reklam
reklam
DOLAR40,7015% 0.02
EURO47,2204% 1.43
STERLIN54,1118% 0.44
FRANG50,6353% 1.11
ALTIN4.395,45% 2,23
BITCOIN113.919,340.078
reklam

DMM'den 400 Akademisyenin Usulsüz Şekilde Atandığı İddiasına İlişkin Açıklama

Yayınlanma Tarihi : Google News
DMM'den 400 Akademisyenin Usulsüz Şekilde Atandığı İddiasına İlişkin Açıklama
reklam

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), 400 akademisyenin usulsüz şekilde atandığı iddiasıyla ilgili olarak, “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında Türkiye'de hiçbir akademisyen bulunmamaktadır.” şeklinde bir açıklama yaptı.

DMM'nin sosyal medya hesabından paylaşılan bu açıklamada, bazı basın organları ve sosyal medya platformlarında dolaşan “400 akademisyenin usulsüz şekilde atandığı” iddialarının, kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir dezenformasyon örneği olduğu belirtildi.

“220 KİŞİ ARASINDA TÜRKİYE'DE HİÇBİR AKADEMİSYEN BULUNMAMAKTADIR”

Açıklamada, “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarından elde edilen bilgilere göre, soruşturma çerçevesinde şüpheli olarak değerlendirilen 220 kişi arasında Türkiye'de hiçbir akademisyen yoktur.” ifadesi yer aldı. Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda görev yapan herhangi bir öğretmenin de şüpheliler arasında bulunmadığı kaydedildi.

“ADI GEÇEN KİŞİLER ÖĞRETMEN STATÜSÜNDE DEĞİL”

Soruşturmanın sadece bir sürücü kursu eğitmeni ile bir beden eğitimi hocası hakkında bilgi içerdiği ve bu kişilerin öğretmen statüsünde olmadıkları açıklandı. Yapılan açıklamada, şu bilgiler paylaşıldı:

“Soruşturma kapsamında 57 sahte üniversite diploması, 4 lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi tespit edilmiştir. 2 kişi dışında, düzenlenen hiçbir diplomanın meslek ifasında kullanıldığına dair bir bulgu yoktur. '400 akademisyenin usulsüz atandığı' yönündeki iddia, dosya şüphelilerinden birinin soyut beyanına dayanmakta olup, bu ifade dışında herhangi bir somut bilgi, belge veya tespit bulunmamaktadır. Türk akademisini ve eğitim camiasını hedef alan bu tür yayınlar, sistematik bir karalama kampanyasının parçasıdır. Nitekim soruşturma, dış bir ihbarla başlamamış, aksine bir üniversitenin iç denetimi sonucunda adli makamlara yapılan bildirimle şekillenmiştir. Bu tür manipülatif içeriklere kamuoyunun itibar etmemesi, yalnızca resmi ve doğrulanmış kaynaklardan gelen açıklamaların dikkate alınması son derece önemlidir.”

reklam

YORUM YAP