ve darbeci anlayışın bir daha fırsat elde etmemesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

“15 TEMMUZ'DA SON DARBEYİ VURACAKLARINI DÜŞÜNDÜLER, BAŞARAMADILAR”

“Terörsüz Türkiye projesinin Adalet Bakanlığı'nın nasıl bir misyon yükleneceğine dair yeni bir infaz düzenlemesi olacak mı?” sorusuna Tunç, tarihi dönemlerden geçildiğini ve silahların susturulmasının çok önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade etti.

Bakan Tunç, Terörsüz Türkiye sürecine dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iç cephenin güçlendirilmesine yönelik Ahlat'ta önemli bir konuşma yaptığını da hatırlattı.

Bu sürecin inşa edilmesi gerektiğini kaydeden Tunç, bazı çevrelerin bu süreci durdurmaya çalıştıklarını, fakat 15 Temmuz'da darbe girişimiyle son darbeyi vuracaklarını düşündüklerini ancak başarılı olamadıklarını söyledi.

Tunç, “Vesayetçi anlayışın, Türkiye’nin huzur ve güvenliğini sağlamada siyasal ve demokratik kurumlardan olduğu sürece zararlı çıkacağını düşünmeleri dolayısıyla İstihbarat ve Savunma sistemlerinin güçlendirilmesi gereklidir.” şeklinde konuştu.

Bakan Tunç, Türkiye’de bir daha 15 Temmuz benzeri olayların yaşanmaması için yapılan reformların önemini vurguladı.

Türkiye’de darbeci ve vesayetçi anlayışın engellenmesi için yapılan yapısal reformlardan bahseden Tunç, “Bunlardan biri Milli Güvenlik Kurulu’nun sivilleştirilmesi, diğeri Yüksek Askeri Şura'nın yapısının değiştirilmesidir.” dedi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Terörsüz Türkiye sürecinin, Cumhur İttifakı’nın uyumu ve koordinasyonu ile başarılı bir şekilde yürütüldüğünü vurguladı.

Bakan Tunç, Anayasa değişikliğinin Terörsüz Türkiye ile doğrudan alakalı olmadığını belirterek, bu sürecin Adalet Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın koordinasyonu ile sağlandığını ifade etti.

Bakan Tunç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile ilgili de bir çarpıtmanın söz konusu olduğunu belirtti. Son 10 yılda AİHM'ye toplam 710 bin 739 dava gitmişken, Türkiye'den 102 bin dava başvurusu yapıldığını ve ihlal kararları oranının dünya genelinde %1,58, Türkiye içinse %1,7 olduğunu söyledi.

“SORUŞTURMANIN SONUCUNU BEKLEMEK GEREKİR”

“Adalet Bakanı olarak bir hakim veya savcıya talimat vermek biçiminde bir durum söz konusu olabilir mi?” sorusuna yanıt veren Tunç, yargının bağımsız ve tarafsız olarak yürütüldüğünü belirtti.

Tunç, İstanbul'daki para kuleleriyle ilgili durumun bildiriminin CHP'nin medyasından geldiğini belirterek, oradan sonra yargılama sürecinin ilerlediğini vurguladı.

Şile'deki suçüstü durumuyla ilgili de Tunç, gerekli açıklamalar yapılmadığını söyledi ve “Soruşturmanın sonucunu beklemek gerek.” ifadelerine yer verdi.

1. YARGI PAKETİNDEKİ DÜZENLEMELER

Bakan Tunç, muhalefet partilerine yönelik soruşturmaların dışında AK Partili belediyelere de soruşturma açıldığını ve son 5-6 yıl içinde 30 davanın AK Partili belediyeleri etkilediğini açıkladı.

Bu konuya dair 13 kişinin mahkum olduğunu, 7 davanın ise devam ettiğini belirten Tunç, Türk yargısının her durumda bağımsız ve tarafsız bir yaklaşım sergilediğini düşündüğünü ifade etti.

Tunç, 25 bin hakim ve savcının 17 bininin 2016'dan sonra atandığını ve birinci sınıf hakim sayısı arttıkça İstinaf'taki daire sayısının da artabileceğini sözlerine ekledi.

Yargıya güven konusunda kamuoyu araştırmalarını yeterli bulmadığını belirten Tunç, yargı ile ilgili çıkan kara propaganda ile mücadele edeceklerini kaydetti.

Tunç, 10. Yargı Paketi'nde yer alan düzenlemeleri ve yeni ceza adaletine ilişkin çalışmaları da aktardı.

MINGUZZİ DAVASI HAKKINDA

Bakan Tunç, Kadıköy'de bıçaklanarak öldürülen 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi davasını dikkatle takip ettiklerini söyledi. Yargılamanın etkin bir şekilde devam ettiğine vurgu yapan Tunç, suça sürüklenen çocuklar için yapılacak düzenlemeleri de masaya yatırdıklarını açıkladı.

Trafikle ilgili 10. Yargı Paketi’nde trafik güvenliğini tehlikeye atan fiillerle ilgili maddelerin yasalaşması yönünde çalışmalar yapıldığını belirten Tunç, gelecek günlerde müjdeli haberler vereceğini de sözlerine ekledi.

reklam

YORUM YAP