İSTANBUL – Erkek Lisesi’nde 9. sınıfta bulunan 7 erkek öğrencinin, kız öğrenciler hakkında taciz ve tehdit içeren 507 maddelik ifadelerle bir liste hazırladığı iddiaları gündeme geldi. Geçtiğimiz hafta, okulun 11. sınıfındaki 10 kişilik bir grup, bu 7 öğrenciyi darp etti. Okula yakın kaynaklardan edinilen bilgilere göre, taciz mesajları gönderen 7 öğrenciden 6’sı Ankara Fen Lisesi’ne, 1’i ise Adana Fen Lisesi’ne nakil oldu. Ancak bazı öğrencilerin, yeni okullarında da diğer öğrenciler tarafından zorbalığa maruz kaldığı öne sürülüyor. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, olayın Milli Eğitim Müfettişleri tarafından incelendiğini ve rehberlik servisi tarafından öğrencilere destek çalışmaları başlatıldığını açıkladı. TBMM Akran Zorbalığı Komisyonu Başkanı Başak Abdula, yaşananların çocukların yeterli rehberlik alamadığını gösterdiğini ifade ederek Hürriyet’e şu şekilde açıklamalarda bulundu:
‘Sınırları Zorluyarak Statü Elde Ediyorlar’
“Yaşanan durum, çocukların değerler konusunda gereken rehberliği almadığını düşündürüyor. Sosyolojik açıdan bakıldığında bu tür olaylar, gençlerin yer aldığı 'okul alt kültürünün' bir yansımasıdır. Bazı okullarda statü, karşılıklı saygı ya da akademik başarıyla değil; dikkat çekme, sınırları aşma ve grup önünde risk alma ile ilişkilendirilebilir. Böyle durumlarda zorbalık, öğrencilerin gözünde ‘gruba katılma’ veya ‘grupta yer alma’ aracına dönüşebilir. Okul içinde geçerli olan görünmez kurallar, mizah adı altında sürdürülen cinsiyetçi, küçümseyici ya da dışlayıcı bir dil ve otoritenin tutarsız tepkileri, bu davranışların normalleşmesine zemin hazırlar. Sonuç olarak, sınır ihlali tekil bir eylem olmaktan çıkarak, okul iklimine yerleşmiş bir alışkanlık haline gelir. Bu kültürel zemin değişmediği sürece bireysel yaptırımların etkisi sınırlı kalabilir.”
Başak Abdula
‘Hazırlanan Yasa Okullara Yön Verecek’
Abdula, üzerinde çalıştıkları ‘akran zorbalığı yasası’ hakkında şu bilgileri verdi:
“Yasa taslağı üzerinde çalışmaya başladık. Önümüzde kısa bir yol var ve bu nedenle yasanın detaylarını paylaşmak için birkaç aya daha ihtiyacımız olacak. Ancak bir yasaya duyulan ihtiyaç hakkında açıklama yapabilirim. Akran zorbalığının %95’i okulda gerçekleşiyor. Artık zorbalık, gizlice değil açıktan bir gösteri yaparcasına gerçekleştiriliyor. Çocuklar buna karşı herhangi bir yaptırım ile karşılaşmadan davranışlarının sonuçlarıyla yüzleşemiyor. Her 4 çocuktan 2’si zorbalığa tanıklık ederken, her 4 çocuktan 1’i zorbalığa maruz kalıyor. Okullar, kendilerine düşen her vakada karar verici konumda görünüyor. Oysa okullar karar verici değil, uygulayıcı olmalıdır. Karar yukarıdan verilmeli. Yasa tasarımız, önce akran zorbalığını tanımlayacak ve vakaların nasıl ele alınması gerektiğini belirleyecek. Ardından okullar ve diğer kurumlar bu durumda hangi adımları atacaklarını bilecek.”
Kızların Dayanışması
Okuldaki kız öğrenciler, konuyla ilgili olarak sosyal medyada yayınladıkları bildiride, “Sen sevgili kız kardeşim; bedenine, sesine, varlığına göz dikenlere karşı susma. Bilinmelidir ki biz, susturulacak sesler değil, bu çürük zihniyetleri yerinden söküp atacak kararlılığın ve iradenin ta kendisiyiz” ifadelerine yer verdiler. Kız öğrencilerin bu bildirisi, sosyal medya üzerinden birçok genç tarafından paylaşılarak dayanışma gösterildi.
