Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, İstanbul Aile Vakfı'nın Boğaziçi Üniversitesi Anadolu Hisarı Kampüsü'nde gerçekleştirdiği “3. Aile Çalıştayı: Sosyo-Kültürel Riskler ve Aileye Yönelik Tehditler” programında yaptığı konuşmada, değişen dünya şartlarının aile yapısını karşı karşıya getirdiği zorlukları dikkatlice değerlendirme gerekliliğinin altını çizdi.
Bu süreçte aileyi korumaya yönelik stratejiler geliştirmek, her zamankinden daha önemli hale geldiğini belirten Göktaş, “Tarihin her döneminde toplumlar çeşitli sınavlardan geçti. Tarım devrimi, aile yapısını değiştirdi. Sanayi devrimi, iş ve evi ayırdı. Şimdi ise dijital devrim ile yeni bir dönüm noktasındayız; bu devrim diğerlerinden farklı çünkü sessizce gerçekleşiyor. Dumanı, sireni, barutu yok ama etkileri derin ve güçlü.” şeklinde konuştu.
Göktaş, dijitalleşmenin aile üzerindeki etkilerini vurgulayarak, “Aileyi konuşurken, teknolojinin yarattığı yeni zihinsel iklimi de çözümlememiz gerekiyor çünkü ekran artık zaman, mekan ve kültür üreten bir olgu haline geldi. Çocuklarımız, oyun oynarken mahalle yerine algoritmaların yönettiği bir akışta deneyim elde ediyor. Siber zorbalık, yanlış içerikler ve çevrimiçi istismar gibi pek çok riskle karşı karşıya kalıyorlar. Ekran sürelerinin artması aile içindeki iletişimi azaltmakta, ortak zaman kavramını zayıflatmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“AİLEYİ KORUYAN HER ADIM, TOPLUMUN DİRENCİNİ ARTIRACAKTIR”
Gençlerin başarısını artık daha çok beğeni sayısının belirlediğini belirten Göktaş, ebeveynlerin ise hızla değişen dünyayı anlamak için sürekli çaba sarf ettiğine dikkat çekti.
Bakan Göktaş, tüketim kültürünün hızla yayılmakta olduğunu ve hızla değişen bir hayatın, mahremiyet bilincini belirsizleştirdiğini ifade etti. “Yalnızlık ve bireyselleşme, aile bağlarını zayıflatıyor. İnsan fıtratına yönelik saldırılar bir yandan büyürken aidiyet ve kimlik konusunda yeni kırılmalar ortaya çıkıyor. Aileyi tehdit eden unsurlar sadece teknolojinin kendisi değil, insan tabiatına uygun ilerlememesi.” dedi.
Aileyi güçlü kılacak politikaların geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aileyi yeniden güçlendirmek, kültürel dokumuzu korumak ve toplumsal dayanışmayı artırmak için çok yönlü politikalar geliştirmekte kararlıyız. Aileyi koruyan her adım, toplumun direncini artıracaktır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın destekleriyle 2025 Aile Yılı'nın başladığını belirten Göktaş, bu yılın aile odaklı bir dönem olduğunu vurguladı. Aile Yılı, değerleri, kimliği ve toplumsal bütünlüğü geleceğe taşıma kararlılığını ifade etmektedir.
“TEMEL ÖNCELİKLERİMİZDEN BİRİ, AİLE DOSTU BİR EKOSİSTEM İNŞA ETMEK”
Bakan Göktaş, aile meselesinin aynı zamanda bir beka meselesi olduğunu ifade ederek, “Aileyi korumak, geleceğimiz için sorumluluğumuzdur. Bu nedenle Bakanlık olarak önceliklerimizden biri aile dostu bir ekosistem oluşturmaktır. Bu ekosistem sadece sosyal politikalarla sınırlı kalmaz; aynı zamanda kültürel bir inşa sürecini de gerektirir.” şeklinde konuştu.
