reklam
reklam
DOLAR39,2875% -0.11
EURO44,7841% -0.54
STERLIN53,1658% -0.45
FRANG47,7837% -0.45
ALTIN4.177,02% -1,41
BITCOIN104.465,112.728
reklam

Doç. Dr. Musa Uludağ: Meteorolojik kuraklık artık fizyolojik kuraklığa dönüştü

Yayınlanma Tarihi : Google News
Doç. Dr. Musa Uludağ: Meteorolojik kuraklık artık fizyolojik kuraklığa dönüştü
reklam

Trakya genelinde, yüksek sıcaklık ve yağışsız geçen yaz aylarının ardından sonbahar ve kış dönemlerinde de yağışların yetersiz kalması dikkat çekiyor. Yağış eksikliği, tarımsal sulama açısından kritik öneme sahip yer altı su kaynaklarını doldurmazken, barajların da önceki yıl ile kıyaslandığında düşüş yaşadığı gözlemlendi. Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ dahil 14 aktif barajda, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ortalama yüzde 14 oranında bir azalma meydana geldi. Edirne’de çiftçilerin sulama için kullandığı Meriç Nehri’nin debisi ise, geçen yıl ölçülen 85 metreküp/saniyeden bu yıl 67 metreküp/saniyeye geriledi.

‘YER ALTI SULARININ SEVİYESİ DÜŞÜYOR’

Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ, meteorolojik, tarımsal ve fizyolojik açıdan üç farklı evreyi kapsayan kuraklığın artık fizyolojik düzeye ulaştığını vurguladı. Doç. Dr. Uludağ, “Günümüzde ülkemizde yaşanan kuraklık artık fizyolojik bir hal aldı. Belki diyorsunuz ki, ‘Bu sene geçen seneye göre daha fazla yağış yağdı, hatta kar da yağdı’. Ancak durumun daha derinine inildiğinde, barajlar, akarsular ve yer altı sularının etkileşimde olduğunu görmekteyiz. Yağışların azaldığı dönemlerde akarsuların en önemli beslenme kaynağı yer altı sularıdır ve dolayısıyla bu süreçte yer altı su seviyeleri de giderek düşmektedir” şeklinde konuştu.

‘BİR GÜNLÜK YAĞIŞLA OLACAK BİR SÜREÇ DEĞİL’

Yağış eksikliğinin yüzeysel akışta yaşanan azalmayı beraberinde getirdiğine değinen Doç. Dr. Uludağ, “Bugün, yüzde 14 oranında bir düşüş var diyoruz, ancak bu bir ortalama. Örneğin, Kayalı Barajı neredeyse kuruma noktasına gelmiş durumda. Trakya’da ziyaretlerimde, geçmiş yıllarda yaz aylarında dolup taşan küçük göletlerin şu an su seviyelerinin neredeyse sıfıra indiğini gözlemledim. Bu durum, sadece yağışa bağlı bir planlamanın yeterli olmadığını gösteriyor. Örneğin, birkaç gün önce yağan yağmur bölgedeki çiftçileri sevindirdi; fakat tarladaki deneylerimiz gösteriyor ki, su seviyesi oldukça düşük. Vatandaş, ‘Bu yıl çok yağmur yağdı, barajlar doldu’ düşüncesinde olsa da, bu tek bir günlük yağışla oluşacak bir durum değildir” ifadelerini kullandı.

‘YER ALTı SU KAYNAKLARINI KULLANILAMAZ HALE GETİRDİK’

Su seviyelerindeki düşüşün gelecek yaz aylarında ciddi tehlikeler yaratacağını belirten Uludağ, “Yer altı sularının beslenmesi, yüzyıllar süren, doğal bir süreçtir. Biz artık bu kaynakları kullanılamaz hale getirdik. Bu durum, özellikle yüzey sularının, akarsuların, göllerin ve göletlerin su seviyelerinin ciddi bir risk altında olduğu anlamına geliyor. Bu, içme suyu, kullanma suyu ve tarımsal sulama açısından büyük sorunlar doğurabilir. Bu yaz bunu daha yoğun bir şekilde hissedeceğiz” dedi.

‘YANLIŞ SU KULLANIMI SU KAYNAKLARIMIZA ZARAR VERİYOR’

Uzun bir süredir devam eden meteorolojik kuraklığın, fizyolojik kuraklığa dönüştüğünü kaydeden Doç. Dr. Uludağ, “Şu anda bu kritik evredeyiz ve bu bir tehdit. Bu evreyi etkileyen diğer bir faktör ise suyun yanlış ve aşırı kullanımı, nüfus artışı, balkon yıkamaları, bahçe ve araç yıkamaları, su kaynaklarımızı ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Türkiye’de, suyun büyük çoğunluğu tarımsal sulama için kullanılıyor ve burada damlama sulama gibi daha verimli yöntemlere geçmemiz gerekiyor. Aksi takdirde, geleneksel sulama sistemleri büyük su kayıplarına yol açacak” açıklamasında bulundu.

reklam

YORUM YAP