Çelik, dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleşen AK Parti MKYK toplantısı sonrası şu açıklamaları yaptı:
RAPORLARIMIZDA İLKELER BENZER
“Meclis’teki komisyonumuz, Terörsüz Türkiye çerçevesinde yürüttüğü çalışmalarda önemli bir aşama kaydetti. Bugün itibarıyla raporlar yazılmış ve siyasi partiler tarafından sunulmuştur. Tabii ki, partilerin raporları arasında farklılıklar mevcut; bu, parlamenter çalışmanın doğasında vardır. Buradan diyalektik bir sonuç çıkarılması hedeflenmektedir. Cumhur İttifakı üyeleri olarak hem bizim hem de Milliyetçi Hareket Partisi’nin sunduğu raporlardaki ilkeler benzerlik göstermektedir. Bölgeyi terörsüz bir ortama kavuşturma yolunda adımlar atıyoruz. Süreçte bir yol haritası izlenmektedir ve terörün amacı gerçekleştirilmesi engellenmektedir.
FESİH VE SİLAHLARIN YAKILMASI
AK Parti olarak komisyona sunduğumuz raporda fikirlerimizi açık bir şekilde ifade ettik. Boşaltılmış mağaralar ve sembolik düzeyde bırakılan silahlar söz konusudur. Terör örgütünün tüm şube ve uzantılarıyla birlikte feshedilmesi temel amaçtır. Bu feshin gerçek bir duruma dönüşmesi gerekmektedir ve retorik olmaktan çıkmalıdır. Terörün gündemden kalkmasıyla birçok konunun daha sağlıklı ve net bir şekilde ele alınması mümkün olacaktır. Odağımız PKK'nın feshi ve silahların imhasıdır. Şu ana kadar boşaltılan mağaralar ve bırakılan silahlar mevcuttur.
SDG İLE BİRLİKTE FESHEDİLMESİ
Bu süreç, “terörsüz bölge” olarak nitelendirdiğimiz kavramla sıkı bir ilişki içerisindedir. PKK terör örgütünün tüm şube ve uzantıları, Suriye’deki SDG ve Avrupa’daki ideolojik ve finansal illegal yapılanmalarıyla birlikte feshedilmesi temel hedefimizdir. Terör, zaman içerisinde demokrasimizin üzerindeki baskıyı, hukuk devletimizin üzerindeki tansiyonu artırmıştır. Terörün gündemden çıkarılmasıyla birlikte, hukuki ve siyasi düzeyde tartışılan birçok konuyu, daha sağlıklı ve sakin bir ortamda ele almak mümkündür.
DEMOKRATİKLEŞME MADDELERİ
Demokratikleşme ile ilgili birçok gündem maddesi üzerinde durulmaktadır. Biz bu demokratikleşmeyi meşru çerçevede ele aldık. Bu, her zaman bizim bakış açımız olmuştur. Bunu, konuya özgü ya da dar bir çerçevede değerlendirmedik; aksine, tümdengelimci bir anlayışla Türkiye'nin gelecekteki siyasi ve ekonomik ihtiyaçlarının, uluslararası düzeyde büyük milli çıkarlarının korunması için gerekli rolü oynamasına olanak tanıyacak bir perspektif geliştirdik. Raporumuzda da bu konuya yer verdik. Sonuç olarak, tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak ilkesi etrafında; ebedi kardeşliğimizi ve birlikteliğimizi koruyarak, kaderdaşlık ve vatandaşlık ilkeleri çerçevesinde geleceğe ilerleyeceğiz.
ENSARİOĞLU’NUN SÖZLERİ
(Galip Ensarioğlu’nun açıklamaları) Sayın Cumhurbaşkanımızın dış politikaya dair çizdiği çizgi, kabinedeki tüm arkadaşlarımız ve bizim genel başkanımız tarafından kesintisiz bir biçimde takip edilmektedir. Burada SDG konusunda Bakanlarımız arasında herhangi bir görüş ayrılığı yoktur. Diyarbakır milletvekilimiz Galip Ensarioğlu bir açıklama yaptı ve söylediklerinin yanlış anlaşıldığını belirtti. Galip Bey, bugün yaptığı açıklamada, farklı bir durumu kastettiğini, hiçbir bakanımızı hedef almadığını ifade etti. Bu durumu kayda geçirmek istiyorum.
BİR ÜLKEDE İKİ ORDU OLMAZ
(SDG’nin Suriye Ordusu’na entegrasyonu) Millî Savunma Bakanlığımızın ifade ettiği üzere entegrasyonun bireysel olması gerekmektedir. Zaman zaman SDG'den gelen talepler şunlardır: ‘Biz blok olarak, özel bir güç olarak sistemin bir parçası olalım.’ Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi, bunun başka ülkelerde ne anlama geldiğini görüyoruz. Bir ülkede iki ordu ya da iki silahlı güç olamaz. İki silahlı yapının varlığı iç savaş senaryosuna yol açar. Bu senaryoda, herkes kaybeder; Araplar, Türkmenler, Kürtler; Aleviler, Sünniler, Nusayriler, Ezidiler, Şiiler herkes kaybeder. Bizim arzumuz, Türk, Kürt, Arap’ın ortak bir gelecekte kazandığı; kardeşlik, onur, refah ve barış dolu bir bölgenin inşa edilmesidir.”
