reklam
reklam
DOLAR38,8949% 0.36
EURO43,4533% -0.25
STERLIN51,6683% -0.22
FRANG46,4694% 0.15
ALTIN4.001,01% -0,81
BITCOIN102.953,21-1.131
reklam

Başkan Erdoğan: Terörsüz Türkiye’nin Nihai Hedefi Silahları Gömektir

Yayınlanma Tarihi : Google News
Başkan Erdoğan: Terörsüz Türkiye’nin Nihai Hedefi Silahları Gömektir
reklam

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’ne katılmak için gittiği Arnavutluk dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan’ın açıklamaları şu şekilde;

SORU: Sayın Devlet Bahçeli’yle birlikte 50 yıllık bir kâbusu bitirdiniz. Bu, aslında Nobel Barış Ödülü gerektiren bir adım, bir devrim. Çünkü PKK, tarihinde ilk kez, fesih ile birlikte, silah bıraktığını açıkladı. Bundan sonra beklenti ya da beklentilerimiz ne olacak? Tam olarak ne olduğunda biz “tamam işte oldu” diyeceğiz?

Terörsüz Türkiye’nin nihai hedefi bellidir. Silahları gömmek. Terör örgütünün silahlarını tamamen bırakması, fesih kararının eksiksiz biçimde uygulanması ve illegalitenin terk edilmesi şarttır. Alınan kararların tatbikini çok yakından takip edeceğiz. Şehitlerimizin manevi hatırasına, şehit yakını ve gazilerimizin haklarına halel getirmeden terörsüz Türkiye’ye kavuşacağız. Terörün, Türkiye’nin gündeminden tamamen çıkmasıyla birlikte yepyeni bir dönemin kapısı aralanacaktır. Terör belası yıllarca bu ülkenin ayağına vurulmuş bir prangaydı. Hızımızı azaltan, ayaklarımızı bağlayan zincirleri kırmaya başladık. Terör örgütünün, bulunduğu bölgeleri terk etmesiyle Güneydoğu’da, Doğu’da halaylar çekildi. Artık Doğu’ya, Güneydoğu’ya huzur geldi diye benim vatandaşım orada halaylar çekti. Bölgeye gelen bu huzuru, bu refahı Tayyip Erdoğan kendi için istemiyor, ülkesi için istiyor, bölgesi için istiyor. Bütünüyle bu bölgede ekonomik ayağa kalkış, bu huzur iklimiyle beraber olacak. Doğu’daki, Güneydoğu’daki halkımın yaşamı çok daha farklı bir hale gelecek. Hem ticari hayat canlanacak hem de benim vatandaşım caddelerde, sokaklarda nefes alacak. Çobanlarımız yaylada sürüsüyle beraber güvenli şekilde hayat sürdürebilecek. Ülkemin dört bir yanında da huzur tam anlamıyla hissedilecek. Beklentimiz, terör defterinin bir daha açılmamak üzere kapanmasıdır.

SORU: Bu sürecin devamı için, Suriye’de Şam yönetimi ile yapılan anlaşmanın sonuçlarına mı bakılacak? Yine Bağdat ve Erbil yönetimlerinin teröristlerin silah bırakması ve bu silahların teslimi ile ilgili süreçlerdeki rolleri neler olacak?

Bundan sonra örgütün feshi ve silahların teslimi ile ilgili çalışmaların nasıl yapılacağı, devletimizin güvenlik birimlerinin takibindedir. Sınırlarımız dışındaki teröristlerin silahlarının ne şekilde teslim edileceği ile ilgili komşularımızdaki muhataplarıyla görüşmeler yürütülüyor. Bağdat ve Erbil yönetiminin bu süreçte nasıl yer alacağına ilişkin planlamalar var. Silahların teslimi ve örgütün tamamen tasfiyesi gerçekleştiğinde, birlik ve beraberliğimizi güçlendiren adımlarla terörün tamamen Türkiye gündeminden çıkışı sağlanacaktır. Annelerin, babaların yüreklerine su serpilecektir. Sivil siyasetin güçlenmesi, şiddetin tamamen devreden çıkmasıyla beraber olacaktır. Bu adım, Irak ve Suriye’nin de huzuruna, kalkınmasına, istikrarına hizmet edecektir. Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara iki kez Türkiye’ye geldi; bu görüşmeler son derece verimli geçti. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, İstihbarat Başkanımız İbrahim Kalın ve Savunma Bakanımız Yaşar Güler ile görüşmeler yapılmıştır. Temaslarımız sürüyor.

SORU: Sayın Cumhurbaşkanım son grup konuşmanızda Terörsüz Türkiye ile ilgili gelinen noktayı çok başarılı bulduğunuzu söylemiştiniz. Bu başarının altında da 86 milyon nüfusumuzun yattığını vurgulamıştınız. Bu konuyu biraz açabilir misiniz? Bu başarıda milletin ne tür bir fonksiyonu, rolü oldu?

