reklam
reklam
DOLAR40,9411% 0.09
EURO47,9607% 0.44
STERLIN55,5803% 0.24
FRANG50,7702% 0.24
ALTIN4.383,41% 0,12
BITCOIN117.498,370.18
reklam

Cumhurbaşkanı Erdoğan El Cezire İçin Kaleme Aldı: Gazze’nin Kaybedecek Zamanı Yok

Yayınlanma Tarihi : Google News
Cumhurbaşkanı Erdoğan El Cezire İçin Kaleme Aldı: Gazze’nin Kaybedecek Zamanı Yok
reklam

El Cezire için “İnsanlığın Vicdanı Gazze’de Sınanıyor” başlıklı bir makale kaleme alan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önemli mesajlar iletti:

“Gazze Şeridi’nde yaşanan trajedi, yalnızca dar bir çatışma alanı olarak kalmamalıdır; bu durum, insanlığın ortak vicdanını yaralayan ve her geçen gün derinleşen bir insani felaket olarak değerlendirilmelidir. İsrail’in süregelen bombardımanları, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar dâhil olmak üzere sivilleri hedef alarak şehirleri yaşanmaz hâle getirmiştir. Evler, hastaneler, okullar ve ibadethaneler imha edilmiş; gıda, su, sağlık ve elektrik gibi temel hizmetler çökmüştür. Açlık, susuzluk ve salgın hastalık riski, Gazze’yi geniş bir insani çöküşe doğru sürüklemektedir.

BATI’NIN İKİ YÜZLÜ TAVRI

Bugüne kadar çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 61 bini aşkın Filistinli, İsrail saldırıları sonucunda hayatını kaybetmiştir. Bu durum, yalnızca savaşın değil, aynı zamanda sistematik bir yok etme politikası uygulandığının da bir göstergesidir. Bu korkunç manzara karşısında dünyanın sessizliği ya da cılız tepkileri, acıyı daha da derinleştirmekte ve zulmün devam etmesine neden olmaktadır. Batı dünyasının başka krizlerde hızlı bir şekilde harekete geçerken, Gazze konusunda sergilediği tutarsız tavır, uluslararası düzenin inandırıcılığını zedelemektedir. Ukrayna krizine gösterilen hızlı ve kapsamlı hassasiyet, Gazze’deki vahşet karşısında da gösterilmiş olsaydı, bugün farklı bir manzarayla karşılaşabilirdik.

İsrail ateşi altındaki Gazze’de, açlıktan ölümler her gün artmaktadır.

İSRAİL’E YAPTIRIM YETERSİZLİĞİ

İsrail’in herhangi bir yaptırımla karşılaşmadan eylemlerine devam etmesi, uluslararası hukukun ve insan hakları normlarının erozyona uğramasına neden olmaktadır. Gazze’deki insanlık krizi, uluslararası toplumun temel insani değerleri savunup savunamayacağını gösterecek bir test haline gelmiştir.

Türkiye, Gazze’deki mezalimin ve artan insani felaketin sona erdirilmesi için kararlı bir duruş sergilemektedir.

TÜRKİYE’DEN GAZZE’YE YARDIM ELİ

AFAD, Kızılay ve sivil toplum kuruluşları, bölgedeki insanlara yardım ulaştırmak için sahada aktif olarak çalışmaktadır; tüm engellemelere rağmen diğer kardeş ülkelerin desteğiyle gıda, ilaç ve tıbbi malzemeler bölgeye gönderilmektedir. Gazzeli yaralılar Türkiye’ye tahliye edilerek tedavi edilmektedir. Bu yardımlar, sadece acil ihtiyaçları karşılamakla kalmayıp, Gazze halkının yalnız olmadığını da dünyaya göstermektedir. Diplomatik alanda, Birleşmiş Milletler ve İslam İş Birliği Teşkilatı nezdinde ateşkes çağrılarımız devam etmektedir; Filistinli gruplar arasında arabuluculuk çabalarımız da sürmektedir.

LAHEY’DE YENİDEN VURGULADIM

25 Haziran’da Lahey’de gerçekleştirilen NATO Zirvesi’nde, kırılgan ateşkesin kalıcı bir barışa dönüştürülmesi gerektiğini belirttim ve “Gazze’nin kaybedecek zamanı yok.” uyarısında bulundum. İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayan saldırılarını ve toplu cezalandırma politikalarını açıkça soykırım olarak tanımladım. Katar başta olmak üzere bölge ülkeleriyle insani erişim, ateşkes müzakereleri ve yeniden yapılanma konularında yakın iş birliği içindeyiz. Katar’ın insani yardımların sağlanmasında ve katliamın durdurulmasına yönelik diplomatik girişimlerdeki öncü rolünü takdirle karşılıyorum.

