

Türkiye’nin inovasyon ve girişimcilik ekosisteminin uzun yıllarca İstanbul merkezli olduğu biliniyor. Ancak son iki on yılda Anadolu şehirlerinde kurulan teknoparklar, Ar-Ge merkezleri ve üniversite iş birlikleri bu durumu köklü şekilde değiştiriyor. Şimdilerde, Konya'dan Gaziantep'e, Bursa'dan Kayseri'ye çeşitli şehirler yalnızca üretim alanında değil, teknoloji alanında da önemli merkezler haline geliyor.
AR-GE ANADOLU'YA KAYDI
2000’lerin başında Türkiye’de yalnızca 15 civarında teknopark bulunuyordu ve bu teknoparkların çoğu İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlere yoğunlaşmıştı. Bugün itibariyle bu sayı 100’ü aşmış durumda. Bu merkezlerin yarısından fazlası Anadolu şehirlerinde faaliyet gösteriyor. Ar-Ge harcamalarının, 2002 yılında milli gelirin yüzde 0.5'i iken, günümüzde yüzde 1.4’e yükseldiği görülüyor. Aynı süreçte Ar-Ge personeli sayısı 20 binlerden 220 binin üzerine çıktı. Teknopark firmalarının toplam ihracatı ise 10 milyar doları geçti. Bu veriler, Anadolu’da sadece sayısal bir büyümenin değil, kalifiye teknoloji üretiminin de köklendiğini gösteriyor.
DÜNYA ÇAPINDA BAŞARILAR
Anadolu’daki teknoparklar yalnızca yerel ihtiyaçlara değil, aynı zamanda küresel pazara da hitap ediyor. Gaziantep Teknopark’ta geliştirilen bir savunma yazılımı, NATO tatbikatlarında kullanıldı. Konya Teknokent’te ortaya çıkan bir tarım girişimi, Ortadoğu ve Afrika pazarlarına açıldı. Bursa’daki ULUTEK firmaları, Avrupa’nın elektrikli araç dönüşümüne hem parça hem de yazılım desteği sağlıyor. Kayseri’deki OSB Ar-Ge Merkezi’nden çıkan medikal cihazlar ise Almanya ve Hollanda’ya ihraç ediliyor. Bu tür başarılar, “Anadolu’dan çıkılmaz” algısını tersine çevirerek “Anadolu’dan dünyaya açılır” anlayışını destekliyor.
YATIRIMCILARIN RADARINDA
Diğer bir dikkat çekici durum, nitelikli mühendislerin İstanbul’dan Anadolu şehirlerine yönelmesi. Yüksek yaşam maliyetleri, trafik ve konut sorunları genç mühendisleri Kayseri, Eskişehir ve Konya gibi şehirlere çekiyor. Pandemi sonrası yaygınlaşan hibrit ve uzaktan çalışma modelleri de bu durumu hızlandırdı. TÜBİTAK’ın verilerine göre, son beş yılda Anadolu’daki Ar-Ge merkezlerinde çalışan mühendis sayısı yüzde 60 oranında arttı. İstanbul’da kariyerine başlayan yazılımcı Mert Yılmaz, pandemi sonrası Eskişehir’e dönerek bir girişime katılırken, “Hem yaşam kalitem yükseldi hem de global bir projede çalışmaya devam ediyorum” şeklinde yeni dönemin ruhunu özetliyor. Yatırımcıların ilgisi artık yalnızca İstanbul ile sınırlı değil. 2024’te Türkiye’ye giren 1.3 milyar dolarlık risk sermayesinin yüzde 22’si İstanbul dışındaki girişimlere yöneldi. Gaziantep, Konya ve Kayseri’deki startuplar, yabancı fonlardan milyon dolarlık yatırımlar alıyor.
