İsrail'in uzun süredir Gazze Şeridi'nde sürdürdüğü soykırım ve sistematik saldırıların insanlığın vicdanında derin yaralar açtığını vurgulayan Bursalı, “Hastane, okul ve mülteci kamplarının hedef alındığı bu trajediye karşı sadece tepki vermek yeterli değil, somut diplomatik adımlar atılmalıdır. Dünyanın dört bir yanından gelen tanıma kararları da bu açıdan umut verici gelişmelerdir” diye ifade etti.
“CUMHURBAŞKANIMIZIN LİDERLİĞİNDE TÜRKİYE, ÖNCÜ ROL OYNADI”
Bursalı, Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülkeden 148'inin Filistin'i bağımsız bir devlet olarak tanıdığına dikkat çekerek, “İrlanda, Norveç ve İspanya'nın ardından Fransa'nın da Filistin'i tanıyacağını açıklaması dikkat çekici. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede, bu süreçte Türkiye ile iş birliği çağrısında bulunması son derece önemli. Türkiye'nin Filistin meselesindeki liderliği artık uluslararası düzeyde kabul görüyor” dedi.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın BM Genel Kurulu'nda Filistin'i tanıyabileceklerini belirtmesi ve Malta'nın da bu yönde irade ortaya koymasını “vicdan sahibi ülkelerin yükselen ortak sesi” olarak tanımlayan Bursalı, Türkiye'nin bu süreçteki duruşunun kritik olduğuna dikkat çekti.
BURSALI: TÜRKİYE, ÜZERİNE DÜŞENİ YERİNE GETİRMEYE DEVAM EDECEK
Bursalı, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yıllardır Filistin halkının haklı davasını savunmakta; hem İslam dünyasının hem de küresel vicdanın sesi olmaktadır.” diyerek Türkiye'nin Gazze'deki katliamların durdurulması, Filistin'in devlet olarak tanınması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi konusundaki kararlı mücadelesini sürdüğünü ifade etti.
Bursalı, Birleşmiş Milletler'de gerçekleştirilen ve Fransa, Avustralya, Kanada, İspanya, Finlandiya, İrlanda ve Norveç'in de dahil olduğu 14 ülkenin katıldığı “İki Devletli Çözüm” konferansında yapılan çağrılara Türkiye'nin güçlü destek verdiğini ifade ederek, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Filistin'in tanınması artık bir tercih değil, insanlık borcudur. Türkiye, bu amaç doğrultusunda diplomatik, insani ve siyasi alanlarda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye devam edecektir.”
