

Bilişim Vadisi’nde gerçekleştirilen İklim ve Ekonomi Sürdürülebilir Mobilite Araç ve Teknolojileri Zirvesi’nde açıklamalarda bulunan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, insanlığın doğal kaynakların sonsuz olduğu düşüncesiyle hareket ettiğini ancak günümüzde bu yanılgının ağır bedeller ödediğini belirtti.
Kacır, dünyanın farklı bölgelerinde insanların temiz suya ulaşmakta zorlandığına ve milyonlarca kişinin deniz seviyelerindeki artış nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldığını ifade ederek, “Karşı karşıya olduğumuz bu durum, yeşil dönüşümün yalnızca ahlaki bir sorumluluk değil, aynı zamanda ekonomik bir zorunluluk olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Kalkınmanın, tüketimle kısıtlanmadığı, insanın doğayla uyumlu bir ilişki kurarak ekolojik sınırları gözetmeyi ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmayı esas alındığı bir dönemdeyiz.” dedi.
Mobilite sektörünün sürdürülebilirlik ve çevrecilik prensipleri doğrultusunda yeniden yapılandırılmasının iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynayacağının altını çizen Kacır, otomotiv endüstrisinin bu dönüşümün ön saflarında yer aldığını ifade etti.
Kacır, günümüzde sensör, iletişim ve yapay zeka teknolojilerindeki gelişmelerle araçların çevreleriyle ve birbirleriyle sürekli iletişim içinde olan akıllı otonom sistemlere dönüştüğünü belirtti. “Batarya maliyetlerindeki azalma ve yüksek enerji yoğunluğuna sahip, uzun ömürlü bataryaların sağladığı geniş menzil, elektrikli araçları cazip ve ulaşılabilir hale getiriyor. Tüketici davranışlarındaki değişim, emisyon standartları ve devlet teşvikleri dünya genelinde elektrikli araçlara talebi artırdı. Geçtiğimiz yıl 17 milyon elektrikli araç satışı gerçekleşti.” diye ekledi.
“Türkiye Yüzyılı’nda Mobilite Teknolojilerinde Öncü Adımlar Atıyoruz”
Elektrikli araçların global otomotiv pazarındaki payının yüzde 20’ye ulaştığını söyleyen Kacır, şunları kaydetti:
“Tüketici tercihleri, ülkemizde de dünya genelinde olduğu gibi değişiyor. Bu yılın ilk dört ayı itibarıyla ülkemizde hibrit araç satışı, geçen yıl ile kıyaslandığında yüzde 134, elektrikli araç satışı ise yüzde 103 artış göstermiştir. Bu dönemde hibrit araçların pazar payı yüzde 17’den yüzde 29’a, elektrikli araçların payı ise yüzde 10’dan yüzde 15,5’e yükselmiştir. Ülkemiz, gelişmiş Ar-Ge ve yenilik ekosistemi ile güçlü ve köklü üretim altyapısıyla mobilite ekosisteminin dönüşümüne liderlik etmeye hazır.”
Kacır, bu anlayışla hazırladıkları ‘Mobilite Araç ve Teknolojileri Stratejileri Yol Haritası’nı kamuoyuyla paylaştıklarını ve bu haritada sosyoekonomik, demografik ve teknolojik değişimlerin mobilite sektörünün mevcut durumunu sergilediğini aktararak, “Ülkemizin rekabet gücünü artıracak kritik projelere yer verdik. Kara taşımacılığı dışında hava, deniz ve raylı sistemler alanında kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerimizi de belirledik.” şeklinde konuştu.
Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği sayesinde vatandaşlara tanıtılan elektrikli ve akıllı otomobil Togg’un, yeni nesil mobilite vizyonunun sadece bir simge değil, bu alandaki dönüşüm iradesinin somut bir kanıtı olduğunu vurguladı. Togg’un 40’tan fazla yerli teknoloji girişimiyle işbirliği yaptığını ve Ankara’daki iştiraki Trutek bünyesindeki bir ekip ile gelecekte mobilitenin geleceğine yön verecek teknolojileri geliştirmeye devam edeceğini ifade etti.
Her zaman Togg’un yanında olacaklarını vurgulayan Kacır, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ve Bilişim Vadisi bünyesindeki Mobilite Hızlandırma Programı gibi farklı adımlarla yeni nesil otomotiv teknolojileri çözümlerinin geliştirilmesini desteklediklerini aktardı.
