MHP lideri Devlet Bahçeli'nin konuşmasından önemli noktalar şunlardır:
Değerli vekil arkadaşlarım, saygıdeğer misafirler, basınımızın kıymetli temsilcileri, malum olduğumuz zorunlu haller nedeniyle toplantılarımıza bir süreliğine ara vermiştik. Hamdolsun ki yeniden bir aradayız. İşte ayaktayız, işte buradayız. 28 Ocak tarihinden sonra gerçekleştirdiğimiz ilk grup toplantımız ile kaldığımız yerden coşkuyla yolumuza devam ediyoruz.
Bizleri takip eden bütün vatandaşlarımıza ve gönül coğrafyamızda mücadele veren kardeşlerimize selam gönderiyorum.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE'YE ULAŞMA AZMİ VE KARARLILIĞINDAYIZ
Şükürler olsun ki fikirlerimiz, hedefimiz, mücadelemiz, tavrımız ve varlığımız doğrudur. Biz MHP'yiz, biz Türkiye'yiz, biz Türk milletiyiz. Kapalı devre siyaset sınırlarını aşmak istiyoruz. Başkalarının yangını ile kendi evimizi ısıtamayız. Göze batmak yerine gönülde kalmak arzusundayız. Süper güç Türkiye hedefine ulaşmanın azim ve kararlılığı içindeyiz. Ülkemizin güvenliği tehlikeye düştüğünde kim benim önüme düşecek kaygısını iyi biliyoruz. Milletimizin aradığı sorular için yegâne adres olduğumuzu biliyoruz.
SİYASETİMİZ TÜRK MİLLETİ VARSA AYAKTA OLACAKTIR
İnsan, aile, millet ve ülkemiz için yapacaklarımızın söylediklerimizin en az yaptıklarımız kadar etkili olması gerekir. Biz siyasetimizi boş hayallerle yapmıyoruz, yalnızca bekamıza yönelik alarm düğmelerine basmak olarak değerlendirmiyoruz. Sebepler sabit kaldıkça sonuçların da aynı kalacağını biliyoruz. Bizim için siyaset, iftihar ettiğimiz Türk milletine hizmet için lütfedilen fırsatı değerlendirmektir. Özne her zaman Türk milletidir. Ona önem verilmeyen siyaseti kabul etmedik ve etmeyeceğiz. Türk milleti yoksa biz zaten olamayız. Biz Türk milleti olarak ayaktayız. Siyasetimiz Türk milleti varsa ayakta olacaktır. Siyaseti muhalefet partilerinin yaptığı gibi yürekteki güzel duyguları istismar ile yapmıyoruz.
Muazzam mücadelenin arkasında üç hilale tutkuyla bağlı, çoluk çocuğunun rızkını partisi ile paylaşan on binlerce dava arkadaşımın alın teri ve hayalleri var.
Kurucu unsurlarımız ihmale kurban verilirse, vatanımızı var eden muazzam şuur zamanla kaybedilecektir. Tedbir ve temkini elden bırakmamak şarttır. Uyuşukluk ve uyumanın sonucu erimedir. Su uyusa da düşman emeller canlıdır. Tehlikenin büyüğü küçüğü olmaz. Hafife alınan alarm, yarınlarda korkunç olayların doğmasına neden olacaktır. Vatanımızda bağımsız, bağlantısız bir bütün yaşamanın yeminini tutacaksak, etrafımızdaki kanlı oyunlara karşı hazırlıklı ve kararlı olmalıyız. Bizim dersimiz ecdadın hatıraları ile terkip edilmiştir.
Çatışma ve savaşların birbirine eklemlenerek kaos yarattığını görüyoruz ve kaygı duyuyoruz. Öncelikle düşünmemiz gereken Türkiye'dir. İsrail'in İran'a saldırısı barbarlıktır. İran, misilleme için misilleme yapmaktadır. Yeni bir dünya savaşı ile ilgili tahminlerin artması çok boyutlu krizlere hazırlığın ertelenemeyeceğini göstermektedir. Tahran, Bağdat, Şam ve diğer komşu ülke başkentlerine atılan bombaların Ankara’ya etkisi olmayacağını savunmak ya cehalet ya da işbirlikçilikten başka bir şey değildir.