Milletin içinde olmadığı, milletin fonksiyonel olmadığı bir zafer düşünülebilir mi? Şu anda benim en Doğu’dan en Batı’ya, en Kuzey’den en Güney’e vatandaşım bu işin içinde. Bu kararlılıkta milletimin çok büyük payı var. Hep beraber bu gelişmeleri, bu oluşumu paylaşıyoruz. Doğu, Güneydoğu halay çekebiliyorsa, bu halaylar çekiliyorsa, demek ki artık bu iş onların içinden geliyor. Teröre karşı milletimizin tamamı dimdik durdu. Bu mücadelenin neticesi bizi Terörsüz Türkiye’yi inşa sürecine getirdi. Dolayısıyla bu sonuç, milletin tamamının başarısıdır. Terörle mücadeledeki başarımızda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da terör örgütüne karşı devletinin yanında yer alan bölge insanımızın payı vardır. Karadeniz’e teröristlerin girmesine engel olan insanımızın payı vardır. Ekonomiye katkısıyla savunma sanayimizin gelişmesini sağlayan Marmara’nın, Ege’nin, Akdeniz’in payı vardır. Bu başarı, 86 milyonun ortak kararlılığıyla elde edilmiştir. Gençlerimiz, çocuklarımız terörün gölgesinde değil; özgür, huzurlu ve güvenli bir ortamda yaşamalıdır. İktidar ve ittifak olarak tek arzumuz, onlara huzurlu ve güvenli bir Türkiye bırakmaktır.

SORU: PKK terör örgütünün yapmış olduğu son açıklamada, biliyorsunuz Lozan’a bir vurgu yapılmıştı. Bu Lozan’a vurgu yapılması sonrasında sanki bu açıklamayı iktidar yapmışçasına tepkiler gelmeye başladı. Muhalefet Lozan’la ilgili sert tepki gösterirken, CHP lideri Özgür Özel, “Bu açıklamanın altında Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin imzası var” dedi. Bunu nasıl değerlendireceğiz? Bu dil böyle mi devam edecek?

Ben hiçbir konuşmamda bu gelişmelerin Lozan’la ilişkisinin olduğunu ifade etmedim. Bunun Terörsüz Türkiye ile yakından uzaktan alakası yok. Bu gelişmeler karşısında Doğu ve Güneydoğu’daki halkımın yaklaşımını çok önemsiyorum. Bizim muhatabımız milletimizdir, bölgedeki kardeşlerimizdir. Bizim gündemimizde, terörün tamamen devre dışı bırakılması ve terör örgütünün kendini feshetmesi var. Kimsenin tereddüdü olmasın, devletimiz ve hükümetimiz gündemine hakimdir. Cumhur İttifakı tam bir dayanışma içindedir.

SORU: İstanbul’da Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Volodimir Zelenskiy arasındaki görüşme ihtimali tarihi bir fırsat olarak görülmüştü. Siz, kalıcı bir ateşkes ve barışın sağlanması noktasında dünyada en samimi ve yoğun gayreti gösteren liderisiniz. Bu görüşmelerin gerçekleşememesi hangi faktörlere bağlı? Hangi adımlar atılması gerekir?

Burada bizden kaynaklı bir durum söz konusu değil. Sayın Putin, Sayın Zelenskiy, önemli aktörlerdir. İstanbul’da iki ülkenin heyetlerini bir araya getirmemiz savaşın sona ermesi ve bölgede barışın tesisi için önemliydi. Biz başından beri savaşın sona ermesi için yoğun çaba sarf ediyoruz. Bu zirve, barışın kapılarını açacak önemli bir adım olarak planlandı. Silahların susması, diplomasinin konuşması gerekiyor. Barış müzakereleri başlamalı ve bu fırsat kaçırılmamalıdır. Barış görüşmelerinden kesin bir sonuç almak en büyük arzumuzdur.

SORU: ABD direkt Hamas ile görüşerek, Hamas’ın elindeki Amerikalı vatandaşı serbest bırakması Netanyahu’yu kızdırdı. Gazze’ye sizin girişimleriniz sayesinde müjdeli bir haber gelebilir mi?

Biz Gazze’ye her türlü gıda yardımını yapıyoruz. Kızılay’ımız orada çok ciddi bir görev icra ediyor. Kurban Bayramı ile birlikte gıda, et, kurban yardımlarımızı ulaştırmanın gayreti içindeyiz. Gazze bu noktada gerçekten çok mağdur. Gazze’deki İsrail saldırganlığı durdurulmalıdır. Bunun için elimizden geleni yapıyoruz. Bölgedeki kalıcı barışın yolu iki devletli çözümden geçiyor. Bu yıkımla, bombayla, ölümle varılacak bir yer yok.

SORU: Keşmir meselesinde Türkiye, Hindistan ve Pakistan arasında bir arabulucu görevi üstlenecek mi?

Bu konuyla ilgili elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Son gelişmelerde Pakistan Başbakanı ile görüşmeler yaptık. Taraflardan talep gelmesi halinde üzerimize düşeni yaparız. Biz barış istiyoruz; iki komşu arasında gerilim olmasın istiyoruz.

SORU: ABD Dışişleri Bakanlığı Türkiye’ye 300 milyon doları aşan hava füzesi satışına onay verdi. Bu, CAATSA yaptırımlarının aşılması anlamında bir ilk adım mıdır?

CAATSA’da bir yumuşama var. Bu alınan karar, savunma alanında aramızda hiçbir kısıtlama olmaması gerektiğini gösteriyor. Savunma sanayilerimizde iş birliğimizi devam ettireceğiz. İlişkilerimizin daha da güçleneceğine inanıyorum. Türkiye-ABD ortaklığı, bölgede ve dünyada istikrarın tesisi için hayati öneme sahip.

reklam

YORUM YAP