Kacır, ayrıca ihtiyaç duyulan test, entegrasyon ve sertifikasyon altyapısını sağlayan Açık İnovasyon Otonom Araç Geliştirme ve Test Platformu’nu hayata geçirdiklerini de sözlerine ekleyerek, “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı ile ülkemizin dört bir yanına hızlı şarj istasyonları kurulmasını sağlıyoruz. Sağladığımız desteklerle 12 bini hızlı şarj olmak üzere toplam 30 bin şarj bağlantı noktasına ulaştık. Hızlı şarj altyapımızı son bir yılda iki katına çıkardık. Programın 20 Haziran’a kadar sürecek ikinci çağrısıyla hızlı şarj ağımızı genişletmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“2030’a Kadar Seviye 3 Yerli Otonom Araç Üretimi İçin Çalışmalarımız Devam Ediyor”
Bakan Kacır, mobilitedeki yetenekleri katma değerli üretime yönlendirecek ve uluslararası rekabetçiliği artıracak yatırımları Türkiye’ye kazandırmak adına yeni destek programlarını devreye aldıklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın duyurduğu tarihin en büyük ölçekli yatırım programı HIT-30’un ilk 6 çağrısından ikisini otomotiv sanayimize yönelik olarak kurguladık. Elektrikli araçlar çağrısıyla, yıllık en az 150 bin elektrikli araç kapasitesi sağlayacak ve Ar-Ge merkezi kurulumunu da içeren yeni yatırımlar için kapsamlı teşvik paketi sunuyoruz. Ayrıca batarya üretimi çağrısıyla, hücre üretimini de kapsayan yıllık en az 5 GW saat kapasiteli batarya ve aktif malzeme üretim tesislerinin yatırımlarını destekleyeceğiz.”
Kacır, mevcut otomotiv üreticilerinin son dönemdeki yatırımlarını elektrikli ve hibrit araç üretimine yönlendirmesini, attıkları adımların olumlu sonuçlarını gösterdiğini vurguladı. Yatırım gerçekleştirmemiş otomotiv firmalarına Türkiye’nin sunduğu fırsatları değerlendirerek yatırımlara yönelmeleri için çağrıda bulundu. Yatırımcı ilgisinin, Türkiye’nin uluslararası yeni mobilite yatırımları için cazibe merkezi olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Türkiye’nin yeni nesil elektrikli araç üretiminde hızla yol aldığını belirten Kacır, “2030 yılına kadar elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçların pazar payını yüzde 35’in üzerine, bu alanlarda yerlilik oranımızı yüzde 75’e çıkaracağız. Batarya modül ve alt bileşen yatırımları ile Türkiye’yi bölgesel batarya üretim merkezlerinden biri haline getireceğiz. Ayrıca 2030’a kadar Seviye 3 yerli otonom aracın üretimini sağlayacağız.” dedi.
“Türkiye, Mobilitenin Geleceğine Yön Verecek Projelere Ev Sahipliği Yapmaya Hazır”
Kacır, Türkiye’nin yüksek üretim kabiliyetleriyle yerli yüksek hızlı tren geliştirme ve ihraç etme imkanına sahip olduğunu belirtti. Eylül ayı itibarıyla Eskişehir-5000 projesi kapsamında yerli ve milli yeni nesil elektrikli lokomotif seri üretiminin başladığını ifade etti ve 160 km/saat hıza sahip Milli Elektrikli Tren Seti’nin de seri üretim sürecinde olduğunu dile getirdi.
Kacır, “Yerli ve milli yüksek hızlı tren hedefimiz doğrultusunda kabiliyet ve birikimimizi bir araya getirerek, önemli mesafeler kat edeceğiz.” çerçevesinde açıklamalarını sürdürdü.
Bakan Kacır, Türkiye’nin gemi inşa sanayinin çevreci teknolojileri en kısa sürede uygulamasını sağlayarak çevre dostu elektrikli gemi ihracatında öncü olmayı hedeflediğini söyledi. Ayrıca, havacılık sektöründe askeri insansız hava araçlarıyla elde edilen teknoloji geliştirme kabiliyetini sivil alana aktaracaklarını belirtti. Kacır, mobilite sektöründeki dönüşümlerin Türkiye’den yeni girişimlerin çıkması için fırsatlar sunduğunu vurguladı.
Kacır, “Bugün Bilişim Vadisi’nde 120’den fazla mobilite girişimi yer alıyor ve geleceğin mobilite dünyası burada şekilleniyor. Sektör Kampüste, 42 Yazılım Okulları, Milli Teknoloji Akademisi Uzmanlık Programı gibi projelerle sektörün ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmeye yönelik adımlar atıyoruz.” diye ekledi.
Kacır, Türkiye’nin yeni mobiliteden en üst düzeyde faydalanması için ekosistemi sürekli beslemeye devam edeceklerini belirterek, bu konuda düzenli programlar ve projelerle ülkenin mobilitenin geleceğine yön verecek projelere ev sahipliğine hazır olduğunu söyledi.
Yerli ve yabancı ayrımı yapmadan yatırımcı dostu politikalarla potansiyeli değerlendirip, geleceğin büyüme ve gelişme fırsatlarını kaçırmamak için her girişimin destekçisi olacaklarını sözlerine ekleyen Kacır, “Geleceğin daha büyük, güçlü ve müreffeh Türkiye’sinde yer almak isteyen her vizyon için taşın altına elini koymaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.