TÜRKİYE’NİN KARARLI DURUŞU

Filistin ve Gazze meselesi, uluslararası insanlığın ortak sınavıdır. Bosna ve Ruanda’daki olaylara duyarsız kalındığında, insanlık onurunun ağır bedeller ödediği unutulmamalıdır. Türkiye’nin Gazze konusundaki kararlı duruşu, hem bir ahlaki zorunluluk hem de stratejik bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Katar ve insani diplomasiye inanan aktörlerle birlikte kalıcı, adil ve onurlu bir barış için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Barışın imkânsız değil, ancak geç kalınmış bir gereksinim olduğuna inanıyoruz ve bu doğrultuda gereken her şeyi yapmaya devam edeceğiz.

TARİH KAYIT ALTINA ALINIYOR

Tarih, kimlerin harekete geçtiğini ve Gazze’deki zulme gözlerini kapatanların kaydını tutmaktadır. Gazze’nin kaybedecek zamanı yok; uluslararası toplum, küresel vicdanın çağrısına kulak vermek ve harekete geçmek zorundadır. İnsanlığın geleceği, bugün atılacak cesur adımlarla şekillenecektir.”

GENİŞ ÇAPLI ÇATIŞMA RİSKİ ARTIYOR

Gazze’deki şiddet, yalnızca Filistin halkını değil, tüm bölgenin istikrarını tehdit etmektedir. İsrail ve İran arasındaki gerilim, geniş çaplı bir çatışma riskini artırmaktadır. Bu durum, Doğu Akdeniz’den Basra Körfezi’ne kadar güvenlik dengelerini bozma potansiyeline sahiptir. Krizin derinleşmesi, yeni göç dalgaları, radikalleşme ve enerji güvenliği üzerinde ciddi tehditler oluşturmaktadır. Gazze meselesi, yalnızca insani bir kriz değil, aynı zamanda küresel güvenlik ve barış için stratejik bir konudur.

TANZİM EDİCİ AKTÖR OLMAK İÇİN HAZIRIZ

Çözüm yolları açıktır. Öncelikle derhal ateşkes ilan edilmeli, tüm saldırılar koşulsuz olarak durdurulmalıdır. Gıda, su ve tıbbi yardımın engelsiz bir şekilde ulaştırılacağı insani koridorlar açılmalı; sivil halkın korunması için uluslararası mekanizmalar oluşturulmalıdır. Türkiye, bu sürecin tanzim edici aktörü olmaya hazırdır. Savaş suçları ve insan hakları ihlalleri, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı nezdinde soruşturulmalı ve hukuk önünde hesap verdirilmelidir. İsrail tarafından kuşatılan UNRWA ve diğer yardım kuruluşlarına sürdürülebilir kaynaklar sağlanmalıdır.

BM GÖZETİMİNDE YENİDEN İMAR EDİLMELİ

Gazze’nin yeniden imarı, yalnızca yıkılmış binaların inşasıyla sınırlı kalmamalı; eğitim, sağlık, altyapı, ekonomik kalkınma ve siyasi temsil haklarını da güvence altına alan kapsamlı bir süreç olmalıdır. Bu süreç, yerel halkın doğrudan katılımıyla ve Birleşmiş Milletler ile bölgesel örgütlerin denetiminde yürütülmelidir. Kalıcı barışın temeli, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü sağlanmış bir Filistin devletinin tanınmasından geçmektedir. İki devletli çözüm, bölgede barış ve istikrarın anahtarıdır.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE YAPILAN VAHŞİ SALDIRILAR

Erdoğan, yazısında Gazze’de gazetecilerin öldürülmesiyle ilgili de şunları belirtti: “Gazze’de yaşananlar, savaşın hakikatin peşinden koşanları hedef aldığını göstermektedir. Çok sayıda gazeteci, görevlerini yerine getirirken katledilmiştir. Özellikle El Cezire’nin kayıpları, basın özgürlüğüne yönelik en vahşi saldırılardan biridir. Gerçeği dünyaya aktaran cesur insanların ölümü, büyük bir kayıptır. Onların hatırası, adalet arayışının simgesi olacaktır. Ailelerine ve medya camiasına başsağlığı diliyorum.”

reklam

YORUM YAP