reklam
reklam
DOLAR40,5624% 0.01
EURO47,1268% -1.23
STERLIN54,3365% -0.46
FRANG50,5387% -0.93
ALTIN4.321,50% -0,71
BITCOIN118.280,58-0.778
reklam

DMM'den Orman Yangınlarıyla İlgili İddialara Yanıt

Yayınlanma Tarihi : Google News
DMM'den Orman Yangınlarıyla İlgili İddialara Yanıt
reklam

Son günlerde Türkiye'de gerçekleşen orman yangınlarına dair yanlış bilgilerin yayılması üzerine hazırlanan bültende, kamuoyunun doğru bir şekilde bilgilendirilmesi amacıyla öne çıkan iddialara karşı bilimsel, teknik ve hukuki dayanaklar sunulmuştur.

“Uçak Yok” İddialarına Yanıt

“Uçak yok, kapasite kısıtlı, yangınlara müdahale edilmiyor” gibi iddiaların asılsız olduğu belirtilen bültende, Türkiye'nin 2021'den itibaren orman yangınlarıyla mücadelesinin altyapısını önemli ölçüde güçlendirdiği, 2025 yılı itibarıyla 27 yangın söndürme uçağı, 105 helikopter, 14 İHA, 6 bine yakın kara aracı ve 25 bini aşkın personelle yangınla mücadelede Avrupa'nın en hazırlıklı ülkelerinden biri olduğuna vurgu yapıldı.

Son 23 yılda orman yangınlarıyla mücadelede önemli ilerlemeler kaydedildiği hatırlatılan bültende, “2002’de 73 ton olan havadan su atma kapasitesi, 2025 itibarıyla 27 uçak ve 105 helikopterle toplam 438 tona çıkarılmıştır. Yangınla mücadelede insansız hava aracı kullanan Avrupa'da ilk, dünyada ise ikinci ülke Türkiye'dir. 14 İHA ve 184’ü akıllı olmak üzere 776 gözetleme kulesinin yanı sıra yapay zeka tabanlı sistemlerle yangın tespit süresinin 2 dakikaya kadar düştüğü” ifade edilmiştir.

“Yangınlara müdahalede gecikiliyor” iddiasının da gerçekleri yansıtmadığı aktarılan bültende, Orman Genel Müdürlüğü tarafından yapılan sistem modernizasyonları sayesinde yangına ilk müdahale süresinin 2002’de 40 dakika iken, günümüzde ortalama 11 dakikaya kadar düştüğü vurgulanmıştır.

“Yanan Orman Alanlarının Başka Bir Amaçla Kullanılması Yasaktır”

Bültende, “Avrupa'da hemen söndürülüyor, bizde günler sürüyor” algısının yanıltıcı olduğu, bu tür kıyaslamaların yangının coğrafi, meteorolojik ve operasyonel koşullarını dikkate almadan yapıldığı ve kamuoyunu yanılttığı kaydedilmiştir.

“Yangın işçileri yeterince eğitim almıyor” iddiası asılsız olarak değerlendirilen bültende, yangın işçileri ve Orman Genel Müdürlüğü personelinin, Orman Yangınlarıyla Mücadele Eğitim ve İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi dahil uluslararası standartlara uygun eğitimlere tabi tutulduğu bildirilmiştir.

“Orman işçilerinin koruyucu kişisel donanımları yok, yanmaya dayanıklı elbiseleri bulunmuyor ve maske takmıyorlar” iddiası yalan olarak nitelendirilen bültende, orman yangınlarıyla mücadelede gerekli koruyucu donanımların her yıl düzenli olarak Orman Genel Müdürlüğü tarafından temin edilerek personellere teslim edildiği vurgulanmıştır.

Bültende, “Gece uçuşlarıyla müdahale yapılmıyor” iddiasının yanıltıcı olduğuna işaret edilerek, gece uçuşuyla yapılan müdahalelerin yangını söndürmeye etkisinin düşük olduğu ve can güvenliği nedeniyle bu yönteminin tercih edilmediği aktarılmıştır.

Bültende, “'Yanan alanlara ağaç dikilmiyor' iddiası gerçek dışıdır. 6831 sayılı Orman Kanunu gereği, yanan orman alanlarının başka bir amaçla kullanılması yasaktır. Bu alanların tamamı yeniden ormanlaştırılmak zorundadır. Türkiye bu alanda da somut adımlar atmış, büyük çaplı ağaçlandırma çalışmaları yürütmüştür.” ifadelerine yer verilmiştir.

“Ağaçlandırma Ekosisteme ve Bilime Göre Yapılıyor”

“Yanan alanlar imara açılıyor” iddiasının hukuki ve fiili olarak imkansız olduğuna dikkat çekilen bültende, Orman Kanunu'nun 17. ve 18. maddeleri gereğince, yanan alanların imara açılmasının kesin olarak yasak olduğu vurgulanmıştır.

