Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Yıllık Değerlendirme Toplantısı'nda Ankara'daki basın yayın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Bakan Güler, savunma ve güvenlik konularındaki güncel olaylarla ilgili soruları yanıtladı:
SDG’NİN ENTEGRASYONU
“Özellikle Suriye’deki gelişmeleri titizlikle izliyoruz. Başından itibaren tutumumuzu belirledik ve geri adım atmayı düşünmüyoruz. Suriye'de yeni bir hükümet ve devlet başkanı var; onlara ülke düzenini sağlamaları için bir süre tanımak gerektiğini düşünüyoruz. Suriye'nin yeni lideri, ülkesindeki tüm grupları kucaklayacağını belirtmişti ve bu yönde hareket ediyor. Suriyeli yetkililerle yaptığımız görüşmelerde SDG’nin entegrasyonuna ilişkin tutumlarını anlıyoruz. Her türlü gelişmeye karşı tedbirlerimiz hazır, ne yapmamız gerektiğini biliyoruz; geçmişte olduğu gibi bugünden sonra da gerektiğinde harekete geçeceğiz. Ancak, Suriye hükümetinin öncelikle gerekli inisiyatifleri alması gerekiyor ve biz buna destek veririz.
ABD İLE GÖRÜŞ AYRILIĞI VAR MI?
SDG entegrasyonu konusunda ABD ile görüşmelerimiz devam ediyor. ABD’nin bakış açısı zamanla değişti ve gerçekleri daha net görmeye başladılar, bu nedenle görüş farklılıklarımız azalıyor. Biz ne istediğimizi açıkça ifade ettik ve bu konu üzerinde geri adım atmayacağız. Kesinlikle Suriye ordusuna entegre olmaları gerekiyor. SDG entegrasyon kelimesini kullanıyor ama bunun bireysel entegrasyon olması gerektiğini vurgulamak istiyoruz. Aksi takdirde bu gerçek bir entegrasyon sayılmaz.
SURİYE ORDUSUNA ENTEGRE OLMAZSA NE OLUR?
2016 yılından bu yana Suriye’de yürütülen harekâtlarımızı gerçekleştirirken, ABD ve Rusya da oradaydı. Ancak biz gerekenleri kimseye danışmadan yaptık ve tamamladık. İhtiyaç duyulursa, gelecekte de benzer şekilde hareket edeceğiz.
SDG’NİN TUNEL KAZMA FAALİYETLERİ
Tel Rıfat bölgesinde 302 km, Menbic’te ise 430 km tünel imha işlemini tamamladık, toplamda 732 km tüneli imha ettik. Bu sayede, bu bölgelerde insanların yerleşip tarım yapmalarına olanak sağlıyoruz. Afrin’i kontrol altına aldığımızda bölgede teröristlerin karargâhı haline gelmiş birçok cami, kilise ve okul vardı. Afrin’i terörden temizledikten sonra tespit ettiğimiz tüm tünelleri de imha ettik. Buralarda en büyük baraj olmasına rağmen halk susuz bırakılmıştı, şimdi bölge güvenli ve yaşanabilir bir hale geldi. Rakka ve Deyrizor’daki tünel kazma faaliyetlerini de dikkatle izliyoruz.
SURİYE’YE EĞİTİM DESTEĞİ
Geçtiğimiz hafta Genelkurmay Başkanımız ve Kara Kuvvetleri Komutanımız Suriye’ye gitti. Gittiğimizde onlara nasıl daha iyi ve daha başarıya ulaşacaklarını konuşuyoruz. Azerbaycan, Libya ve Somali’ye verdiğimiz eğitim desteği gibi, benzer yardımları Suriye’ye de sağlayabiliriz. Eğitimleri Türkiye’de başlattık ve sürdürüyoruz. Suriye’nin terörle mücadelesine yardımcı olmalıyız ve bu doğrultuda çalışmalarımız devam etmektedir. 
TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ
40 yıldır terörle mücadele eden ülkemiz için Terörsüz Türkiye süreci büyük bir fırsattır. Gerçekleştirilen faaliyetleri mantıklı buluyoruz ve bu sürecin bizim istediğimiz gibi ilerlemesi için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, PKK’yı tam olarak ortadan kaldırmayı başardığında, terör örgütü de Terörsüz Türkiye sürecine uyacağını duyurdu. Yani başarılı operasyonlar sonunda terör örgütünü silah bırakma aşamasına getirmiş olduk. Şu anda hedefimiz Terörsüz Türkiye'ye ulaşmak ve kardeşliğimizin daima sürmesini sağlamak.