YENİ BİR TEKNOLOJİ HARİTASI
Uzmanlar, önümüzdeki on yılın İstanbul merkezli ekosistemden çok merkezli bir Türkiye haritasına geçiş dönemi olacağını öngörüyor. Konya tarım teknolojilerinde, Bursa otomotiv ve makine inovasyonunda, Gaziantep savunma ve tekstil teknolojilerinde, Kayseri ise medikal ve endüstriyel tasarımda öne çıkacak. Bu çeşitlilik, Anadolu’nun sadece üretim değil, aynı zamanda yaratıcı inovasyonun da kalbi haline geldiğini gösteriyor. Türkiye’nin son yirmi yıldaki en büyük sessiz devrimlerinden biri, inovasyonun merkezinin değişmesi oldu. Bugün genç mühendisler İstanbul yerine Anadolu’da yaşamayı tercih ediyor ve teknoparklarda kurulan girişimler milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmekte. Yatırımcılar da gözünü Anadolu şehirlerine çevirmiş durumda. Atılan bu adımlar, Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda yalnızca İstanbul değil, çok merkezli “Anadolu teknoloji vadileri” ile anılacağını ortaya koyuyor.
HER BİRİ FARKLI ALANLARA YOĞUNLAŞTI
Savunmadan tarıma, biyoteknolojiden denizciliğe… Anadolu’daki teknoparklar, geliştirdikleri yenilikçi projelerle hem Türkiye’nin teknolojik dönüşümüne yön veriyor hem de dünya çapında ses getirmekte.
Gaziantep Teknopark – Savunma yazılımlarında yükseliş Gaziantep'te geliştirilen yazılımlar, NATO tatbikatlarında kullanılmaya başladı. Yerli çözümler, Türkiye'nin savunma teknolojilerinde dışa bağımlılığını azaltırken bölgeyi savunma yazılımlarında ilgi merkezi haline getiriyor.
Konya Teknokent – Tarımda yapay zekâ uygulamaları Konya’daki girişimler, sulama sistemlerini optimize eden yapay zekâ algoritmalarıyla su kullanımını %30 oranında düşürdü. Bu çözümler yalnızca Türkiye’de değil, Ortadoğu ve Afrika’da da uygulanmaya başlandı.
Bursa ULUTEK – Elektrikli araç ekosisteminin merkezi Bursa’daki girişimler, elektrikli araç dönüşümünde Avrupa’ya hem parça hem de yazılım ihraç ediyor. Alman otomotiv firmalarıyla kurulan iş birlikleri sayesinde ULUTEK, elektrikli mobilitede stratejik bir oyuncu haline geldi.
Kayseri Erciyes Teknopark – Medikal cihazlarda ihracat başarısı Erciyes Teknopark’ta geliştirilen taşınabilir görüntüleme cihazları, Almanya ve Hollanda’da kullanılmaya başlandı. Düşük maliyetli ama yüksek doğruluklu bu cihazlar, Türkiye’yi medikal teknolojilerde rekabetçi kılıyor.
Eskişehir ETGB – Havacılık ve raylı sistemlerde kümelenme Eskişehir’deki girişimler, TUSAŞ ve TÜLOMSAŞ projelerine yazılım ve parça tedarik ederek milli uçak ve tren projelerinde kritik bir rol üstleniyor. Şehir, havacılık ve raylı sistemlerde bir kümelenme merkezi haline geliyor.
Adana Çukurova Teknokent – Biyoteknoloji ve sağlıkta atılım Çukurova’da geliştirilen biyosensörler, kanserin erken teşhisi için uluslararası ödüller kazandı. Bu projeler, ABD ve Japonya’daki üniversitelerle ortak araştırmalara dönüştürülerek bölgeyi biyoteknolojide lider yapıyor.
Trabzon Teknokent – Denizcilik yazılımlarında küresel oyuncu Karadeniz’de geliştirilen yazılımlar, gemi rotalarını optimize ederek yakıt tüketimini %15 oranında azalttı. Bu yenilikçi teknolojiler, Avrupa’daki deniz taşımacılığı firmalarına ihraç edilerek Trabzon’u denizcilik yazılımlarında küresel pazara taşıyor.