CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 2024 Yılı Yenilenebilir Enerji Yatırımları Toplu Açılış Töreni’nde şu ifadeleri kullandı:
“Son yıllarda Türkiye olarak kendi kendimizle yarış içindeyiz. Uluslararası kuruluşlar, ekonomik büyüme ve teknoloji ile birlikte enerji ihtiyacının da hızla artacağını öngörmektedir. Enerji tüketimiyle bağlantılı olarak ortaya çıkan sera gazlarının dünyamız üzerindeki olumsuz etkileri de istikrarlı bir şekilde artmaktadır. Enerji talebimiz hızla yükselirken, hidrokarbon başta olmak üzere ana enerji kaynaklarımız azalmakta ve bu süreçte dünya kirlenmektedir.
ENERJİ BEKA MESELESİ
Ekonomik açıdan gelişmiş ülkeler dâhil tüm dünya enerji politikalarını bu gerçekler ışığında şekillendirmektedir. Enerji kaynaklarına erişim konusunda yaşanan rekabet kızışırken, enerji arz güvenliğini sağlamak için gösterilen çabalar da artmaktadır. Fosil yakıt kaynaklarına sahip ülkeler bile rezervlerinin tükenmesinin yakın olduğunun bilincindeler. Arz güvenliği, enerji diplomasisi ve kaynak çeşitliliği artık yalnızca teknik konular değil, aynı zamanda doğrudan milli güvenliğe dair meseleler olarak değerlendirilmektedir. Bugün enerji arz güvenliği, birçok devlet için bir beka meselesi haline gelmiştir.
AVRUPA’DAKİ KESİNTİLER
Geçtiğimiz günlerde Avrupa’nın bazı bölgelerinde yaşanan enerji kesintileri, enerjinin yaşamımızdaki vazgeçilmez önemini bir kez daha göz önüne sermiştir. Gelecekte enerji kaynakları üzerindeki rekabetin daha da artması bekleniyor. Son yıllarda meydana gelen tüm krizlerin kökeninde enerji meselesi bulunuyor. Afrika’dan Asya’ya, Orta Doğu’dan Latin Amerika’ya kadar uzanan gerilimleri enerji mücadelesinden bağımsız değerlendiremeyiz. Bir damla petrolü, oluk oluk akan insan kanından daha değerli gören zihniyet hiçbir zaman değişmeyecek. Bu anlayış, kendi güvenlikleri ve konforları için mazlum insanların kanlarından beslenmeye devam edecektir. Biz ise enerjiyi bir rekabet unsuru olarak değil, karşılıklı faydaya dayalı bir iş birliği unsuru olarak görüyoruz. Sömürmeye değil, birlikte kazanmaya talibiz.
ARTIK FARKLI LİGDEYİZ
Nükleer enerjiden hidroelektriğe, rüzgârdan jeotermale, güneş enerjisinden petrol ve doğalgaza kadar her alanda önemli yatırımlar yaptık. Karadeniz ve Gabar’daki keşiflerimizle şanssızımızı değiştirdik. Akkuyu Nükleer Güç Santrali projemizle ülkemizi farklı bir lige taşıdık. Türkiye’yi enerji koridorlarının kesişme noktası haline getirdik. Elini vicdanına koyan herkes Türkiye’nin enerji alanındaki büyük sıçramasını kabul etmektedir.”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın da katıldığı törende birçok ilde santrallar eş zamanlı olarak faaliyete geçti.
HİZMETE GİREN SANTRALLAR
– Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beştepe’den canlı bağlantı ile açılışını gerçekleştirdiği enerji santralları: Gülpınar, Geyve, Atares-2 Rüzgar Enerjisi Santralları ile Yeşilyurt ve Kütahya Güneş Enerjisi Santralları.
80 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM
– “2025 yılı mart ayı itibarıyla kurulu gücümüz 118 bin 185 megavata ulaştı. Bunun %60’ı yenilenebilir kaynaklardan oluşmaktadır. 2005 yılında sıfır olan güneş enerjisi kapasitemiz, bugün 21 bin 833 megavata ulaşmıştır. Bu başarı, uzun yıllardır kararlılıkla sürdürdüğümüz planlama ve yatırım stratejilerimizin sonucudur.
– 2035 yılına kadar güneş ve rüzgar kurulu gücümüzü 120 bin megavata çıkarmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda yaklaşık 80 milyar dolarlık yatırım yapacağız.
– Yeşil enerji hedeflerimize ulaşmak için Yeşil İletim Altyapısı inşa ediyoruz.
– 2035 yılı itibarıyla 5 bin megavatlık deniz üstü rüzgar kapasitesi oluşturmayı planlıyoruz.
– Projeksiyonlar, ülkemizin yıllık en az 180 milyar kilowatt saat hidroelektrik, 140 bin megavat rüzgar enerji santralı, 53 bin megavat yüzer güneş enerji santralı, ve 4 bin 500 megavat jeotermal enerji üretim potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir.
– Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması ile yatırımcılarımızın yanında yer alıyoruz.
– 2014 yılında sektörde yalnızca 27 imalatçı bulunurken, bugün bu sayı 500’e çıkmıştır. Bu durum, ana ekipman imalatçıları ve alt tedarikçilerle birlikte 50 bin kişiye istihdam fırsatı sunmuştur.
– Güneş santrallarında kullanılan bileşenlerde %75, rüzgar santrallarında ise kule, kanat ve jeneratörde %70’in üzerinde yerlilik oranına ulaştık.
– Yatırımcıların karşılaştığı zorlukları kesinlikle göz ardı etmiyoruz. Özellikle 48 ayı bulan izin süreçlerini 18 aya düşürmek istiyoruz.
– Rüzgar ve güneş enerjisi izin süreçleri ile ilgili hazırlıklarımızı tamamladık. Bu konuyu bir an önce Meclis’in onayına sunarak alandaki düzenlemeleri sadeleştirmeyi arzu ediyoruz.”
KUTUPLAŞTIRMA SİYASETİNİN KİMSEYE FAYDASI YOK
Haksız tartışmalarla ülkemizin enerjisini boşa harcamaya çalışanlara inat, Türkiye’nin enerjisini artırmak için durmadan çalışıyoruz. Hakaretle, tehditle, sorumsuz siyasetle değil, burada olduğu gibi eserlerimizle konuşuyoruz. Türkiye’nin hızını yavaşlatan kutuplaştırma siyaseti, bunu körükleyenler dahil, kimseye bir yarar sağlamamaktadır. Ülkemizin en büyük ihtiyacı, laf yarıştırmak değil, hizmet ve eserleri yarıştırmaktır.
MUHALEFETE: GÖZLERİNE BANT ÇEKMİŞLER
Tüm bu rekorlar ve vizyon projeleri, muhalefetin gündeminin dışındadır. Ekonomik büyüme, yatırımlar, dış politika veya enerji hamleleri hiçbiri onları ilgilendirmiyor. Üzülerek ifade ediyorum ki; yolsuzluk iddialarına ve küresel gelişmelere dahi kayıtsız kalmışlar. Gözleri var ama görmüyorlar, kulakları var ama duymuyorlar. Gerçekleri bildikleri halde bunları ifade etme cesaretini gösteremiyorlar. Gerçekle yüzleşmekten kaçanlara bir an önce hakikatin peşinden koşmalarını öneriyoruz. Onlar enerjilerini boşa harcarken, biz tüm enerjimizi Türkiye Yüzyılı’nın inşası için harcıyoruz.
