Akran Zorbalığına 3'lü Bariyer

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde, 14 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi'nin 15 yaşındaki B.B. tarafından öldürülmesi sonrasında gençlerin saldırganlık sorunları gündeme geldi. Son olarak Eskişehir'de bir grup genç, milli kickboksçu M.K.'ya (14) saldırdı. Kafa travması yaşayan sporcunun vücudunda kırıklar meydana geldi. Uzmanlar, özellikle gençler arasında artan saldırganlığın nedenlerini ve çözümlerini SABAH gazetesine değerlendirdi. Klinik Psikolog Dr. Rukiye Karaköse, ebeveynlerin aile içindeki iletişim sorunlarını şiddet yerine şefkat ile çözmeleri gerektiğini vurguladı. Zorbalıkların arkasında kimlik arayışının bulunduğunu dile getiren Psikolog Zeynep Kayhan ise, aile, okul ve devletin birlikte hareket ederek bu sorunun çözümü üzerine ciddi adımlar atmasının önemli olduğunu ifade etti.

EN TEMEL YAPI TAŞI AİLE
Klinik Psikolog Dr. Rukiye Karaköse, “Son yıllarda aile içinde, okullarda ve sosyal hayatta saldırganlık davranışlarında belirgin bir artış gözlemleniyor. Bu durum, biyolojik, genetik ve sosyal faktörlerin etkisiyle meydana gelebilir. Aile içi şiddet, yoksulluk, işsizlik ve eğitim seviyesi gibi sosyal etmenlerle ilişkilidir.” dedi.

Aile içindeki iletişim ve denetim hususlarının önemine dikkat çeken Dr. Karaköse, “Çocuklar ve ergenler üzerinden değerlendirdiğimizde iletişim ve empati becerilerini geliştirmek, duygularını tanımalarını sağlamak ve öfke ile kaygı ile nasıl başa çıkacaklarını öğretmek büyük bir önem taşıyor. Ebeveynlerin aile içi problemleri şiddet yerine şefkatle sınır koyarak çözmelerini sağlamaları gerekiyor. Ailece etkileşimlerde olumlu değişiklikler yaratacak eğitim ve programlardan yararlanılmalı.” şeklinde konuştu.

BİRLİKTE HAREKET VURGUSU
Klinik Psikolog Zeynep Kayhan, “Zorbalık ve sadist davranışların arkasında çoğu zaman kimlik arayışı ve dezavantajlı aile kökenleri bulunuyor. Dürtüsellik, aidiyet hissi ve sosyal dışlanma gibi psikososyal faktörler de etkili. Ergenler, henüz kişiliklerinin oluşmadığı bu süreçte çetelere katılarak kendilerini güçlü hissetme isteğindeler. Sorunlu ve ilgisiz ailelerde büyüyen çocuklar, duygusal boşluk içinde bu tür zararlı ilişkilere yönelmektedir. Şiddete meyilli, dürtüsel ve davranış bozukluğu olan çocuklar ne yazık ki ergenlik döneminde suça bulaşmaya daha yatkın oluyor. Sosyal medya ve bazı dizilerde şiddetin ve 'güçlü olmanın' yüceltilmesi bu davranışları körükleyebiliyor. Şiddetin önlenmesi adına ailede sağlıklı bir iletişim sağlanmalı, çocukların duygusal ihtiyaçları karşılanmalıdır. Aile, okul ve devletin birlikte hareket ederek bu sorunun çözümüne yönelik ciddi adımlar atması kaçınılmaz.” dedi.