KADIN kuaförü Elif Öztürk, 2008 yılında, henüz 19 yaşındayken boynunun sağ tarafında oluşan bir şişlik nedeniyle özel bir hastanenin genel cerrahi polikliniğine başvurdu. Burada kendisine lokal anestezi altında lenf bezi biyopsisi uygulandı. İşlemin ardından, tüberküloz ön tanısı ile bir verem savaş hastanesine yönlendirildi.
BİYOPSİDEN SONRA HAREKET KAYBI
Ancak, gerçekleştirilen biyopsinin ardından Öztürk’ün ameliyat yaraları yeterince iyileşmedi ve enfekte oldu. Ayrıca sağ kolunda hissizleşme ve hareket kaybı gibi sorunlar yaşanmaya başladı. İkinci kez, ilk biyopsinin yapıldığı özel hastaneye giden Öztürk, burada yeniden muayene edildi. Doktor, tam bir iyileşme için ikinci bir biyopsinin gerekli olduğunu, kalan kist ve lenf bezi parçalarının alınması gerektiğini belirtti. Ameliyatın aynı kesiden yapılmasının ve estetik dikişle kapatılmasının ardından Elif Öztürk’ün hiçbir sorun yaşamayacağı ifade edildi. Ancak, ikinci biyopsinin ardından sağ kolunda ciddi işlev kaybı ve kalıcı hasar meydana geldi. Sağ omzu, sol omzuna göre daha aşağıda pozisyonda düştü ve vücut bütünlüğü bozuldu. Kadın kuaförü olan ve çalışamayacak hale gelen Öztürk, doktorun, hastaya ve hasta yakınlarına tıbbi müdahalenin niteliği, riskleri ya da sonuçları hakkında yeterli bilgilendirme yapmadığı iddiasıyla 27 Aralık 2010’da avukatı Hasan Pilavcı aracılığıyla hastane ve ameliyatı gerçekleştiren doktor G.G.’ye karşı dava açtı; 1.000 TL maddi ve 6.000 TL manevi tazminat talep etti.
‘KARARI DUYDUĞUMDA MUTLULUKTAN AĞLADIM’
İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi, 15 Kasım 2016’da davayı reddetti. Öztürk’ün bu karara yaptığı itirazlar, 14 Mart 2018’de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ve 10 Şubat 2021’de Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından reddedildi. Elif Öztürk, 3 Mayıs 2021 tarihinde avukatı aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Burada sunulan dilekçede, ‘maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı’ ile ‘adil yargılanma hakkı’nın ihlal edildiği iddiasında bulunarak 300.000 TL maddi ve 60.000 TL manevi tazminat talep etti. Anayasa Mahkemesi, Elif Öztürk’ün tazminat talebini reddetti ancak ameliyattan önce hastanın yeterli şekilde bilgilendirilmesi gerektiğine değinerek oybirliğiyle ‘maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı’nın ihlal edildiğine ve yeniden yargılama yapılmasına karar verdi. Elif Öztürk, “Kararı duyduğumda mutluluktan hem ağladım hem güldüm. Umuyorum ki adalet geçte olsa tecelli edecektir” şeklinde konuştu.
Biyopsi sonrası sağ kolunda kalıcı hasar yaşayan Elif Öztürk, yıllar süren hukuk mücadelesini devam ettiriyor.
