

18’inci Balkan Ülkeleri Genelkurmay Başkanları Konferansı, Türkiye’nin ev sahipliğinde Levent’teki Çok Uluslu Müşterek Harp Merkezi Komutanlığı’nda gerçekleştirildi. 2008 ve 2016 yıllarının ardından bu yıl üçüncü kez İstanbul’da yapılan konferansa katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, burada önemli açıklamalarda bulundu.
“BARIŞ VE İSTİKRARA KATKI SUNAN SİYASET ÜRETİYORUZ”
Yılmaz, “Türkiye, son yıllarda insansız savunma sistemleri alanında önemli bir ilerleme kaydederek kara, hava, deniz ve sualtı platformlarında yüksek teknoloji çözümleri geliştirmiştir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, savunma sanayisinde köklü bir dönüşüm yaşadık; yerli ve milli adımlara imza attık. Türkiye olarak Balkanlardan Kafkaslara, Ukrayna-Rusya Savaşı’ndan Etiyopya-Somalı ilişkilerine, Suriye’den Gazze’ye her bölgede diplomasiyi önceleyen, barış ve istikrara katkı sunan, güven veren bir siyaset üretiyoruz. Tüm taraflarla diyalog kanallarını açık tutarak çözüm için çaba gösteriyoruz. Diğer yandan caydırıcı bir güç olarak kapasitemizi artırıyoruz” dedi.
“TÜRKİYE ÖNCÜ ÜLKELER ARASINDA YER ALMIŞTIR”
Yılmaz, “Savunma alanında geliştirdiğimiz kapasite sayesinde müdahil olduğumuz süreçleri, kimsenin onayını alma ihtiyacı duymadan, kendi irademizle yönetme yeteneğine sahibiz. Yerli tedarik oranımızı yüzde 20’lerden yüzde 80’lere çıkarmamız bir rastlantı değil; güçlü bir siyasi iradenin sonucudur. İHA, SİHA, elektronik harp ve savaş gemisi üretimiyle Türkiye, dünyada öncü ülkeler arasında yer almaktadır. Bugün Türkiye, dünya İHA pazarının yüzde 65’ine sahip ve bu alanda çok önemli bir global oyuncu konumundadır. İnsansız kara ve deniz araçları alanlarında da önemli ilerlemeler kaydederek, bu konudaki yetkinliğimizi hızla artırıyoruz. Türk Savunma Sanayii tarafından geliştirilen, NATO standartlarına uygun insansız sistemler ve diğer birçok ürün, operasyonlarda başarı ile kullanılmış ve çeşitli ortamda kendini kanıtlamıştır. Türkiye yalnızca 100 milyar doları aşan proje hacmiyle 3 bin 500’ü aşkın firma ve 1.200’ün üzerinde projeyi desteklemektedir. 18 milyar dolara ulaşan ciro ve 100 bine yaklaşan istihdamla sektör, Türkiye’nin teknolojik gücünü ve stratejik vizyonunu yansıtmaktadır” diye belirtti.
“TÜRK SAVUNMA SANAYİİ ÜRÜNLERİNİN ÇEŞİTLİLİĞİ 230’U AŞTI”
Yılmaz, “Kendi savunma teçhizatı ihtiyaçlarımızı milli olanaklarla karşılamanın yanı sıra, dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarına yanıt verebilir konumdayız. 185 ülkeye ihraç edilen Türk Savunma Sanayii ürünlerinin çeşitliliği 230’u aşmıştır. 2025 yılının Ocak-Nisan döneminde ihracatımız, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 67 artışla 2,2 milyar dolara ulaşmıştır. Hedefimiz, en kısa zamanda yıllık bazda 10 milyar doları aşarak, çift haneli ihracatı olan ülkeler arasında yer almak. Bu rakamlar, savunma ve havacılığın yalnızca güvenlikle ilgili olmadığını; katma değeri yüksek bir ekonomi ve yüksek sosyal refah için son derece kıymetli olduğunu göstermektedir. Sahip olduğumuz bilgi, deneyim ve teknolojimizi dostlarımızla paylaşmaya her zaman hazırız. Bu çerçevede, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve Savunma Sanayii’miz, Balkan ülkeleri ile iş birliğine her zaman açık olacaktır” ifadelerini kullandı.
“DÜNYANIN HER YERİYLE İŞ BİRLİĞİNE AÇIĞIZ”
Yılmaz, “Dünyanın her yeriyle iş birliğine açığız ancak özellikle tarihi, kültürel ve coğrafi bağlarımızın bulunduğu Balkan ülkeleri bizim için büyük bir öneme sahiptir. Her açıdan ayrılmaz bir parçası olduğumuz Balkanlar’da yapıcı, öncü ve tüm aktörlerle etkileşimi, diyaloğu önceleyen rolümüzü koruyor ve devam ettireceğiz” dedi.
“SURİYE’NİN İSTİKRARI VE GÜVENLİĞİ ÖNEMLİ”
Yılmaz, “Uluslararası kuruluşlar, 1990’lı yıllarda yaşanan acı tecrübelerden yeterince ders çıkaramamış gibi görünmektedir. Suriye, doğal devrimle yeni bir döneme girmiştir. Bu dönemde Suriye’nin istikrarına ve güvenliğine büyük önem vermekteyiz ve Türkiye olarak elimizden gelen katkıyı sağlıyoruz” diye vurguladı.
”SURİYE’NİN YENİDEN YAPILANMASINI BEKLİYORUZ”
Yılmaz, “Son dönemlerde Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nin yaptırımları kaldırmasıyla birlikte Suriye’de hızlı bir yeniden yapılanma bekliyoruz. Siyasi yapısı ve kurumlarıyla Suriye’nin yeniden yapılanmasını öngörüyoruz ve kapsayıcı bir siyasi anlayışın oluşacağı yeni yapının, Suriye’yi yalnızca kendisi için değil, tüm bölge için istikrar artırıcı bir noktaya taşıyacağına inanıyoruz. Bu konuda uluslararası iş birliğinin zorunluluk olduğunu belirtmek isterim. İstikrarlı bir Suriye, hem Orta Doğu hem Avrupa hem de Kuzey Afrika için, tüm geniş coğrafya içinde son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.