reklam
reklam
DOLAR42,4573% 0.18
EURO49,0343% 0.06
STERLIN55,5941% 0.1
FRANG52,6911% 0.2
ALTIN5.567,64% 0,24
BITCOIN87.255,01-4.568
reklam

Çanakkale Açıklarında 30'dan Fazla Deprem Yaşandı: Uzmanlar 6 İlçeye Dikkat Çekiyor

Yayınlanma Tarihi : Google News
Çanakkale Açıklarında 30'dan Fazla Deprem Yaşandı: Uzmanlar 6 İlçeye Dikkat Çekiyor
reklam

Türkiye, son günlerde Balıkesir’in Sındırgı ilçesindeki depremlerle ilgili gelişmeleri takip ederken, bu sefer Çanakkale’nin Ayvacık ilçesi açıklarında yeni sarsıntılar kaydedildi.

Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığı'nın verilerine göre, cumartesi günü Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi açıklarında saat 21.29'da 4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İlçenin yaklaşık 13.93 kilometre açığında, yerin 8.33 kilometre derinliğinde kaydedilen depremin ilk belirlemelerine göre herhangi bir olumsuzluğa yol açmadığı belirtildi.

Bu deprem sonrası 30'dan fazla küçük bir deprem fırtınası yaşandı ve hala devam ediyor. Bu gece aynı bölgede 3,5 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi.

Bölgedeki depremlerin büyüklüğü ve derinliği, o yörede beklenen normal sismik aktiviteyle uyumlu olduğuna işaret eden Prof. Dr. Süleyman Pampal, depremin “olağan” olarak değerlendirilebileceğini belirtti; ancak tehlikelere de dikkat çekti.

‘İKİ FAY KOLUNUN BATI UÇLARINDA KALAN BİR GEÇİŞ BÖLGESİ’

Prof. Dr. Pampal, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun kuzey kolunun batı ucu ile güney kolunun batı ucu kesiştiği alanın bu bölgede bulunduğunu hatırlatarak, “Her iki kol da aktiftir ve deprem üretmeye devam ediyor. Söz konusu alan, güney ve kuzey kolların batı uçları arasında kalan bir geçiş bölgesi niteliği taşımaktadır” şeklinde konuştu.

Ana yıkıcı bir fayın bu bölgeden doğrudan geçmediğini belirten Pampal, güneybatıya doğru uzanan tali fay hatlarının varlığını ifade etti. Bu nedenle bölgede zaman zaman hissedilen depremlerin sürpriz olmadığını dile getiren Prof. Dr. Pampal, “Bu tür depremler olağan karşılanmalıdır” değerlendirmesini yaptı.

#DEPREM
Büyüklük:4.0 (Mw)
Yer:Ege Denizi – [13.93 km] Ayvacık (Çanakkale)
Tarih:2025-11-15
Saat:21:29:12 TSİ
Enlem:39.60778 N
Boylam:25.98861 E
Derinlik:8.33 km
Detay: https://t.co/oMOYkKZk08 @afadbaskanlik @trthaber @anadoluajansi

— AFAD Deprem (@DepremDairesi) November 15, 2025

BÖLGENİN YAKIN ÇEVRESİNDE TARİHİ DEPREMLER VAR

Prof. Dr. Süleyman Pampal, bölgedeki tarihi sarsıntıların önemine de dikkat çekti. Edremit Körfezi'nde 1944 yılında meydana gelen 6,7 büyüklüğündeki deprem, bölgenin en yıkıcı olaylarından biri olarak tarihe geçmiştir.

Aynı şekilde, bölgeye yakın Midilli Fayı üzerinde de büyük depremler yaşandığını belirten Pampal, 1865 yılında 6 ile 7 arasında olan ve yıkıcı etkisi bilinen sarsıntıları örnek gösterdi. Daha yakın tarihlerde ise 2021'de bölgede 5 civarında depremler meydana geldiğini sözlerine ekledi.

Doğuya doğru gidildikçe de önemli deprem olayları bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Pampal, 1953 Yenice depreminde 7’nin üzerinde bir büyüklüğe, ardından 1970’li yıllarda Gönen’de 6,8'lik bir depremin yaşandığını da hatırlattı. Bölgenin kuzeyinde ise 1912 Mürefte depremi dikkat çeken bir başka tarihsel olay olarak öne çıkıyor.

#DEPREM
Büyüklük:3.5 (Ml)
Yer:Ege Denizi – [11.42 km] Ayvacık (Çanakkale)
Tarih:2025-11-17
Saat:02:11:12 TSİ
Enlem:39.58778 N
Boylam:26.00639 E
Derinlik:8.24 km
Detay: https://t.co/addV71t4bR @afadbaskanlik @trthaber @anadoluajansi

— AFAD Deprem (@DepremDairesi) November 16, 2025

MİNİ BİR DEPREM FIRTINASI YAŞANIYOR

Yaşanan depremin ardından bölgede büyüklüğü 1-2,5 arasında değişen 30’dan fazla sarsıntı yaşandı ve bu durum hala devam ediyor. Hatta bu gece yarısı 3,5 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Bu sarsıntılar bize ne gibi bir mesaj veriyor?

