

Yaklaşık 15 asırdır varlığını sürdüren ve tarih boyunca üç kez yıkıma uğrayıp yeniden inşa edilen Ayasofya-i Kebir Camisi’nde devam eden restorasyon çalışmalarının, yapının gelecek nesillere en sağlam ve doğru şekilde aktarılmasını hedeflediği açıklandı. Çalışmalar, Vakıflar Genel Müdürlüğü denetiminde sürdürülmektedir.
İKİNCİ ETAP RESTORASYON KAPSAMINDA DEPREM GÜVENLİĞİNE VURGU
2023 yılında başlayan ikinci dönem restorasyon çalışmaları, Ayasofya’nın deprem güvenliğini artırmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, ana kubbenin dış yüzeyindeki kurşun kaplamalar yenilenirken, yapının mevsimsel koşullardan etkilenmemesi ve iç yüzeydeki mozaiklerin zarar görmemesi için kubbenin geçici bir çelik yapı ile kapatılmasına Bilim Heyeti ve Koruma Kurulu tarafından karar verilmiştir.
GEÇİCİ ÇELİK YAPI VE İŞ MAKİNELERİ DENETİM ALTINDA
Geçici çelik yapıyı taşıyacak 43,5 metre yüksekliğindeki dört ana kolon, ibadet alanını engellemeyecek şekilde cami içerisinde inşa edilecektir. Bu yapıların ve 43,5 metrelik sistemin taşınması için iş makinesi kullanımının zorunlu olduğu tespit edilmiştir ve yapının batı tarafında sınırlı bir giriş yolu oluşturulmuştur.
ÖZEL PLATFORM İLE ZEMİN KORUMADA
Kamuoyunda “Ayasofya’ya kamyon sokuldu” şeklinde yer alan haberlerde ise araçların gelişi güzel bir şekilde ya da tarihi zemine zarar verecek biçimde içeri alınmadığı, aksine yaklaşık bir yıl süren çalışmalar sonucunda oluşturulan özel platform üzerinden kontrollü bir hareket gerçekleştirdiği vurgulanmıştır. Çalışmalar kapsamında olası tüm yüklerin statik hesapları, zemin testleri ve jeoradar taramaları yapılmıştır.
Zemin taşıma kapasitesi metrekare başına 25 ton olarak hesaplanmış, ancak koruma amacıyla metrekare başına 30 ton taşıyabilen bir sistem inşa edilmiştir. Kullanılacak en büyük aracın 45 ton ağırlığında olduğu, bu ağırlığın metrekareye düşen kısmının yalnızca 6 ton olduğu belirtilmiştir. Hazırlanan özel zemin, bu yükü güvenli bir şekilde taşıyacak biçimde tasarlanmıştır.
KONTROLLÜ HAZIRLIK BATI AVLUSU VE HARİM BÖLÜMÜNDE
Caminin batı avlusu girişinden harim bölümüne kadar olan alana prekastlar, ahşap elemanlar ve çelik platform yerleştirilmiştir. Mermer zeminlerin korunması bu yöntemle sağlanmıştır. Harimdeki mevcut mermer döşemeler belgelenerek kontrol edilmiş; iç mekan için jeoradar taraması ve zemin sınıfı testi gerçekleştirilmiştir.
TARİHİ YAPIYA ZARAR VERİLMİYOR
Ayrıca iş makinelerinin hareket edeceği alanda yükün yayılmasını ve mermerlerin zarar görmemesini sağlamak için çok katmanlı geçici bir döşeme sistemi kurulmuştur: buhar geçişine izin veren geçişli örtü, keçe, kum, 18 mm kontra, 10×10 cm ahşap karkas ve en üst katmana baklava sac ile zemin güvenli bir şekilde korunmuştur. İş makinelerinin egzoz dumanının yayılmaması için duman emici cihazlar da kullanılmaktadır.
Yetkililer, Ayasofya’da sürdürülen tüm çalışmaların tarihi yapıya zarar vermediğini belirtmiş, tüm uygulamaların uluslararası koruma standartları, bilimsel raporlar ve uzmanlar tarafından alınan kararlarla yürütüldüğünü vurgulamıştır.