İsrail, İran’a saldırarak Gazze soykırımını perdelemek istemiştir. Terörsüz Türkiye'nin tekerine çomak sokmayı planlamış, korku yaratarak komşu coğrafyaların Siyonist-Emperyalist bir kurguyla yeniden tanzimini hedeflemiştir.
Coğrafyaların bombalanarak silkelenmesi barışçıl diyalogları zayıflatacak, huzur ve istikrar özlemlerini eritecek, vekalet savaşlarını kızıştıracak ve sonu gelmeyen kargaşa dönemini başlatacaktır.
Allah korusun, Üçüncü Dünya Savaşı’nın çıkması halinde insanlık ve dünya medeniyeti, kendi kendini yok eden bir canavara dönüşecektir.
İsrail tehdidinde tüm sınırlar aşılmıştır. Kontrolünü kaybetmiş olan bu sözde devlet, terör örgütüne dönüşmüştür.
BM, kahredici bir sessizliğe bürünmüştür. İslam ülkeleri bugün değilse ne zaman diriliş emaresi gösterecektir. Bu zulüm ve düzen ne zamana kadar sürecektir? Bu şekilde devam edilemez. Akan kanlara sessiz kalınamaz. BM derhal kuvvet kullanmalı, suçlular yargılanmalıdır. BM, operasyonel askeri gücünü sahaya sürmelidir; bunu bölge ve dünya barışı için acilen gerçekleştirmelidir.
İsrail’in herhangi bir yaptırım ve cezai takibata uğramaması, onun azgınlığının ve hak tanımamasının temel motivasyonu ve moral kaynağıdır. Birleşmiş Milletler aciz, atıl ve korkak bir görüntü çizmektedir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi sessizliğe gömülmüş durumdadır. Uluslararası toplum derhal harekete geçmelidir. İslam ülkeleri üç maymunu oynamaktan vazgeçmeli ve ahlaki tavrını net bir şekilde sergilemelidir. Sorarım, bugün değilse ne zaman ümmet ve millet bilinci diriliş emaresi gösterecektir? Bu nasıl bir aymazlıktır? Bu ne çelişkidir? Bu zulüm ve düzen ne zamana kadar sürecektir?
Siyonist-Emperyalist vandallığın düşmanı kırmakta yetersiz kalan bir özgüvensizliğin, Ruzi Mahşer’de vereceği hesabı düşünen var mı?
Bu şekilde devam edilemez, akan kanlara kesinlikle seyirci kalınamaz. İnsanlık ve İslam vicdanının helak olmasına daha fazla tahammül edilemez.
Birleşmiş Milletler derhal kuvvet kullanmalı ve tarih önünde suçluları cezalandırmalıdır. Vakit kaybetmeden, İsrail terör devletine karşı ortak bir direniş hattı kurulmalıdır. Birleşmiş Milletler operasyonel askeri gücünü sahaya sürmelidir. Bu, bölge ve dünya barışı için acilen gerçekleştirilmelidir. Sadece Ortadoğu değil, tüm dünya tehlikelerle doludur.
Nitekim, oldukça dikkatli olmamız gerekmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi, hem içimizde hem de dışımızda barışın egemen olmasını arzulamaktadır.
İsrail’in Ortadoğu’da tarihi bir hüsran ve hezimete uğraması kaçınılmazdır.
Bu gelişmeler var iken, Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin olaylara dair ilkesiz ve ilgisiz tavrı ise gerçekten endişe vericidir.
Havada su dövmek, ayıplı siyasetin ucuz numaralarından başka bir şey değildir. CHP'nin durduğu yer, Türk milletinin durduğu yer değildir. Muhalefetin durumu zayıf ve çürümüştür. Biz cennete değil, vatanımız ve evlatlarımız için canlı kalmaya kararlıyız.
Kim ne yaparsa yapsın, iç cephemiz düşmeyecek, surda gedik açılamayacaktır. Gün birleşme günüdür, dayanışma günüdür. Her şey Türkiye içindir diyoruz. Bu topraklara vatanım diyen, bu insanlara milletim diyen, bu bayrağa sahip çıkan herkes, biliniz ki eşittir; Türkiye'dir.
