reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN
reklam

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Biz bin yıldır buradayız, kıyamete kadar da burada olacağız"

Yayınlanma Tarihi : Google News
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Biz bin yıldır buradayız, kıyamete kadar da burada olacağız"
reklam

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye'ye dönenlerin sayısı 580 bini buldu” diyerek, geri dönüşlerin kalıcı bir huzur ortamı sağlandıkça hız kazanacağını belirtti.

Karadeniz'deki gemi saldırılarıyla ilgili olarak ise Erdoğan, “Ticaret gemilerini, sivil gemileri hedef almanın kimseye faydası olmaz. Her iki tarafa da uyarılarımızı açıkça iletiyoruz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar;

Bu yıl da konferansa özenle hazırlık yapan Dışişleri Bakanlığı'na, Sayın Bakan ve ekibine, konferansın düzenlenmesinde katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.

Sivil toplum kuruluşları, düşünce merkezleri, uluslararası medya ve yatırımcılar gibi yeni aktörler, geleneksel diplomasiyi dijital dinamiklerle zorlaşan bir ortamda sürdürmeyi zorunlu hale getirdi. Son 30 yılda iki kutupluluktan çok taraflılığa evrilen uluslararası sistem, şimdi çok kutupluluğa dönüşmeye başlıyor. İnsan hakları ve küresel adalet gibi kavramlar daha fazla gündeme geliyor, ancak bu gelişmeler insanî krizleri, küresel eşitsizliği ve savaşları çözmek yerine derinleştiriyor.

Geçmişte, ilk yarısı boyunca milyonlarca insanın hayatına mal olan iki dünya savaşı yaşanmıştı. Holokost, bu dönemde insanlığın belleklerinde derin izler bırakan bir barbarlık örneğidir. İkinci dünya savaşından sonra kurulan uluslararası güvenlik mimarisi, benzer trajedilerin önüne geçmek için bir umut olmuştu. Ancak bu alanda tam başarı sağlandığını söylemek yanıltıcı olur. Ruanda'da 800 bin insan soykırıma uğradı, Bosna'da katliamlar yaşandı. Irak, Arakan, Somali ve Orta Afrika gibi bölgelerde de milyonlarca masum insan, çatışmalar nedeniyle hayatını kaybetti.

Komşu Suriye'de ise 600 binden fazla Suriyeli, Baas rejiminin saldırıları sonucunda şehit oldu; yüz binlerce kişi işkence gördü. Milyonlarca Suriyeli, ülkelerini terketmek zorunda kaldı. 13,5 yıl boyunca süren katliamlar ve varil bombaları yağmurları altında, vicdan sahibi ülkelerin sesi çok az çıktı.

Medyanın körüklediği ırkçı saldırıları unutmadık. Aynı şekilde Gazze'de 70 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti; 170 binden fazla yaralı var. Yıkıntıların altında kalan cenazeleri kimse bilmiyor. Şu anda pek çok ana, eş, çocuk annelerini, babalarını veya eşlerini arıyor ya da onların akıbetine dair bilgi bekliyor. 10 binlerce çocuk, soykırımın canlı tanıkları olarak enkazlar arasında hayata tutunmaya çalışıyor.

Gazze, 365 kilometrekare büyüklüğünde bir bölge ve bu alana 200 bin tonun üzerinde bomba atıldı. Hiroşima'ya atılan bombaların 14 katı kadar patlayıcıyla Gazze'yi yerle bir ettiler. Şimdi nasıl bir uluslararası sistemden bahsedebiliriz ki, bu sorunlara çözüm üretebilsin?

Türkiye'nin hem haklarını koruma hem de dostlarına yardım edebilmesi için ekonomik, askeri ve diplomatik açıdan güçlü olması gerekmektedir. Bu acı gerçeği göz önünde bulundurarak biz de stratejilerimizi belirleyip adımlarımızı planlıyoruz.

Bizim dönemimizi Türkiye yüzyılı yapmak için çeşitli boyutlarda bir politikayı adım adım hayata geçiriyoruz. Bu mücadelede, ülkemizin dış ilişkilerini yürüten diplomasimizin önemli bir sorumluluğu var.

Ekonomisi, ihracatı, turizmi ve savunma sanayisiyle Türkiye büyüdükçe, küresel siyasetteki önemi ve ağırlığı arttıkça, emeklerimiz de yoğunlaşacak.

