Akıllı Getir Dönemi Başlıyor

Getir CEO'su Batuhan Gültakan, şirketin ikinci on yılında verimlilikle büyüyen ve şehirli bireylerin yaşamını kolaylaştıran akıllı bir Getir dönemi hedeflediklerini ifade etti. Gültakan, “Bizim için artık hızlı büyüme değil, sağlam büyüme dönemi. Çok çalışan, istikrarlı ve akıcı bir Getir oluşturuyoruz; uzun vadede kazananın bu model olacağına inanıyoruz” dedi. Gültakan ile şirketin 10 yılını ve gelecek hedeflerini konuşma fırsatı bulduk…
10 Yılda Getir Ekosistemi Ne Büyüklüğe Ulaşmış durumda?
Bugüne kadar 130 milyon kez indirilen Getir uygulaması, 40 milyondan fazla kullanıcıya ulaşmış durumda. Günlük ortalama trafik 1.2 milyon. 2015 yılında yalnızca 225 ürün ve 33 tedarikçi ile başlayan yolculuğunda, mevcut ürün sayısını 20 katına, iş ortaklarının sayısını ise 17 katına çıkardık. GetirYemek, GetirÇarşı ve GetirSu dahil olmak üzere ekosistemimizde 87 binden fazla iş ortağımız mevcut. Sadece GetirYemek’te, 81 ilde 80 binden fazla restoran kullanıcılarla buluşuyor. 10 yıl içerisinde 1 milyara yakın siparişte milyarlarca ürünün teslimatını gerçekleştirdik. Market operasyonları kapsamında 65 şehirde yaklaşık 550 mağaza ile hizmet vermeye devam ediyoruz. Getir ekosistemi içinde doğrudan ya da dolaylı olarak 13 binden fazla kişiye gelir sağlıyoruz. Kısacası, 10 yılda Getir’i bir mobil uygulamadan, milyonlarca insanın hayatına dokunan bir teknoloji ekosistemine dönüştürdük.
2025 İçin Hedefleriniz Neler?
2015 yılında “market alışverişini dakikalar içinde kapınıza getirmek” fikrini duyanların çoğu bunun lojistik açıdan imkânsız olduğunu düşündü. Biz bu imkânsızı sistematik, veri odaklı ve kullanıcı deneyimi üzerine kurulu bir modele dönüştürdük. 2024-2025 dönemi ise bu 10 yıllık yolculuğun yeniden gözden geçirilmesi süreci olacak. Artık sadece sipariş getiren değil, insanların gündelik hayatında her anında yanlarında olan bir marka olmayı hedefliyoruz. Özetle, 2025 bizim için “büyümeye geri dönüş” yılı ama geçmişteki gibi genişlemeyle değil, kalıcı ve sürdürülebilir değer yaratmakla. Getir’in ikinci on yılına, daha disiplinli, daha akıllı ve daha sürdürülebilir bir versiyonla adım atıyoruz.

YAŞAMI KOLAYLAŞTIRACAĞIZ

Önümüzdeki Dönem Hedefleriniz Neler?
2025 büyüme stratejimiz üç temel ilke üzerine kurulu: verimlilik, çeşitlilik ve teknoloji. Artık büyümemizi hacimle değil, kaliteyle ve sürdürülebilir verimlilikle tanımlıyoruz. Getir’in gelecek dönemdeki en belirgin hedefi sürdürülebilir ve odaklı büyüme. Büyümemiz, teknoloji, veri analitiği ve kişiselleştirme yatırımlarıyla devam edecek. Bizim amacımız artık sadece hızlı teslimat yapmak değil; teknolojiyi kullanarak şehirli bireylerin yaşamında akıllı bir asistan haline gelmek. Yani sadece sipariş getiren değil, kullanıcılarının zamanını, alışkanlıklarını ve ihtiyaçlarını anlayan, günlük yaşamlarını kolaylaştıran bir yaşam platformu olmayı hedefliyoruz. Bir diğer önemli hedefimiz, öncüsü olduğumuz bu kategoride hızlı teslimat sektörünün lideri olmaya devam etmektir.

İNSAN HAYATINA DOKUNAN SÜPERAPP
Getir, hizmet çeşitliliği ile bir “superapp” haline geldi. Bu model tüketicilere nasıl fayda sağlıyor?
Getir, bugün sadece bir teslimat platformu değil, günlük yaşamın dijital altyapısı olarak karşımıza çıkıyor. Market tarafında, yani Getir ve GetirBüyük operasyonlarında, hızlı teslimatta lider ve öncüyüz. Türkiye’nin dört bir yanında, tüketicilerin yalnızca “anlık ihtiyaç” değil, pek çok kişinin “haftalık-aylık alışveriş” için de Getir’i tercih ettiği bir dönemdeyiz. Daha fazla taze sebze-meyve, daha geniş bir ürün yelpazesi ve süpermarket kalitesinde uygun fiyatlı alışveriş deneyimi sunuyoruz. GetirYemek tarafında, 80 bini aşkın restoran ve esnaf iş ortağımızla büyüyen bir pazar yeriyiz. GetirÇarşı ile mahalle esnafını dijital ekonomiye katıyor, GetirSu ile milyonlarca haneye düzenli teslimat hizmeti sunuyoruz. Son olarak, GetirFinans hizmetimizle de dijital bankacılığa uzanan bir ekosistem kuruldu. Bu çoklu hizmet yapısı, tek bir platform üzerinden insanların hayatına dokunan bir superapp vizyonuyla ilerliyor.

HER ALANDA YAPAY ZEKÂ
Teknoloji ve yapay zeka kullanımında fark yaratan uygulamalarınız var mı?
Bugün siparişten teslimata kadar tüm operasyon, algoritmalar ve yapay zeka sistemleri tarafından yönetiliyor. Her gün milyonlarca sipariş, yüz binlerce kurye yolculuğu ve milyonlarca ürün hareketi, farklı modeller tarafından eş zamanlı olarak planlanıyor. Bu sayede teslimat sürelerini optimize ediyor ve operasyonel verimliliği sürekli artırıyoruz. Kullanıcı tarafında da yapay zekayı daha kişisel bir deneyim yaratmak için kullanıyoruz. Kişiselleştirilmiş kampanyalar, lokasyon bazlı teklifler, “Hazır Sepet” ve “Alışveriş Listem” gibi özelliklerle kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyoruz. Alışveriş listesinde ister notlarınızdan direkt saniyeler içinde sepet oluşturabiliyor, isterseniz el yazısı bir listenin fotoğrafından saniyeler içinde favori ürünlerinizi içeren dijital bir liste oluşturabiliyorsunuz. Yapay zekayı biz bir trend olarak değil, işimizin sinir sistemi olarak görüyoruz. Teslimat hızını optimize eden, maliyetleri düşüren, kullanıcı deneyimini kişiselleştiren ve işimizi daha sezgisel hale getiren bir zekadan bahsediyoruz. Getir’in ikinci on yılında teknolojiyi yalnızca hız için değil; şehirli insanın hayatında kişisel bir asistan gibi davranan, hayatı kolaylaştıran bir güç olarak konumlandırıyoruz. Kısacası, geleceği kodluyoruz ama bunu sadece teknolojiyi geliştirerek değil, teknolojiyi insana dokunan bir kolaylığa dönüştürerek yapıyoruz.