En Zoru Geride Bıraktık

Turkuvaz Medya’nın beşinci kez düzenlediği Finansın Geleceği Zirvesi’nde bankacılık sektörü gün yüzüne çıkarıldı. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar moderatörlüğünde gerçekleşen ‘Bankacılığın Geleceği’ panelinde, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, QNB Genel Müdürü Ömür Tan ve Denizbank Genel Müdürü Recep Baştuğ konuşmalarını gerçekleştirdi. Panelin açılışında Alpaslan Çakar, 2025 yılının belirsizliklerin yüksek ve görünümün karmaşık olduğu bir yıl olacağını ifade ederek, “Orta Vadeli Programı’nda (OVP) temel hedefimiz sürdürülebilir büyüme. Bugün geldiğimiz aşamada fiyat istikrarı sağlandı ve enflasyonda belirgin bir düşüş eğilimi var. Merkez Bankası rezervleri 188 milyar dolar brüt, 57 milyar dolar net rezerv seviyesine ulaştı. Türkiye’nin risk primi 232. Kredi notumuz artıyor. 90 milyar dolarlık deprem harcamasına rağmen bütçe disiplinimiz devam ediyor ve yüzde 3 barajını koruduk.” şeklinde konuştu. Çakar, küresel şoklara rağmen bankacılık sektörünün direncine ve büyüme destekleyen bir nitelikte olduğuna dikkat çekerek, “Küresel değişimler coğrafyamız için avantajlı bir duruma dönüşüyor. Avrupa’daki faiz düşüşleri, kaynak ihtiyacı duyan ülkeler için büyük bir fırsat. En zoru geride bıraktık ve fiyat istikrarında önemli bir ivme kazandık.” ifadelerini kullandı.

Konkordato Oranı Yüzde 1 Bile Değil
QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, son dönemin en güncel konularından biri olan konkordatoya dair açıklamalarda bulundu. Tan, “Toplam alınan konkordato sayısı 5 binin altında. Ekonomik büyüklük içerisindeki etkisine baktığımızda, istihdam, kredi ve ihracattaki payı yüzde 1’in altında. Yönetilebilir bir seviyede ve sorun görünmüyor.” dedi. Tahsili gecikmiş alacak oranının yüzde 2.5 seviyesinde olduğunu belirten Tan, “Bu oranın korkutucu bir düzeyde olmadığını, 10 yıl ortalamasının 3.1 olduğunu ifade etti. Dünya standartlarıyla karşılaştırıldığında, Avrupa Birliği’ne göre çok iyi bir seviyedeyiz.” şeklinde devam etti. Tan, Türkiye’nin 2053 yılında net sıfır karbon hedefi doğrultusunda yıllık yaklaşık 20 milyar dolarlık yatırım gerektirdiğini belirtti. “2053’e kadar toplam 600 milyar dolarlık bir yatırım yapılması gerektiği anlamına geliyor. Bankacılık sektörünün büyüklüğü 520 milyar dolar. Bu sürecin desteklenmesi şart.” diye ekledi.

En İyi Tasarruf Aracı TL Mevduat
Denizbank Genel Müdürü Recep Baştuğ, 2026 yılında hane halkının tasarruf tercihinin TL mevduata kayacağını söyledi. Baştuğ, “Hane halkının yatırım tercihlerinde şu an yüzde 34’ü TL mevduata, yüzde 27’si fonlara, yüzde 12’si kıymetli varlıklara ve yüzde 10’u borsa yatırımına gidiyor. TL mevduat öne çıkan bir numaralı yatırım aracı olacak. Düzenlemeler finansman maliyetini azaltacak ve bu durum şirketlere büyük katkı sağlayacak.” ifadelerini kullandı. Türk bankacılığının dünya sıralamasındaki konumunu öne çıkaran Baştuğ, “2027 yılı itibarıyla enflasyon muhasebesinin kalkmasıyla birlikte yabancı bankalar Türkiye’deki gerçek gelir potansiyellerini bilançolarında çok daha net görecekler.” dedi.

