

Bilal Erdoğan, AlBaraka İslam Ekonomisi Forumu’nun düzenlediği “2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi”nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin savaşlar arasında güvenli bir gökyüzü olmaya devam ettiğini kaydetti.
İslami ekonominin bir alternatif finansal sistem olmanın ötesinde, ahlaki ve adaletli yaşam için de önemli bir alan olduğunu belirten Erdoğan, “Üniversitelerle, burs programlarıyla, gençlerle işbirliği yaparak İslami finans sektörünü büyütüyoruz. Sizler, bu konuda güncel olarak çalışan insanlar, çok büyük bir bilgi asimetrisi yaşıyoruz. Türkiye’de halen yüzde 8’lik bir oran konuşuluyor ki bu, İslami finansın gerçek anlamını anlatmamaktadır.” ifadelerini kullandı.
Faizsiz finansman için İslami ekonominin önemli bir alternatif sunduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bu kapitalist sistem İslami değil. Bu sistemin kuruluşu İslam’a uygun değil. Hedefimiz, sadece helal olmadığı için faizleri ortadan kaldırmak değil; mevcut finansal sistemi sorgulayanlar için bir alternatif sağlamaktır.” şeklinde konuştu.
Erdoğan, İslami değerlere uygun finansal ulaşım amacıyla atılan adımlar hakkında ise şunları söyledi:
“Faizsiz İslami finans dediğimizde ekonomide gerçekten katılım gösterebiliyor muyuz? Bu katılıma olan bireylerin bu harekete dair farkındalıkları var mı? Toplumda işbirliklerimizin nasıl daha uyumlu olabileceğini ve farkındalığın nasıl artabileceğini düşünmeliyiz. Finansal ürünlerimizin İslami değerlere uygunluğunu, sadece faizden kaçınmanın yeterli olup olmadığını sorgulamalıyız. Gerçeğin, ahlaki ve etik olarak İslami değerlerle uyumlu olup olmadığımızı sorgulamak zorundayız. Günümüzde milyonlarca insan, bankacılık sisteminin dışında yaşıyor. Bu dışlanmışlık nedeniyle değil, sistemin insanlığını kaybetmesi yüzünden. İslami ekonomi, bireyleri sisteme katılma fırsatı sunuyor.”
“Sistemimizin Merkezine İnsanı Almalıyız”
Bilal Erdoğan, gelir eşitsizliğinin gelişmiş ülkelerde de var olduğunu dile getirdi.
Bu durumu değiştirmek mümkün olduğunu belirten Erdoğan, “Sistemimizin merkezine insanı almalıyız. Bu nedenle insan merkezli ekonomi konseptimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Sorumluluğun, tutkunun, finansmanın, tüketimin ve üretimin kalbinde olduğu bir öneri sunuyoruz. Zekat, sadece bir ibadet değil, sosyal gelişim ve eşitlik için bir araçtır. Vakıf, sosyal birlikteliği sağlamak için önemli bir yapıdır. Sadaka, sosyal eşitliği sağlamak adına önemli bir araçtır.” dedi.
Erdoğan, ahlaki çerçevede risk ve değer paylaşımı için İslami ekonomik yaklaşımı genişletme çabalarını sürdürüyor.
Mevcut sistemi daha haysiyetli ve itibarlı bir hale getirmeye çalıştıklarının altını çizen Erdoğan, “AlBaraka Zirvesi gibi sadece finansal konferanslar düzenlemekle kalmayıp, ahlaki ve entelektüel işbirliği merkezleri oluşturmalıyız.” şeklinde değerlendirmede bulundu.