reklam
reklam
DOLAR38,6556% -0.01
EURO43,9416% 0.34
STERLIN51,6115% 0.21
FRANG46,9463% 0.01
ALTIN4.190,48% 0,19
BITCOIN97.277,780.924
reklam

Büyük İstanbul Depremi Üzerine Tehlike Geçti Mi? 6.2 Büyüklüğündeki Depremin Ardından İTÜ’den Önemli Rapor

Yayınlanma Tarihi : Google News
Büyük İstanbul Depremi Üzerine Tehlike Geçti Mi? 6.2 Büyüklüğündeki Depremin Ardından İTÜ’den Önemli Rapor
reklam

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral öncülüğünde Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Prof. Dr. Seda Yolsal Çevikbilen, Doç. Dr. Tuna Eken, Prof. Dr. Hülya Kurt, Doç. Dr. Beyza Taşkın ve Dr. Murat Şahin’den oluşan Afet Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (MATAM) Grubu, “23 Nisan 2025 Orta Marmara Sırtı Depremi (Mw 6,2: 12.49 – 26 km Silivri Güneyi)” başlıklı bir ön rapor hazırladı.

Raporda, 23 Nisan 2025 tarihinde saat 12.49’da Marmara Denizi’nin orta kesimindeki Orta Marmara Sırtı’nda 13 kilometre derinlikte meydana gelen depremin yaklaşık 13 saniye sürdüğü belirtildi.

Bu deprem, 26 Eylül 2019’da yaşanan 5.8 büyüklüğündeki Silivri depreminin 5 kilometre kadar güneyinde gerçekleşirken, 25 Nisan tarihine kadar bölgede 291’in üzerinde artçı sarsıntı kaydedildi.

Rapordan elde edilen verilere göre, artçı depremler 40 kilometre uzunluğunda ve 12 kilometre genişliğinde bir alan içerisinde, ana fayın kuzeyinde yoğunlaştı. Özellikle Kumburgaz Havzası ve kuzey bloktaki ikincil fay hatlarında bu sarsıntıların kümelendiği görüldü. Bazı artçılar, 30 kilometre derinliğe kadar ulaşabiliyor.

Depremin meydana geldiği bölgenin, en son Mayıs 1766’da deprem üreten Doğu Sırt Kuzey Segmenti (Kumburgaz Fayı) ile Silivri Sırt Güney Sınır Fayı arasında yer aldığı ifade edilerek, 2019’daki Silivri depremleri sonrası bölgede oluşan gerilim değişimi ile 2025’teki depremin lokasyonu arasında bir ilişki bulunduğu belirtilmektedir.

Hesaplamalara göre, 1766 yılından beri biriken sismik gerilimin yaklaşık %12’sinin bu depremle boşaldığı değerlendiriliyor.

Rapor, ana şokun yaklaşık 20×12 kilometrelik bir alanda 30 santimetrelik bir yer değişimiyle meydana geldiğini ortaya koydu. Ulusal ve uluslararası gözlem kuruluşları, depremin sağ yanal doğrultulu faylanma karakteri taşıdığını bildiriyor.

Akademisyenler tarafından hazırlanan ön raporda, depremin ivme değerlerine de yer verildi. Marmara Bölgesi’ndeki tüm il ve ilçeleri kapsayan tabloda, en yüksek ivme değeri İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde ölçüldü. Küçükçekmece’yi takiben Eyüp, Marmara Ereğlisi ve Avcılar dikkat çekti.

Deprem merkezinden 200 kilometre yarıçaplı alanda, merkez üssüne yaklaşık 50 kilometre mesafedeki İstanbul Küçükçekmece’de kuzey-güney yönünde 0,2 g’lik en yüksek yer ivmesi kaydedildi. Diğer yüksek ivme değerleri ise Sazlıbosna Barajı’nda 0,16 g, Marmara Ereğlisi sahilinde 0,1 g ve Arnavutköy’de 0,1 g olarak ölçüldü.

Raporda, ivme değerlerinin sadece uzaklıkla değil, zemin özellikleri, topoğrafya ve jeolojik yapı ile de bağlantılı olduğu, mevcut azaltım ilişkileri ile ölçülen değerler arasındaki uyumun %65’in altında kaldığı belirtilerek, yeni nesil dinamik azalma modellerine ihtiyaç duyulduğu ifade edildi.

