reklam
reklam
DOLAR39,9584% 0.32
EURO47,0584% 0.42
STERLIN54,8401% -0.17
FRANG50,0544% 0.52
ALTIN4.200,55% -1,30
BITCOIN107.186,77-0.338
reklam

Boşanma Davasında Şaşırtan Emsal Karar! Evin Giderlerine Destek Olmadı, 'Tam Kusurlu' Bulundu… Nafakayı Kim Ödeyecek?

Yayınlanma Tarihi : Google News
Boşanma Davasında Şaşırtan Emsal Karar! Evin Giderlerine Destek Olmadı, 'Tam Kusurlu' Bulundu… Nafakayı Kim Ödeyecek?
reklam

Ankara'da, eşinden daha yüksek maaş almasına rağmen evin hiçbir giderine katkıda bulunmayan kadın, boşanma davasında 'tam kusurlu' olarak değerlendirildi. Kadının, maaşıyla evlilik birliğinin giderlerine katılmak yerine arsa alıp, kripto ve borsa yatırımları yaptığı belirlendi.

— Evliliklerde ticari yükümlülükler neler?
— Kadının evin giderlerine destek olmaması, boşanma davasında mal paylaşımını nasıl etkiler?
— En önemlisi bu durumda nafaka süreci nasıl işler?

Avukat Elvan Kılıç, emsal karar niteliğindeki boşanma davasının detaylarını açıkladı.

1- Boşanma Davasında Kadının 'Tam Kusurlu' Bulunmasının Temel Hukuki Dayanağı Nedir?

Kadının evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi, Türk Medeni Kanunu’nun 185. ve 166. maddeleri çerçevesinde ‘evlilik birliğinin sarsılması’ gerekçesiyle değerlendirildi. Tam kusur tespiti, kadının eşine karşı mali yükümlülüklerini uzun süreli, bilinçli ve ısrarlı bir biçimde yerine getirmememesi nedeniyle yapılmıştır. Bu tür bir davranış, birliğin temelinden sarsılmasına neden olan ağır bir kusur olarak kabul edilebilir.

Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesine göre, eşler ‘birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak’la yükümlüdür. 186. madde ise, eşlerin ‘birliğin giderlerine güçleri oranında katılmasını’ açıkça düzenler. Kadının evin hiçbir giderine katılmaması, bu yükümlülüğün ihlali anlamına gelir; burada esas nokta, ekonomik gücü yüksek olan eşin bu gücü birliğin devamı için kullanmaktan kaçınmasıdır.

2- Kadının Maaşını Evin Giderlerine Harcamak Yerine Arsa Alması, Kripto Para ve Borsaya Yatırım Yapması, Boşanma Davasında Mal Paylaşımını Nasıl Etkiler?

Kadının yaptığı yatırımlar, evlilik süresince elde edilen gelirle yapıldığında ‘edinilmiş mal’ olarak kabul edilir. Ancak burada önemli olan, kadının birliğe katkıda bulunmayıp sadece kendi çıkarları için yatırım yapmasıdır. Mal paylaşımında bu durum, hâkimin takdir yetkisini etkileyebilir. TMK 236/2 uyarınca hâkim, bir eşin diğerinin pay oranını azaltan haksız işlemleri nedeniyle denkleştirme yapabilir. Ancak bu yatırımlar, aksi kararlaştırılmadıkça yine de paylı mal rejimi kapsamında kalmaya devam eder.

Evlilik birliği, sadece duygusal değil, ekonomik bir ortaklıktır. Taraflardan birinin mali gücü yerindeyken ortak yaşamın giderlerine sürekli katılmaması, hukuk düzenimizde ciddiye alınan bir kusur olarak değerlendirilmektedir. Bu tür kararlar, fiziksel veya duygusal ihlallerin yanı sıra ekonomik sorumluluklardan kaçınmanın da evliliği zedeleyebileceğini göstermekte; eşitlik ve karşılıklı katkı ilkesinin yargı kararlarına yansıdığını gözler önüne sermektedir.

Avukat Elvan Kılıç

3- Bu Tür Bir Durumda, Mağdur Eşin Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri Hangi Gerekçelerle ve Ne Ölçüde Karşılanabilir?

Eğer kadın ‘tam kusurlu’, erkek ise ‘kusursuz’ veya ‘daha az kusurlu’ kabul edilirse, Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesi uyarınca erkek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Maddi tazminat, evlilikten kaynaklanan zararların telafisi; manevi tazminat ise kişilik haklarına yapılan saldırının karşılığı olarak belirlenir. Mahkeme, tarafların sosyoekonomik durumuna, evliliğin süresine ve kusur yoğunluğuna göre bu talepleri kısmen ya da tamamen kabul edebilir.

4- Kadının Tam Kusurlu Bulunması, Boşanma Sonrasında Nafaka Yükümlülüğü Açısından Ne Anlama Geliyor?

Boşanma davasında ‘tam kusurlu’ eşin nafaka talebi, TMK 175’e göre reddedilebilir. Yasa, yoksulluk nafakası talep edecek eşin ‘daha ağır kusurlu’ olmamasını şart koşar. Bu durumda kadın tam kusurlu bulunduğu için, eşinden nafaka talep etmesi hukuken mümkün değildir. Aksine, erkek yoksulluğa düşerse ve kusursuz ya da az kusurluysa, nafaka alma hakkına sahip olabilir.

5- Bu Karar, Benzer Nitelikteki Boşanma Davaları İçin Bir Emsal Teşkil Eder Mi?

Evet, bu karar benzer uyuşmazlıklarda emsal niteliği taşıyabilir. Özellikle evlilik birliğinde mali katkının sadece bir eşin sorumluluğunda olamayacağı ve diğer eşin imkânları ölçüsünde birliğe katkı sağlama zorunluluğu olduğu vurgulanmış olur. Mahkemelerin artık sadece fiziksel şiddet veya aldatma gibi klasik kusur türlerine değil, mali yükümlülüklerin ihlali gibi daha geniş kapsamlı davranışlara da duyarlılık gösterdiği anlaşılmaktadır.

6- Gelecekte Bu Tür Davaların Önüne Geçmek İçin Ne Gibi Önlemler Alınması Gerekmektedir?

Bu tür uyuşmazlıkların önüne geçebilmek için evlilik öncesinde ya da evlilik sırasında mal rejimi sözleşmeleri yapılması büyük önem taşır. Ayrıca eşler arasında açık bir finansal iletişim kültürünün bulunması da kritik bir unsurdur. Özellikle mal ayrılığı rejimi veya katkı oranlarının açık bir şekilde belirlendiği sözleşmeler, mal paylaşımını ve kusur değerlendirmelerini daha şeffaf ve adil hale getirebilir.

reklam

YORUM YAP