

Son yıllarda hızla yaygınlaşan dijital tarım uygulamaları, Türkiye'nin kırsal üretim anlayışında köklü bir dönüşüm başlattı. Otomasyon sistemleriyle gübreleme ve sulama yapan, dronlarla tarlasını izleyen, mobil uygulamalarla mahsul gelişimini takip eden üreticiler, artık tarımı sadece doğaya değil, teknolojiye de emanet ediyor. Dikkat çeken bir diğer unsur ise bu dönüşümün sadece büyük ölçekli işletmelerde değil, küçük aile çiftliklerinde de etkisini göstermesi. Anadolu'nun dört bir yanında çiftçiler artık cep telefonlarıyla toprağın nem dengesini kontrol ediyor, hastalık risklerini önceden tespit eden sensörlerle ürün kayıplarını azaltıyor. Sektör yetkililerinin verdiği bilgiye göre teknolojiye olan ilgi Avrupa'dan neredeyse iki kat daha hızlı ve uyum seviyesi çok daha yüksek.
HER ALANDA TASARRUF
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın desteklediği dijitalleşme projeleri ve özel sektörün sunduğu yazılım çözümleriyle birlikte, Türkiye'de kırsal teknoloji kullanımı hızla artarken, bu sayede üretim maliyetlerinde düşüş, verimlilikte ise artış sağlanıyor. Türkiye'nin farklı illerinden çiftçilerin deneyimleri, bu teknolojik dönüşümün etkisini somutlaştırıyor. Konya'da bir çiftçi, GPS destekli traktör sayesinde mazot tüketimini yüzde 20 oranında azaltırken; Aydın'da zeytin üreticileri, yapay zekâ tabanlı hastalık tespit sistemleriyle rekoltede yüzde 30'a varan artışlar yaşandığını aktarıyor. Uzmanlara göre, iklim değişikliğiyle birlikte su kaynaklarının daha verimli kullanılması, toprağın doğru analiz edilmesi ve zamanlamanın kusursuz yapılması için dijital tarım artık bir seçenek değil, zorunluluk. Türk çiftçisi yalnızca toprağa değil, teknolojiye de yatırım yaparak tarımda yeni bir çağın kapılarını aralıyor. Avrupa'da dijital tarımın lideri konumuna gelen Türkiye, bu alandaki gelişmeleriyle önümüzdeki yıllarda küresel örneklerden biri olmaya aday.
TEKNOLOJİYE HIZLI UYUM
Türk çiftçisinin teknolojiye olan hızlı uyumu, tarım araçları tercihlerine de yansıyor. Avrupa'da banttan inen son teknoloji traktörlerin yüzde 30'u Türkiye'ye gönderiliyor. Türkiye, Massey Ferguson'un Avrupa ve Orta Doğu satışlarında birinci sırada yer alıyor ve ABD'yi dahi geride bırakarak markanın en büyük alıcısı konumuna yükselmiş durumda. Massey Ferguson Türkiye Genel Müdürü Mete Has, “Son üç yıldır Avrupa ve Orta Doğu'da Massey Ferguson'un en çok satış yaptığı ülke Türkiye. Artık Amerika'yı bile geçtik. Özellikle uydu bağlantılı, otomatik dümenleme sistemlerine sahip, yüksek konfor ve üretkenlik sağlayan traktörler Türk çiftçisinin ilk tercihi. Bu Türk çiftçisinin teknolojiyi ne kadar hızlı benimsediğinin en açık göstergesi” diyor.
TÜRKİYE'DE ÖNE ÇIKAN TEKNOLOJİLER
TÜRKİYE'DE sadece traktörler değil, tüm tarım altyapısı dijitalleşiyor. İşte öne çıkan teknolojiler:
Uydu Destekli Tarım Yönetimi: Türk çiftçileri, tarlaların verimini artırmak için artık GPS tabanlı tarım haritaları kullanıyor. Hassas gübreleme, ilaçlama ve sulama ile girdi maliyetleri azalıyor, çevre korunuyor.
Akıllı Sensörler: Toprak nemi, hava durumu, pH seviyesi gibi veriler anlık olarak sensörlerle ölçülüyor. Bu sistemler mobil uygulamalara entegre edilerek çiftçilerin kararlarını veriye dayalı almasını sağlıyor.
Tarımda Yapay Zekâ: Bitki hastalıklarını tespit eden, erken uyarı sistemleri kuran yapay zekâ algoritmaları, zararlılarla mücadelede verimliliği artırıyor.
Tarım Drone'ları: Dronelar, hem gözlem hem ilaçlama gibi işlerde kullanılarak zamandan ve maliyetten büyük tasarruf sağlıyor.
Veri Tabanlı Hayvancılık: Büyükbaş hayvan çiftliklerinde kullanılan çipli takip sistemleri, hayvanların sağlığını ve verimini dijital ortamda izliyor.