Bu ekosistem, konut politikalarından çalışma hayatına, dijitalleşmeden medya içeriklerine, eğitimden sosyal hayata kadar her alanda bütüncül bir yapı oluşturma amacını taşımaktadır. Aile dostu şehirler, dijital platformlar, iş yerleri ve eğitim ortamları oluşturmak, aileyi destekleyen bir atmosfer yaratmayı hedefliyor. Aile dostu ekosistemi kurarken üç temel ilkeye bağlı kalacaklarını belirten Göktaş, bu prensiplerin koruyucu, önleyici ve güçlendirici politikalar olduğunu söyledi.
Bakanlık olarak bu hedefler doğrultusunda kapsamlı çalışmalar yürütüldüğünü, Aile Eğitim Programları'nın ülke genelinde yaygınlaştırıldığını ve ebeveynlik becerilerini artıran içeriklerin güncel ihtiyaçlara uygun hale getirildiğini ifade etti.
Göktaş, aile dostu şehirlerin ve sosyal yaşam alanlarının artması için yerel yönetimlerle işbirliklerini artırdıklarını ve aileyi merkeze alan sosyal hizmet modellerini çeşitlendirmeye devam ettiklerini kaydetti.
“15 YAŞ ALTINA YÖNELİK SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİNİ YAKIN ZAMANDA HAYATA GEÇİRECEĞİZ”
Medya ve dijital platform temsilcileriyle çocukların gelişimine uygun içerik üretimini teşvik etmeye yönelik görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade eden Göktaş, “Çocuklarımız için daha güvenli bir dijital dünya sunmalıyız. 15 yaş altına yönelik sosyal medya düzenlemesini yakın zamanda hayata geçireceğiz.” dedi.
Bakan Göktaş, Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin ilk imzacısı olarak çocukların dijital haklarının korunmasında ulusal ve uluslararası farkındalığa öncülük ettiklerini belirterek, katılımcıları sözleşmeyi imzalamaya davet etti.
Evlenecek gençlere ve çocuk sahibi olmak isteyen ailelere destek verdiklerini de söyleyen Göktaş, sosyal risk haritalarıyla ihtiyaçları erken tespit ederek hızlı ve etkin bir şekilde hizmet sunmayı hedeflediklerini açıkladı.
“AİLE BİZİM VAROLUŞ SEBEBİMİZ, KÜLTÜRÜMÜZÜN TAŞIYICISI, GELECEĞİMİZİN GÜVENCESİDİR”
2025 Aile Yılı'nın ortak iradeyi somutlaştıran, fikirden eyleme ve söylemden uygulamaya geçişin yılı olduğunu vurgulayan Göktaş, 2026-2035 dönemini kapsayan Aile ve Nüfus 10 Yılı'nda da stratejileri kalıcı hale getireceklerini belirtti. Dinamik nüfus yapısını, toplumsal bağlarımızı ve aile değerlerimizi geleceğe taşımak için uzun vadeli politikaları hayata geçireceklerine söz verdi.
“Çocuklarımızın güvenli ve değer dolu ortamlarda büyümesi, gençlerimizin geleceğe umutla bakabilmesi, herkesin huzur içinde yaşaması için güçlü bir aile ekosistemine ihtiyaç var. Bu noktada hepimizin sorumluluğu var. Alenin karşılaştığı tehditlerle mücadele, topyekun bir bilinç ve kararlılıkla mümkündür.” şeklinde konuşan Göktaş, aileyi korumanın Türkiye’nin geleceğini korumak demek olduğunu sözlerine ekledi.
İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul Aile Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Üner Karabıyık ve vakıf temsilcilerinin katıldığı çalıştay, aile fotoğrafı çekiminden sonra beraat oturumlarla devam etti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, İstanbul Aile Vakfı'nın Boğaziçi Üniversitesi Anadolu Hisarı Kampüsü'nde gerçekleştirdiği “3. Aile Çalıştayı: Sosyo-Kültürel Riskler ve Aileye Yönelik Tehditler” programında yaptığı konuşmada, değişen dünya şartlarının aile yapısını karşı karşıya getirdiği zorlukları dikkatlice değerlendirme gerekliliğinin altını çizdi. Bu süreçte aileyi korumaya yönelik stratejiler geliştirmek, her zamankinden daha önemli hale […]