Vatandaşlarımızın bilmesi gereken; TSK, Bakanlık ve devletin ilgili birimleri bu süreçte olup bitenleri takip etmektedir.
Geçmişteki terörle mücadele konusundaki dikkatimizle, günümüzde de terörsüz Türkiye sürecinde aynı hassasiyeti gösteriyoruz. Süreç, terör örgütünün istemesiyle değil, devletimizin belirlediği yöntemle ilerleyecektir.
TERÖR ÖRGÜTÜ PKK’NIN İRAN UZANTISI PJAK’IN DURUMU
Özellikle İsrail-İran savaşı sırasında İran’daki PJAK’lı teröristler, bu savaşın İran'ın kaybıyla sonuçlanacağını düşünerek açıklamalarda bulundular. Ancak gerçek yüzleri kısa sürede gün yüzüne çıktı. İsrail ve İran arasındaki çatışmalarda istenilen sonuçlar elde edilmedi ve İran, PJAK’a yönelik operasyonlar düzenleyerek ciddi kayıplar verdirdi. PKK, silah bırakma açıklamasının ardından Irak’ın kuzeyinden birçok terörist ve silahı İran’a aktarmaya çalıştı. Bu durumu her gün İran’a bildiriyoruz ve kendileri de uygun gördükçe operasyonlar gerçekleştiriyorlar. Böylece İran, PJAK’ın gerçek yüzünü daha iyi anlamış oldu.
DÜŞEN C-130 ASKERİ KARGO UÇAĞI
C-130 uçaklarını 1964 yılından bu yana kullanıyoruz. Bu süre zarfında böyle bir kaza yaşanmamıştı. C-130'lar, dünya genelinde 70'e yakın ülke tarafından en güvenli uçaklar olarak kullanılmaktadır. Bu kazadan sonra tüm C-130 uçaklarımızı kontrol altına aldık ve bu işlemi tamamladıktan sonra uçaklarımızı operasyonel olarak kullanmaya devam edeceğiz. Düşen uçağın kara kutusu ise TUSAŞ'ta inceleniyor. Kaza kırım heyeti çalışmalara devam etmekte. Sonuçlar ne olursa olsun, şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşacağız.
VURULARAK DÜŞÜRÜLEN İHA
15 Aralık tarihinde F-16’larımızın vurduğu İHA, tespit edilmesi zor bir hava aracıdır. Bu durumda tespit eden arkadaşlara teşekkür ederiz. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Karadeniz'de İHA ve insansız deniz araçları yoğun şekilde kullanılmakta. Vurduğumuz İHA kontrolden çıkmış bir hava aracıdır ve F-16’lar tarafından meskun mahallerin uzağında emniyetli bir şekilde vuruldu. Füzeyle vurulmasından dolayı parçalandı. Enkaz arama çalışmaları devam ediyor. Enkazın bulunması halinde yapılacak inceleme ile kamuoyu bilgilendirilecektir.
KARADENİZ’İN GÜVENLİĞİ
Rusya-Ukrayna çatışmasında İHA ve İDA’ların yoğun kullanımı, bölgede ticaret gemileri ve yolcu uçakları için büyük tehlike oluşturuyor. 15 Aralık’ta düşirdiğimiz İHA olayında da hava trafiğini düzenledik. O güzergâhtaki uçakları en yakın havalimanlarına yönlendirerek güvenli inişlerini sağladık. Uçaklarımızın güvenliğini sağladıktan sonra İHA’yı düşürdük. Sivil hava trafiğinin güvenliğini sağladıktan sonra tekrar çalışmalara devam edeceğiz. Karadeniz'deki kritik tesisleri korumak için gereken önlemleri alıyoruz. Sondaj gemilerimiz hayati öneme sahip. Kontrolden çıkan veya tehditlere karşı geliştirdiğimiz tedbirler bulunmaktadır.
EUROFIGHTER TEDARİKİ
İngiltere ile yaptığımız anlaşma doğrultusunda 20 yeni üretim Eurofighter uçağını satın alıyoruz. 2030 yılında 6 adet, 2031'de 8 adet ve 2032'de 6 adet uçak envantere girecek. Ayrıca Katar ve Umman ile Eurofighter uçağı tedarik görüşmelerimiz olumlu ilerliyor. Katar’dan alacağımız uçaklar, çok az uçuş yapan hazır uçaklar. Katarlı kardeşlerimiz bu alımda büyük anlayış gösteriyor. Umman’dan alacağımız uçaklar da az uçuş yapmış olup hangarlarda bekliyor. Umman’dan temin edilecek uçakların modernizasyonu 12 uçak için 2028’de tamamlanacak. Pilotlarımız, Katar’daki Hava Unsur Komutanlığı ile işbirliği yaparak eğitimlere başlayacak. İkinci el tartışmalarını ise doğru bulmuyoruz; Avrupa’da birçok ülke ihtiyaç fazlası uçak alımına devam ediyor. Eurofighter uçağı ve Meteor füzelerini de kendi milli yazılımlarımızla birlikte kullanabileceğiz ve geliştirdiğimiz füzeleri istenirse satabileceğiz.
