

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Londra’da gerçekleştirilen Genel Kurul toplantısına katıldı. Burada yaptığı konuşmada, deniz ticaretinin güvenliği, sera gazı emisyonlarının azaltılması, dijitalleşme ile deniz emniyeti ve güvenliği konularında geliştirilen stratejilere dikkat çekti. Uraloğlu, denizlerin sadece ticaret yolları değil, aynı zamanda ortak bir geleceğin taşıyıcısı olduğunu vurgulayarak, “Denizcilik sektörünün geleceği dijital dönüşümle şekillenmektedir. Teknoloji ve otomasyonun sağladığı fırsatları deniz emniyeti, güvenliği ve çevre koruma ile birlikte değerlendirmeliyiz. Bu alanda kapsayıcı ve aşamalı bir planlamayla daha fazla ilerleme kaydedebileceğimize inanıyorum” dedi.
'DENİZ TİCARETİNİN GÜVENLİĞİ HER ZAMANKİNDEN DAHA KRİTİK'
Son yıllarda dünya deniz taşımacılığının jeopolitik gelişmeler, tedarik zinciri aksaklıkları ve bölgesel istikrarsızlıklar yüzünden zorlu bir dönemden geçtiğini belirten Uraloğlu, “Krizlerin en yoğun yaşandığı alanların deniz yolları üzerinde olması, deniz ticaretinin güvenliğini ve sürdürülebilirliğini her zamankinden daha kritik hale getirmiştir. Önemli su yollarının karşılaştığı tehditler ve zorluklar, ticaret rotalarının dönüşümüne ve seyir mesafelerinin artmasına sebep olmaktadır. Bu durum enerji maliyetlerini ve karbon ayak izini artırmaktadır” şeklinde konuştu.
'HEP BİRLİKTE DAHA FAZLA GAYRET GÖSTERMEMİZ GEREKİYOR'
Bakan Uraloğlu, “Deniz ve okyanuslar, barış, refah ve iş birliği alanı olarak kalmalıdır. Bu noktada hep birlikte daha fazla çaba göstermeliyiz. Bu, IMO ve üye ülkelerin ortak bir sorumluluğudur. IMO’nun 2023 yılında kabul edilen sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik yeni stratejisini tarihi bir adım olarak görmekteyiz. Türkiye, emisyon azaltım hedefini güçlü bir şekilde desteklemektedir ancak bu konuda bölgesel önlemler yerine IMO çerçevesinde küresel çözümler geliştirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Bakan Uraloğlu, denizlerin sadece ticaret yolları değil, ortak geleceğin de taşıyıcısı olduğunu yineleyerek, “Denizcilik sektörü dijital dönüşüm ile şekillenmektedir. Teknoloji ve otomasyonun sunduğu fırsatları deniz emniyeti, güvenliği ve çevre koruma ile birlikte değerlendirmeliyiz. Bu noktada kapsayıcı ve aşamalı bir planlama ile daha fazla ilerleme kaydedebileceğimize inanıyorum. Denizcilik, insan emeğine ve bilgiye dayalı bir sektördür. Gemi adamı ihtiyacının sürekli arttığı bu dönemde, onların refahı, eğitimi ve motivasyonu sürdürülebilir taşımacılığın en önemli unsurlarındandır. Covid-19 döneminde gemi insanlarının seyahatine getirilen kısıtlamalar, taşımacılığı durma noktasına getirmişti. Herkes, gemi insanlarının dünya ticaretinde kilit rol oynadığını kabul etti. Günümüzde de gemi insanlarımızın gemilere katılmak için yaşadıkları vize zorluklarına dikkatle yaklaşmalı ve bu engelleri onlara yeniden göz önünde bulundurarak ortadan kaldırmalıyız. Böylece sektörümüzün gelişimi için bir adım daha atmış olacağız” dedi.



