

İstanbul Üniversitesi’nin Beyazıt yerleşkesi önünde bir açıklama yapan Özçağdaş, 2025’in Mayıs ve Temmuz aylarında gerçekleştirilen soruşturmalarda, 190 kişinin “nitelikli dolandırıcılık, bilişim” gibi çeşitli suçlardan tutuklandığını hatırlattı. Özçağdaş, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) ve 14 üniversite gibi kamu kurumlarının dijital sistemlerine sızıldığını ve 400 kişinin bu yöntemle akademik unvanlar elde ettiğinin iddia edildiğini belirtti. “Bu, Türkiye’nin dijital egemenliğine yönelik açık bir saldırıdır. Aynı zamanda ulusal bir güvenlik krizine işaret ediyor. Bu olay, sadece birkaç kişinin birlikte hareket etmesiyle gerçekleştirilen bir eylem değildir” şeklinde konuştu.
E-imza sisteminin geçmişte başka sorunlarla da karşılaştığını ifade eden Özçağdaş, “BTK, gerekli reformları hayata geçirmedi. Biyometrik doğrulama ve çapraz izleme yok. Avrupa Birliği’nin ‘eidas 2.0’ sürümüne geçmesine rağmen Türkiye’de çoklu biyometrik doğrulama, parmak izi, yüz ve iris tanıma, blokchain tabanlı değiştirilemez kayıt sistemi ve yapay zekâ destekli anomali tarama gibi güvenlik uygulamaları hâlâ mevcut değildir. Bu durum, yapısal bir krizin doğmasına yol açmaktadır” dedi.