“Yanan alanlara yapılan ağaçlandırma çalışmalarında hep çabuk yanan çam ağaçları dikiliyor, meyve ağaçları dikilmiyor, bu da orman yangınlarını hızlandırıyor” şeklindeki iddia dezenformasyon olarak tanımlanmış ve yanan alanlardaki ağaçlandırmanın Orman Genel Müdürlüğü tarafından ekosisteme ve bilime göre yapıldığı bildirilmiştir.

Birçok yangının uzun sürmesinin nedeninin müdahale eksikliği değil, doğa ve coğrafya şartları olduğuna vurgu yapılan bültende, yangının süresinin bölgenin arazi yapısı, sıcaklık, nem, rüzgar ve yangın tipi gibi birçok faktörden etkilendiği belirtilmiştir.

Bültende, Türkiye'nin Ege ve Akdeniz bölgelerinin yaz aylarında yüksek sıcaklık, düşük nem ve sık rüzgar nedeniyle yangın açısından dünyanın en riskli alanları olduğu belirtilmiştir.

“Cezalar Artmaktadır”

Bazı sosyal medya paylaşımlarında “orman yangınlarının rant amacıyla organize şekilde çıkarıldığı” iddiaları hatırlatılan bültende, yangınların büyük çoğunluğunun yıldırım düşmesi, anız yakılması, ihmal veya dikkatsizlik gibi nedenlerle meydana geldiği ifade edilmiştir.

Bültende, kasıt şüphesi bulunan durumlarda cumhuriyet savcılıklarının soruşturma başlattığı ve gerekli adli süreçlerin işletildiği vurgulanmıştır.

“Orman yangınlarına sebep olanların cezasız kaldığı yönünde yanlış bir algı oluşturulmaya çalışıldığına” dikkat çekilen bültende, şunlar kaydedilmiştir:

“Mevcut mevzuat oldukça açıktır ve yaptırımcıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 170, 171 ve 174. maddeleri ile 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 110. maddesi uyarınca; orman yangınına sebebiyet veren kişiler hakkında hem adli hem de idari süreçler hemen başlatılmaktadır. Kasten yangın çıkarma fiili, 10 yıla kadar hapisle cezalandırılabilmektedir, kamu malına zarar verme, tehdit ve sabotaj gibi ek suçlar oluştuğunda cezalar katlanarak artmaktadır.”

Bültende, cumhuriyet savcılıklarınca her yangın vakasında delil toplama ve soruşturma süreçleri yürütüldüğü, Orman Genel Müdürlüğü, jandarma ve emniyet birimleriyle koordineli bir şekilde hareket edildiği belirtilmiştir.

“Telafi Süreçleri Başlatılmaktadır”

“Yangın sonrası mağduriyetlerin giderilmediği” yönündeki iddiaların da gerçeği yansıtmadığı ifade edilen açıklamada, yangından etkilenen bölgelerde zarar tespit çalışmalarının hızla gerçekleştirildiği ifade edilmiştir.

Tarım ve Orman Bakanlığı, AFAD ve ilgili sosyal destek birimleri aracılığıyla vatandaşlara hem ayni hem de nakdi yardımların ulaştırıldığı belirtilen bültende, “Hayvancılıkla uğraşan üreticilere yem ve hayvan desteği sağlandığı, tarım arazileri ve konut hasarlarının hızlı bir şekilde tespit edilerek gerekli telafi süreçlerinin başlatıldığı” bilgisine yer verilmiştir.

Konut kayıplarının giderilmesi amacıyla TOKİ tarafından afet konut projelerinin hayata geçirildiği aktarılırken, orman yangınlarıyla mücadelede yalnızca Orman Genel Müdürlüğünün değil, AFAD, Jandarma, TSK, belediyeler ve binlerce gönüllü vatandaşın da sahada görev yaptığı vurgulanmıştır.

Bültende, Türkiye'nin, bu çok paydaşlı koordinasyon modelini başarıyla uygulayan nadir ülkelerden biri olduğu da belirtilmiştir.

“Türkiye, İnsansız Hava Aracı Kullanan İki Ülkeden Biri”

Yangınlara karşı Cumhuriyet tarihinin en geniş hava ve kara gücünün oluşturulduğuna dikkat çekilen bültende, 27 uçak ve 105 helikopter ile bu alanda dünyanın önde gelen hava filolarından birinin oluşturulduğu bilgisi verilmektedir.

Bültende, 2002'de 73 ton olan su atma kapasitesinin, 2025'te 438 tona ulaşacağı belirtilerek, “Dünyada orman yangınlarıyla mücadelede insansız hava aracı kullanan iki ülkeden biri Türkiye'dir. Ülkemiz, dünyada sadece 5 ülkede bulunan yangın yönetim aracı OTAĞ'a sahiptir.” denilmiştir.

