reklam
reklam
DOLAR41,9489% -0.15
EURO48,8502% -0.23
STERLIN55,9120% -0.45
FRANG52,7526% -0.2
ALTIN5.545,35% -0,50
BITCOIN113.566,361.594
reklam

'Birinin hanesine başarı yazılacaksa bu Türkiye'nin hakkıdır' PKK'nın çekilme açıklamasını uzman isim değerlendirdi

Yayınlanma Tarihi : Google News
'Birinin hanesine başarı yazılacaksa bu Türkiye'nin hakkıdır' PKK'nın çekilme açıklamasını uzman isim değerlendirdi
reklam

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen yıl 1 Ekim'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışında kullandığı “iç cepheyi tahkim etmek” ifadesini hatırlatan uzman Keleş, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin bu vurgudan üç hafta sonra, 22 Ekim'de gerçekleştirdiği grup toplantısında dile getirdiği, “Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin Meclis’te DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse 'Umut Hakkı'ndan yararlanmasının önü ardına kadar açılsın” çağrısının, PKK'nın bugünkü açıklamasına giden süreçte atılan önemli bir adım olduğunu belirtti.

Keleş, “Bir yıl içerisinde terör örgütünün tamamen silah bırakması ve Türkiye'den geri çekilmesine tanıklık ediyoruz. Bu yolculuk kolay olmadı. İmralı ziyaretleri ve devlet yetkilileri ile DEM Parti arasında gerçekleştirilen görüşmelerin ardından elde ettiğimiz somut sonuç ise 11 Temmuz 2025'te terör örgütünün Süleymaniye'de silah bırakması ve yakmasıyla gerçekleştirdi” şeklinde konuştu.

Silah bırakma süreci
11 Temmuz'da silahların yakılması sembolik öneme sahip bir adımdı

“ESAS MESELE SURİYE'DE DÜĞÜMLENİYOR”

Bu sembolik adımın ardından, Irak'taki silah bırakma süreçlerinin devlet kurumları, Iraklı yetkililer ve bölgesel yönetimlerin de dahil olduğu bir şekilde devam ettiğine dikkat çeken Keleş, şunları ekledi:

“İmralı'dan gelen çağrıda, örgütün tüm unsurlarıyla birlikte silah bırakması ve kendini lağvetmesi gerektiği belirtilmişti. İlk adım Irak'ta gerçekleşti. Ancak Suriye'de PYD/PKK kolu, İran'da PEJAK ve Avrupa'da Remzi Kartal ile bağlantılı gruplar gibi hala çözülmesi gereken meseleler var. Irak'taki süreç şu an somutlaşmış durumda. Bugün 50 ila 80 arasında terör örgütü mensubu Türkiye'yi terk ediyor. Ancak geride kalan PEJAK ve Suriye'deki PYD/PKK unsurları hala duruyor. PEJAK, hem İran hem de Türkiye'nin ortak sorunu. Avrupa'daki süreç belki zamana yayılabilir. Öcalan'ın çağrısında esas mesele Suriye'de çözümlenmeli.”

Keleş, Suriye'deki silah bırakma ve örgütün kendisini lağvetmesi sürecine dikkat çekerek, “Geçtiğimiz 10 Mart'ta, örgüt elebaşı Mazlum Abdi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara arasında imzalanan sekiz maddelik mutabakat, Aralık 2025 sonuna kadar örgütün silahlı güçlerini Suriye devletine entegre etmesini öngörüyor. Önümüzdeki 2 ay kritik bir dönem. Özellikle Aralık ayını takip etmemiz gerekiyor, çünkü bu sekiz maddenin hayata geçip geçmeyeceği netleşecek” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Şara
Suriye Cumhurbaşkanı Şara

“SABOTAJ GİRİŞİMİ” VURGUSU

Adalet ve Kalkınma Partisi sözcüsü Ömer Çelik'in kararın açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada yer alan dış güçler kaynaklı sabotaj girişimlerine dikkat çeken Keleş, “Terörsüz Türkiye sürecinin sekteye uğraması için içeriden ve dışarıdan bazı çevrelerin zaman zaman bu süreci sabote etmeye çalıştıkları gözlemleniyor. Bu noktada marjinal grupların sokaklara inerek süreci engellemeye çalıştıkları da anlaşılmaktadır. Ancak bugün yapılan açıklamayla bu tür girişimlerin sona ermesi bekleniyor. Hem siyasi alanda söylemlere dikkat edilmeli hem de örgüte yakın medya organlarının tutumlarını gözden geçirmesi gerekiyor ki bu süreç sağlıklı bir şekilde sonuçlansın” şeklinde konuştu.

Sürecin her türlü provokasyondan korunması için azami dikkat gösterilmelidir. Yakın bölgemizdeki kaos ve siyasi odakların, istihbari ve fiili sabotaj girişimlerinin farkındayız. Bu bağlamda kararlılıkla yol haritamızı uygulamaya devam edeceğiz.

Adalet ve Kalkınma Partisi Sözcüsü Ömer Çelik

“BİZ BAŞKALARINA RAĞMEN BU MÜCADELEYİ SÜRDÜRDÜK”

AK Parti Sözcüsü Çelik'in CNN Türk programındaki “üçüncü göz olmayacak” ifadelerini değerlendiren Keleş, “Terörle mücadele, Türkiye'nin kendi iradesiyle yürüttüğü bir mücadeledir. 1984 yılından bu yana kaybettiğimiz şehit ve gazilere rağmen Türkiye bu mücadelesinden geri adım atmamıştır. Eğer 'Terörsüz Türkiye' sürecinden bahsediyorsak, bu 41 yıldır devam eden savaşın bir sonucudur. Başkalarına rağmen, o terör örgütüne destek veren devletlerin engellemelerine karşılık bu mücadeleyi sürdürdük ve bu noktaya geldik” dedi.

Keleş, “Artık 'Terörsüz Türkiye' sürecinde başkalarıyla beraber yollarımızı ayırdık. Cumhurbaşkanımızın net bir duruş sergileyerek söylediği gibi: 'Ya silahlarınızı teslim edersiniz ya da silahlarınızla birlikte gömülürsünüz.' Bu ifade halen geçerlidir. Türkiye, terör örgütüne destek verenlere karşı kararlılıkla bu aşamayı getirdi. Bu kararlı duruş sayesinde terör örgütü de bir yere varamayacağını görerek silahlarını bırakmaya ve kendisini lağvetmeye başladı. Eğer başka unsurlar müdahil olsaydı, bu günleri zor görürdük. Üçüncü gözün varlığı, atılacak adımları engelleyebilirdi.”

“BAŞARI TÜRKİYE'NİN HAKKIDIR”

Geldiğimiz noktada, başarı yazılacak bir haneye yalnızca Türkiye'nin hakkı olduğuna vurguda bulunan Keleş, “Gelinen nokta, 'Terörsüz Türkiye' hedefine ulaşmak için kritik bir aşamadır. Bu noktadan itibaren daha yakın hedeflere ulaşmamız mümkün, yeter ki burada iyi niyet ve bu hedefe inanmış olumlu adımlar devam etsin. Tez zamanda, terörsüz bir Türkiye ve terörsüz bir bölgeye ulaşmayı umuyoruz” dedi.

Fotoğraflar: Anadolu Ajansı

reklam

YORUM YAP