“580 BİN KİŞİ SURİYE'YE DÖNDÜ”

Dünya genelinde ekonomik, ticari, siyasi iş birlikleri kurmanın çabasını veriyoruz. Son yıllarda kriz ve çatışmalarla anılan bölgemizde herkesin kazançlı çıkacağı bir barış ve istikrar oluşturma mücadelesi içindeyiz. ABD Başkanı Trump ile New York'taki toplantımızdan başlattığımız süreç, 10 Ekim'deki ateşkes mutabakatıyla sonuçlandı. İsrail’in artan ihlallerine rağmen, Hamas’ın serinkanlı tutumu sayesinde ateşkes büyük ölçüde korunuyor. İnsani yardım sevkıyatı düzenli şekilde ilerliyor ve 103 bin tonu aşan yardım sağlıyoruz. Önceliğimiz, ateşkesin kalıcı olmasını ve insani yardımların Gazze’ye engelsiz ulaşmasını temin etmektir. Gazze'nin inşasına bir an önce başlanmalı. Suriye'de de benzer bir çaba içerisindeyiz. 8 Aralık 2024 tarihinde Esad rejiminin devrilmesiyle Suriye'nin önünde tarihi bir fırsat kapısı açılacak.

İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırgan eylemleri, bu ülkenin kalıcı güvenlik ve istikrarının önündeki en büyük tehdit olmaya devam ediyor. Suriye’ye dönen mültecilerin sayısı 580 bini bulmuş durumda.

DEAŞ ile amansız bir mücadele vermiş tek NATO müttefiki olarak, Suriye hükümetine gereken tüm destekleri sunuyoruz. Krizin devam etme riski taşıyan 10 Mart mutabakatının uygulanması konusunda da gerekli yönlendirmeleri yapıyoruz. Suriye’nin parçalanması ve bölünmesi kimseye fayda sağlamaz. Suriye’nin tüm kesimlerinin ortak tarih ve gelecek hayaline güvenle bakabilmesi ancak birlikte hareket ederek mümkündür. Daima ifade ediyorum, biz bin yıldır buradayız, beraberiz ve komşuyuz.

“KARADENİZ'DE SİVİLLER HEDEF OLMAMALI”

Rusya-Ukrayna savaşı çerçevesinde her iki ülkeyi üç kez bir araya getirdik. İstanbul süreci sonucunda insani alanda kaydedilen kazanımlar, Türk diplomasisi açısından büyük bir başarı olarak görülmektedir. İstanbul sürecinin yanı sıra, Karadeniz tahıl girişimi ve esir değişimi gibi pek çok inisiyatifle insani alanda somut sonuçlar elde ettik.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni titizlikle uygulayarak savaşın Karadeniz'e sıçramasını engelledik. Ancak son günlerde düzenlenen saldırılar, Karadeniz'deki seyrüsefer emniyetini ciddi şekilde tehdit ediyor. Ticaret gemilerini ve sivil gemileri hedef almanın kimseye faydası olmadığına dair açık uyarılarımızı sürdürüyoruz. Yıllarca barış özlemi çeken Güney Kafkasya, bugün tarihi bir dönemden geçmektedir. Azerbaycan ve Ermenistan barış anlaşması imzalamak için daha önce hiç olmadığı kadar yakınlar. Azerbaycan ile diyalog içerisinde, Ermenistan ile normalleşme sürecini de yürütüyoruz. Gelecek yıl bazı sembolik adımlar atmayı umuyoruz.

“DIŞ TİCARETTE SAVUNMA SANAYİİNDE HEDEF BÜYÜTEREK YOLA DEVAM EDİYORUZ”

Büyük bir devlet olmak, vatandaşa sahip çıkmak demektir. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız, başta İslam ve yabancı düşmanlığı olmak üzere ciddi tehditlerle karşı karşıyalar. Vatandaşlarımıza yurtdışında gereken hizmetlerin sağlanması ve haklarının korunması için büyükelçilerimizin var gücüyle çalıştığının farkındayım.

Ekonomi ve ticaret, dış politikadan ayrı düşünülemez. Türkiye, yıllık 36 milyar dolarlık ihracattan 270 milyar dolarlık ihracat yapan bir ülke haline geldi. Bu başarıda sizlerin büyük emeği var. Aynı zamanda 61.1 milyar dolarlık turizm geliri ve 60 milyon 500 bin turist sayısına ulaştık. Dış ticarette ve savunma sanayisinde hedeflerimizi büyüterek yola devam ediyoruz. Şu anda dünyanın en büyük 11'inci savunma ihracatçısıyız ve yılın ilk 10 ayında 6.7 milyar dolarlık bir ivme kazandık. 2028 için hedefimiz, savunma ve havacılık ihracatımızı 11 milyar dolara çıkararak, dünyanın ilk 10 ihracatçısı arasında yer almak.

Eşim Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen sıfır atık projemiz, bugün dünyada örnek teşkil eden bir girişim haline gelmiştir. Önümüzdeki dönemde sıfır atık konusunda farkındalığı artırmak, en iyi uygulamaları tespit edip hayata geçirmek önem taşımakta. Gelecek sene, COP31 Zirvesi Antalya’da gerçekleştirilecektir. NATO liderler zirvesi de Türkiye’de yapılacak. Bu zirveleri, sizlerin katkısıyla Türkiye ve Türk milletine yakışır şekilde icra edeceğiz.

Ayrıntılar Geliyor…

reklam

YORUM YAP