Envantere yeni katılan araçlarla karada da güçlü bir filo oluşturulduğu belirtilen bültende, şu ifadelere yer verilmiştir:

“1786 arazöz, 2742 ilk müdahale aracı, 831 iş makinesi halihazırda hizmettedir. 2002 yılında kara aracı sayısı 937 iken, günümüzde 5 kattan daha fazla artışla 5359’a yükselmiştir. 2025 yılında emekli olacak 3690 personelin yerine 8500 yeni personel alımı yapılacaktır. Orman yangınlarıyla mücadelede araç ve ekipman alımı tasarruf tedbirlerine girmemektedir. OGM bu anlamda ihtiyaç duyduğu araç ve ekipmanları bünyesine katmaktadır.”

“Yangın Ekiplerinin Gereksinimleri Karşılanıyor”

“Yangınla mücadele eden personele yeterli ücret verilmediği”, “Liyakatın gözetilmediği” gibi iddialara da yer verilen bültende, yangında görev alan işçilerin işe alım aşamasında fiziksel yeterlilik sınavından geçirildiği, yangın ekiplerinin yangınla mücadele sırasında ihtiyaç duydukları her türlü gereksinim, fazla mesai, yolluk ve benzeri özlük haklarının karşılandığı belirtilmiştir.

Yangınla havadan mücadele faaliyetleri kapsamında Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile yapılan protokoller çerçevesinde helikopter, uçak ve İHA'lardan oluşan 53 hava gücü ile orman yangınlarıyla havadan mücadelede destek alındığı ifade edilen bültende, ayrıca 12 bin 219 asker personeline yangınla mücadele eğitimi verildiği, ihtiyaç durumunda destek alındığı kaydedilmiştir.

Bültende, küresel ısınma ve iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler arasında Türkiye'nin de yer aldığına dikkat çekilmiştir.

Türkiye'de 25 Temmuz'da sıcaklık rekoru kırıldığı hatırlatılan bültende, yüksek sıcaklık, düşük nem ve şiddetli rüzgarın yangın riskini artırdığı ifade edilmiştir.

Önceden yangına hassas yerler arasında olmayan Güney Marmara, Batı Karadeniz ile Ege Bölgesi'nin iç kesimlerinde büyük yangınlarla karşılaşıldığı belirtilen bültende, şu ifadelere yer verilmiştir:

“Bu yeni süreçte, yangına hassas orman alanlarımız tekrar değerlendirilmiş olup, bazı bölgelerimiz 1. Derece yangına hassas olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu yeni değerlendirmeyle birlikte 1. Derece yangına hassas ormanlarımızın oranı yüzde 55’ten yüzde 64’e çıkmıştır. Hava ve kara araçlarının konuşlanması, yeni ilk müdahale merkezleri oluşturulması bu yeni durumda gerçekleştirilmiştir. Diğer yandan, OGM bünyesinde Havacılık Daire Başkanlığının kurulması, dünyada İHA kullanan 2 ülkeden biri olmamız, yapay zeka tabanlı karar destek sistemleri gibi yeniliklerle bu yeni duruma hazır hale gelinmiştir.”

“Rekor Sıcaklıklar Görüldü”

Bültende, yılın ilk yarısında dünya genelinde yaklaşık 102 milyon hektarlık alanın yangınlardan etkilendiği, bu alanın yarısından fazlasının da Afrika'da yer aldığı bilgisi verilmektedir.

Avrupa ve Akdeniz bölgesinde, yılın ikinci yarısında rekor sıcaklıkların görüldüğü ve bu durumun yangınların yaygınlaşmasında etkili olduğu belirtilirken, Silopi'de 50,5 derece ile tarihi sıcaklık rekorunun kırıldığı hatırlatılmıştır.

Bültende, Avrupa Orman Yangın Bilgi Sistemi (EFFIS) verilerine göre, Avrupa'da yılın ilk yarısında orman yangınlarından etkilenen alanın 227 bin ila 237 bin hektar olarak ölçüldüğü, bu miktarın son 19 yılın ortalaması olan 131 bin hektarın neredeyse iki katı olduğu ifade edilmiştir.

Dünyada Yanan Orman Alanları

Türkiye'nin Akdeniz kuşağında yer alan ülkeler ve orman varlığı yüksek olan ABD ve Kanada gibi ülkelerle karşılaştırıldığında, yanan alanların toplam orman varlığına oranında daha iyi bir durumda olduğu belirtilen bültende, EFFIS Raporu ile ülkelerin kendi resmi açıklamalarından derlenen bilgilere göre 2020-2024 yıllarını kapsayan sürede, orman varlığına göre yanan alanların oranı şu şekildedir:

“Fransa yüzde 0.11, Türkiye yüzde 0.17, İspanya yüzde 0.40, İtalya yüzde 0.74, ABD yüzde 0.84, Yunanistan yüzde 0.94, Portekiz yüzde 1.15, Kanada yüzde 1.59.”

reklam

YORUM YAP