

CHP İstanbul İl Başkanlığı'na Gürsel Tekin'in kayyum olarak atanmasının ardından süregelen tartışmalar devam ediyor. CHP Lideri Özgür Özel, Tekin'in kendisinden randevu istemesini geri çevirmişti. Dün bir televizyon programında Gürsel Tekin’in randevu talebini neden reddettiğini şu şekilde açıkladı: “Gürsel Tekin’e randevu veririm, ama kayyum Gürsel Tekin’e randevu veremem. Bu mahkemenin kararını tanımak olur. Zaten bu meseleler daha önce konuşulmuştur. 31 Mart yerel seçimlerinde Kadıköy’den belediye başkanı adayı olmak istedi, fakat biz başka birini tercih ettik. Tekin bu nedenle sinirlendi ve partiden ayrıldığını açıkladı. Mahkeme karar almış, kurultayı iptal etmiş; bu görevi kabul eden kişiyi ben geçmişte birlikte görev yaptığımız kişilerden ayırırım.
'Cenaze Kokacakmış!'
Ben kabul ettiğini duyduğumda 'Partiyle ilişkisini keselim' dedim. Şimdi Yüksek Disiplin Kurulu savunmasını alacak ve itiraz edebilir. Ancak Gürsel Tekin artık partimizin üyesi değil. (Tekin'in “Ortada bir cenaze var, kaldırmayalım koksun mu?” söylemleri) Ne cenazesi, bırakırsa kokacakmış! Herkes sözlerinin nereye gittiğini görecek. Ortada bir adalet ve demokrasi cenazesi var. O cenazeyle mücadele etmek istersen gel birlikte yapalım. Önce görevi kabul edip, cenazeden bahseden biri, bu partiye seçilmiş il başkanı gibi gelemez. İstanbul’da kimin oturacağına İstanbul delegesi karar verir ve o isim de Özgür Çelik'tir.”
Diğer yandan, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, CHP genel merkezine ziyarette bulundu. Dervişoğlu, Özel ile görüşmesinin ardından, siyasi partilerin mahkeme kararlarıyla dizayn edilmeye çalışıldığını ifade etti.
BİR HAFTA GENEL MERKEZDEYİZ
Özgür Özel, dün partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında özetle şunları belirtti: “Yaşadıklarımızın özeti şudur: Türkiye’de artık Erdoğan’ın çıkarlarıyla milletin çıkarları birbirinden ayrışmıştır. Cumhur İttifakı’nın hedefleriyle milletin beklentileri arasındaki ayrışma giderek derinleşiyor. Erdoğan, kendi menfaatleri için her şeyi feda edebilecek bir durumda. Milletimizin refahı ve huzuru da buna dahildir. Bu nedenle çok partili siyasetin tehdit altında olduğunu düşünüyoruz. Korkuyu örgütleyenlere karşı umudu örgütlemek için bir hafta boyunca bu binadayız. İsterse bütün il yönetimlerine kayyum atamaya çalışsınlar. İsterse CHP'ye kayyum atasınlar. İsterse kendileri gibi olacak bir CHP için her türlü siyasi mühendislik faaliyetinde bulunsunlar. 100 yıl önceki inanç, kararlılık, ruhla ve güvenle, büyük bir cesaretle yolumuza devam edeceğiz. Onları o çamur deryasında birbirlerini çamurlamaya ve milletimizi aydınlık, müreffeh, zengin, güçlü ve mutlu yarınlara Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi ile bir kez daha yürümeye davet ediyorum.”