CAATSA, S400, F-16 VE F-35
ABD Başkanı Trump’ın CAATSA yaptırımlarının kaldırılması için Senato'ya bir öneri sunduğunu ve ABD’li yetkililerin de bu doğrultuda çalışmalar yaptığını biliyoruz.
F-16 alımında sorun yaşamadığımızı belirtmek isterim. Önceliğimiz F-35'lerde bulunuyor. İsrail ve Yunanistan’ın bu uçakların bize verilmemesi için lobi yaptığını biliyoruz. Biz de CAATSA yaptırımlarının kaldırılması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve bu konularda çalışma gruplarımız var. Konu çözüldüğünde sizlerle paylaşacağız. Türkiye ve ABD sorunlarını çözebilecek kapasitede.
GAZZE İSTİKRAR GÜCÜ VE TÜRKİYE
Türkiye olarak Gazze İstikrar Gücü'nde bulunma kararlılığımızda bir değişiklik yok. Gönderilecek birliğimiz dâhil tüm hazırlıklarımızı tamamladık; ancak İsrail, bizim bu gücün içinde yer almamızı istemiyor ve görüşmelerimiz sürüyor.
YUNANİSTAN, İSRAİL VE GKRY İŞ BİRLİĞİ
Yunanistan, İsrail ve GKRY’nin birleşmesi bizim için bir tehdit oluşturamaz. Biz de birçok ülke ile anlaşmalar imzalıyoruz ama bunları belirli ülkeler aleyhine yapmıyoruz. Gayri askeri statüdeki adalara, İsrail’in hava savunma sistemlerini yerleştireceği yönünde haberler mevcut. Bu konuda gerekli önlemleri alıyoruz. Yunanistan Savunma Bakanı Dendias, 2030 yılında bir projeksiyon açıkladı. Ancak Yunan Kara ve Deniz Kuvvetlerine personel bulmakta büyük zorluk çekiyorlar; son günlerde birçok astsubay protesto ederek işe gitmediler. Öncelikle bu sorunlarına odaklanmaları gerekiyor.
TÜRKİYE’NİN AVRUPA GÜVENLİK MİMARİSİ’NE KATILIM DURUMU
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ülkeler, savunma harcamalarını artırma çabasına giriyor. Avrupa da bu eksikliği görerek Avrupa Güvenlik Mimarisi'ni inşa etmeye çalışıyor. Birçok Avrupa ülkesinin mermilere ve silahlara ihtiyacı var. Bu bağlamda birçok Avrupa ülkesi işbirliği için istekli. Fakat Yunanistan, Türkiye'yi bu oluşumun dışında tutmak için çıkarlarını ön plana koyuyor. Türkiye’nin SAFE programına dahil edilip edilmeyeceği çok da dikkate aldığımız bir konu değil. Kritik bir dönemde konuşma fırsatımız gelecektir.
ABD’NİN ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİ BELGESİ
ABD, yakın zamanda yeni bir strateji belgesi yayınladı. Uzun zamandır dile getirdiğimiz bir konu artık netleşmiş durumda; ABD için tehdit alanı Ortadoğu’da değil. ABD çekildiğinde bölgede barışı sağlayacak tek bölgesel gücün Türkiye olduğuna inanıyoruz ve bu durum, ülkemizin bölgesel ve stratejik etkinliğini artıracaktır.
AİLE YILI VE ZORUNLU ASKERLİK KONULARI
Bu yıl, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Aile Yılı olarak ilan edildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın sorumluluğunda yürütülen projelere Milli Savunma Bakanlığı olarak destek vermeyi düşünüyoruz. Üzerinde çalıştığımız bazı önerileri önümüzdeki dönemde paylaşacağız. Örneğin, 3 çocuklu bir ailenin bir çocuğunun veya 4 çocuklu bir ailenin 2 çocuğunun istediği yerde askerliğini yapabilmesi gibi düşünceler üzerinde durmaktayız. Aile konusuna büyük önem veriyoruz ve son olarak İstanbul’daki IDEF Fuarında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte stant açtık.”