2026 Çok Daha Pozitif Bir Yıl Olacak
Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, enflasyondaki düşüş ile birlikte politika faizlerinde de bir azalma beklediklerini vurguladı. “Bu durum ihtiyati tedbirlerin sona ereceği anlamına gelmiyor.” diyen Arslan, 2026 yılının başlarında kredilerde artışa neden olacak değişikliklere işaret etti. “Faiz oranlarındaki düşüşler, bankaların portföylerini iyileştirecek. Gelecek yıl bankacılık sektörü için sürdürülebilir bir büyüme yılı olacağını öngörüyoruz.” şeklinde konuştu. Dijital yatırımlar konusunda da bilgi veren Arslan, “Dijital bankacılık kullanıcı sayısı 2020’de 59 milyondan 135 milyona çıktı. İşlem hacmimiz 3.7 trilyon liradan 58 trilyona yükseldi.” dedi.

Sektörün Karlılığı Enflasyonun Altında Kaldı
Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, 2025 yılında bankacılık sektörünün enflasyon altında kısıtlı bir karlılık oranı elde ettiğini belirtti. Gür, “Mevcut politika seti ve makro ihtiyati tedbirler, bankacılığın kısa vadede karlılığını baskılıyor.” şeklinde konuştu. Ancak 2026 yılı için daha olumlu beklentiler olduğunu vurguladı. “Bugün açıklanan faiz indiriminin 2026’ya yönelik büyük önem taşıdığına inanıyorum.” dedi. Bankacılık sektörünün fiziksel anlamda güçlü olduğunu belirten Gür, “Sermaye yeterliliğimiz çok yüksek seviyelerde.” ifadelerini kullandı. Yapay zekanın da sektörde önemli değişimler oluşturduğunu sözlerine ekledi.

Arsa Bakış Açısı Yeniden Şekillenmeli
ARSAVEV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Öztürk, zirvede ‘Gayrimenkul Yatırımının Bugünü ve Geleceği’ konulu bir sunum yaptı. Öztürk, “Vatandaşların konut sahibi olma güçlüğünün arkasında inşaat maliyetleri kadar nitelikli arsaya erişim sorunu da yatıyor.” dedi. “Arsa maliyeti yükseldiğinde konut fiyatlarını kontrol altına almak neredeyse imkânsız hale geliyor.” diyen Öztürk, arsa bakış açısının yenilenmesi gerektiğini vurguladı. “Pandemi sonrası dönemde arsa, sadece profesyonellerin değil geniş halk kitlelerinin de erişimine açıldığı bir yatırım alanına dönüşmüştür.” ifadelerini kullandı.

Havada 5 Milyar Yolcu Var
CORENDON Group Finans Danışmanı Batuğhan Karaer, havacılık sektörünün genel görünümünü ele aldı. Karaer, “2024 yılı itibarıyla dünya genelinde 1,138 havayolu şirketinin 30,300 uçakla toplam 4.8 milyar yolcu taşıdığını belirtti. Sektör, yaklaşık 1 trilyon dolara yaklaşan bir ciro üretirken 11.6 milyon kişinin doğrudan, dolaylı olarak ise 86 milyon kişiye istihdam sağlıyor.” şeklinde yanıt verdi. Karaer, havacılığın küresel GSYH’ye katkısının yüzde 4 olduğunu ve yolcu sayısının %40’ının turizm kaynaklı olduğunu belirtti. 2019 öncesi seviyelerin yakalanıp aşıldığını sözlerine ekledi.

Global E-Ticarette Türkiye Liderliğe Oynuyor
idefix Genel Müdürü Onur Bayhan, Türkiye’nin 2025-2030 dönemine ilişkin e-ticaret alanındaki büyümesini vurgulayarak, “Küresel perakende satışlarının yüzde 23’ünün e-ticaret üzerinden gerçekleştiği günümüzde, bu oranın 2030’da yüzde 25’e çıkması bekleniyor.” dedi. “Türkiye’nin e-ticaret büyüme beklentisi, Hindistan, Japonya ve Endonezya’nın ardından dünya sıralamasında ilk 4 ülke arasında yer alıyor.” dedi. Bayhan, e-ticaretin Türkiye’deki perakende içindeki payının 2013’teki yüzde 1,3 oranından 2024’teki yüzde 19,1’e yükseldiğini açıkladı.