Kumburgaz Fayı ile ilgili analizlerde, 1766’dan bu yana bölgede biriken 3,7 metrelik atımın yalnızca 0,3 metresinin bu depremle boşaldığı vurgulandı.

Ön raporda, ana şok ve artçıların dağılımının fay düzleminde dar bir alanla sınırlı kaldığı, buna karşın gerilmenin Orta Marmara Çukuru yönünde yoğunlaştığı tespitine yer verildi.

“Kumburgaz Segmentinin Yalnızca 20 Kilometrelik Kısmında Gerçekleşti”

MATAM Müdürü Prof. Dr. Cenk Yaltırak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son depremin Marmara Denizi içerisindeki Kumburgaz segmentinin yalnızca 20 kilometrelik kısmında gerçekleştiğini belirtti.

Kumburgaz segmentinin toplam uzunluğunun 80 kilometre olduğunu ifade eden Yaltırak, “Fayın yalnızca küçük bir bölümünde yaklaşık 30 santimetrelik bir hareket yaşandı. Oysa aynı bölgede 3,7 metrelik bir gerilim birikmiş durumda. Bu, büyük depremin habercisi değil ama ‘Stres boşaldı’ demek de yanıltıcıdır. Fayın büyük kısmı hala yerinde duruyor.” dedi.

Yaltırak, tarihsel verilere dayanarak çoklu kırılmaların giderek daha anlaşılır hale geldiğini anlattı ve “1999 İzmit depreminde olduğu gibi tek bir deprem değil, üç ayrı fayın aynı anda kırılmasıyla oluşan bir dizi deprem yaşadık.” şeklinde konuştu.

Bu tür ardışık kırılmaların Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde de gözlemlendiğini ifade eden Yaltırak, Anadolu’daki büyük depremlerin tekil değil zincirleme olduğunu belirtti. Bunun sonucunda depremin büyüklüğünün artabileceğini, farklı segmentlerin arka arkaya kırıldığı bir senaryonun “en kötü senaryo” olarak kabul edilmesi gerektiğini kaydetti.

– “Mühendis Olarak Görevimiz, Toplumun Karşılaşabileceği En Büyük Riski Tanımlamak”

Prof. Dr. Yaltırak, Marmara için sıkça dile getirilen 7.8 büyüklüğündeki deprem senaryosunun korku yaratmak amacıyla değil, gerçek mühendislik hesapları ile ortaya atıldığını vurguladı.

7.8 büyüklüğündeki deprem rakamının kendilerinin uydurmadığını belirten Yaltırak, “Bu sayı, bilimsel doktora çalışmalarıyla, moment hesaplarıyla, fay uzunluklarıyla hesaplandı. Yani bu rakamın arkasında ciddi bir akademik emek ve yüzlerce uzmanın çalışması bulunmaktadır. Mühendis olarak görevimiz, toplumun karşı karşıya kalabileceği en büyük riski tanımlamaktır.” ifadesini kullandı.

Depreme karşı önlem almanın önemine değinen Yaltırak, “Dört gözlü bir kova düşünün. Bu kovanın içi doluysa, dört parça da bir anda boşalabilir. Eğer biz buna göre önlem almazsak sonuçlar çok ciddi olabilir.” dedi.

– “İnsanlar Gerçekleri Konuşanlara Değil, Kendilerini Rahatlatanlara İnanıyor”

Toplumun depremlerle ilgili yanlış algılarla hareket ettiğine dikkat çeken Yaltırak, kendilerinin doğru bilgileri sunmaya çalıştığını ifade etti.

Yaltırak, “Ama insanlar sübjektif olanı dinliyor. Bu, bilimden uzaklaşma hali. Gerçek şu ki doğanın keyfi yok. Unutuldukça deprem kendini hatırlatıyor. ‘Yarın Marmara’da 6.5 büyüklüğünde bir deprem olmayacak.’ diyemem. Eğer olursa da bunu tahmin etmek mümkün değil. Bu bir risk yönetimi meselesidir.” diyerek son sözlerini tamamladı.

reklam

YORUM YAP