reklam
reklam
DOLAR39,9584% 0.32
EURO47,0584% 0.42
STERLIN54,8401% -0.17
FRANG50,0544% 0.52
ALTIN4.200,55% -1,30
BITCOIN107.674,070.344
reklam

Düğmeli Evler Dünyada Sadece Bu Bölgeden Geliyor! 200 Yıllık Tarih Yeniden Canlandırıldı…

Yayınlanma Tarihi : Google News
Düğmeli Evler Dünyada Sadece Bu Bölgeden Geliyor! 200 Yıllık Tarih Yeniden Canlandırıldı…
reklam

Ekonomik zorluklar nedeniyle bir dönem tamamen terkedilen ve özgün mimarisi ile dikkat çeken Sarıhacılar köyündeki tarihi “Düğmeli evler”, aslına uygun bir şekilde restore edilerek geleneksel Türk mimarisini yeniden canlandırma çabaları sürdürülüyor.

Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı Sarıhacılar köyü, tarihi İpek Yolu üzerinde konumlanıyor. Ahşap oymacılığının en güzel örneklerinden birine ev sahipliği yapan 600 yıllık camisi, bölgenin tarihi geçmişine ışık tutuyor.
DÜNYADA SADECE BU BÖLGEDE BULUNUYOR

Geçmişte Konya ve Antalya arasındaki tarihi kervan yollarındaki önemli bir durak olan Sarıhacılar, yöredeki sivil konut mimarisinin özgün örneklerinden olan düğmeli evler ve eski konaklarla dolu bir kültür mirası sunuyor.

Birçoğu zamanla yıkılan bu tarihi evler, son yıllarda restore edilerek yeniden hayata kazandırılıyor. Sedir katran ağacından yapılan iskeletleri ve birbiriyle kenetlenen ahşapları ile düğmeli evler, dünyada yalnızca bu bölgede bulunuyor.
EVİN DÖRDÜNCÜ KUŞAK TORUNU TARAFINDAN RESTORE EDİLDİ

Antalya'nın tarih dolu ilçesi Akseki'nin 800 yıllık geçmişe sahip Sarıhacılar Mahallesi'nde bulunan ve atalarından kalan “Osmanil” konağı olarak bilinen 200 yıllık tarihi düğmeli ev, evin dördüncü kuşak torunu Berna Dincer tarafından restore ettirildi. Evin mirasçıları tarafından aslına uygun bir şekilde restore edilerek turizme kazandırılıyor.
ATA MİRASINA SAHİP ÇIKTI

Aslen Antalya'da yaşayan ve kökenleri Sarıhacılar köyüne dayanan Berna Dincer, “Osmanil” konağını ayağa kaldırarak ata mirasına sahip çıkmanın mutluluğunu yaşadığını dile getirdi.

Emekli olduğunu ve evin dördüncü kuşak torunu olduğunu belirten Dincer, “Evin tarihi yaklaşık 200 yıl öncesine dayanıyor. Atalarımızdan kalan bu evde kimse oturmadığı için yıkılmaya yüz tutmuştu. 2017 yılında restorasyon çalışmalarına başladık ve 2020 yılında tamamladık. Aile olarak burada kalmayı hayal ediyoruz. Kalabalık bir aileyiz, bu yüzden 5 oda yaptık ve her odada tuvalet ve duş olmasını istedik. Annem ve dedem her yaz buraya gelirdi, ancak 2002'de vefat ettiler. O yıldan sonra ev bakımsız kaldı” şeklinde konuştu.
Dincer, “2017 yılında teyzemler devletin sağladığı teşvikle evi restore ettirebileceklerini öğrendiler. Bu haberle çok heyecanlandılar. 3 kız kardeş, annem ve iki teyzem restorasyon için gerekli yasal süreçleri başlatarak Koruma Kuruluna onaylattırıp izinleri alarak inşaata başladık. Evin bütün duvarları yıkılmıştı ve onu sıfırdan yeniden, tarihine uygun olarak inşa ettik. Bu süreç biraz uzun sürdü çünkü pandemi de araya girdi. Nihayet 2020'de restorasyonu tamamladık” dedi.

BETON YAPI YOK!

Dincer, ailesinin dördüncü kuşak gençlerinin restorasyona ilgi göstermediğini belirterek, “Evin restorasyonunu bitirdikten sonra da ailemden başka kimse çok ilgi göstermedi. Geçtiğimiz yılın ağustos ayında Antalya'da havalar çok sıcak geçtiği için buraya gelip 2 buçuk ay kaldım. İnternetin sıkıntılı olduğu halde burada huzuru buldum. Bahçe ve evi düzenlemekle ilgilendim. Köydeki akrabalarım ve hemşerilerim bana çeşitli konularda yardım ettiler. Benim gibi gençlerin buralarda olması onlara da mutluluk veriyor. Umuyorum ki bu hareket, diğer genç kuşaklara da sirayet eder ve onlar da burada yaşamaya başlar. Bu köyde huzur, doğanın güzelliği ve rahatlıktan çok, beni cezbeden en büyük şey, burada hiçbir beton yapının olmaması. Etrafta birçok yıkık ev var, ancak bu yıkıkların görüntüleri, estetiği, mimarisi ve gözü yormaması benim için dinlendirici bir unsur. Burada yaşamaya değer kılan birçok neden var.

reklam

YORUM YAP