Bu küçük depremlerin daha büyük bir depremin habercisi olmadığını belirten Prof. Dr. Süleyman Pampal, “Tali faylar 4-5 büyüklüğüne kadar deprem üretebilir. Ancak Biga gibi bölgelere doğru gidildikçe 6-7 büyüklüğünde depremler mümkündür. Eğer kuzey ve güney kolda doğrudan bir deprem olursa Ayvacık ve çevresi ciddi hasar görebilir. Ama şu an için böyle bir tehlike yok. Bölge zaten hareketli” dedi.

Ayvacık’a en yakın etkili fayın Edremit Körfezi’ndeki fay hattı olduğunu söyleyen Pampal, bu fayın tarihte yıkıcı depremler ürettiğinin altını çizdi. “Ayvacık açıkları için en dikkat edilmesi gereken yer Edremit fayıdır. 1944’te burada yıkıcı bir deprem meydana gelmiştir” şeklinde konuştu.

EN TEHLİKELİ ALAN BANDIRMA-GEMLİK-İZNİK-GEYVE-PAMUKOVA HATTINI TAKİP EDEN FAY

Bölgede 30'dan fazla deprem olunca, sosyal medyada bazı kullanıcıların Sındırgı depremiyle bağlantılı olabileceği yönünde yorumlar yapması dikkat çekti. Bunun ne kadar gerçekçi olduğu konusunda ne düşünüyorsunuz?
Prof. Dr. Süleyman Pampal, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Pampal, “Bu bölge Sındırgı’dan oldukça farklı bir jeolojik yapıya sahip ve oraya da uzak. Dolayısıyla bu depremi Sındırgı fay hattıyla ilişkilendirmek doğru değildir” dedi.

Bölgedeki en kritik hatların tamamen başka bir yerde bulunduğuna işaret eden Pampal, özellikle Bandırma-Gemlik-İznik-Geyve-Pamukova hattı üzerinden Sakarya’nın doğusuna, Akyazı’ya doğru uzanan fay kolunun şu an için en tehlikeli alanlardan biri olduğunu vurguladı.

Pampal, “İznik’te 1065 yılında 7 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem meydana geldi. Bu fay o günden bu yana kırılmadı ve yaklaşık 900 yılı aşkın süredir enerji biriktiriyor” dedi. Bu nedenle söz konusu hattın günümüzde Türkiye’nin en riskli bölgelerinden biri olduğuna dikkat çeken Pampal, “Bu fay, 7 ile 7,5 büyüklüğü arasında deprem üretme potansiyeline sahiptir. Uzun süredir suskun olması riskin yüksekliğini artırıyor” değerlendirmesinde bulundu.

GEMLİK’E DİKKAT! 'TÜRKİYE’NİN EN KRİTİK YERLEŞİMLERİNDEN BİRİ'

Prof. Dr. Süleyman Pampal, bölgenin deprem riskiyle ilgili sorularıma yanıt verirken özellikle Gemlik için ayrı bir parantez açtı. Pampal, “Gemlik, riskin en yüksek olduğu yerleşimlerden biridir. Buradaki yapı stokunun ciddi bir şekilde incelenmesi gerekiyor. Fayın enerjiyi biriktirdiği bir gerçek, ayrıca Gemlik’in zemininin de oldukça kötü olduğu biliniyor” dedi.

Aynı riskin İznik için de geçerli olduğunu ifade eden Pampal, 1065 yılındaki büyük depremi hatırlatarak, “O depremde İznik’teki bazilika yıkıldı ve su altında kaldı. Bugün hâlâ su altında ve bu konuda çalışmalar yürütülüyor. İznik’in bir kısmının o depremle suya gömüldüğünü biliyoruz. Bu da bölgedeki tarihsel yıkıcılığın bir göstergesi.”

Pampal, bölgede yeniden deprem beklendiğini ancak zamanının öngörülemeyeceğini sözlerine ekleyerek,“Bu faylar uzun süredir enerji biriktiriyor. Zamanını bilemeyiz ama dikkatli olmak ve hazırlığı ciddiye almak gerekiyor” uyarısında bulundu.

Bölgedeki tehlikeyi artıran bir diğer hattın Bursa Fayı olduğunu belirten Pampal, “1855 yılında bu fay üzerinde iki büyük yıkıcı deprem yaşandı ve ikisi de 7 büyüklüğünün üzerindeydi. Bursa'nın bu tarihsel deneyimi, riskin bugün de devam ettiğini göstermektedir” şeklinde konuştu.

BURSA VE ÇEVRESİNDE YAŞANAN DEPREMLER, FAY HATTINDAKİ STRESİ HİÇ Mİ AZALTMIYOR?

Prof. Dr. Süleyman Pampal, “Büyük bir depremle karşılaştırıldığında, bu küçük sarsıntılar hiçbir şey değil. Ancak bu depremler, stresi azaltmanın ötesinde bize bir mesaj veriyor. ‘Bu fay aktif, zamanı geldiğinde kırılacak’ demek istiyorlar” ifadelerini kullandı.

Pampal, “Ne zaman kırılacağı, fayın enerjiyi kırılma direncini aşacak kadar biriktirmesine bağlı. Bölgede yeterli enerji birikmiş potansiyel faylar mevcut. Türkiye ne yazık ki böyle bir coğrafya üzerinde yer alıyor” diyerek, yapı stoğunun güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.

reklam

YORUM YAP