

Türkiye, enerji politikalarında uzun vadeli hedefleri arasında yer alan küçük modüler reaktörler (SMR) için yeni bir kanun teklifi hazırlıyor. Bu düzenlemenin, gelecek yasama döneminde Meclis gündemine getirilmesi planlanıyor. Öngörülen bu düzenleme, rüzgâr ve güneş enerjisi için uygulanan Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) modeline benzer bir teşvik sistemini içeriyor.
5 BİN MEGAVAT HEDEFİ
Konvansiyonel nükleer santrallere göre daha küçük kapasitelerde kurulabilecek SMR'ler, belirli bölgelerin ya da sanayi tesislerinin elektrik ihtiyacını doğrudan karşılamak için tasarlanıyor. Türkiye, bu teknoloji için 5 bin megavat düzeyinde kurulu güç potansiyeli öngörmekte. SMR yatırımları sadece enerji üretimini değil, aynı zamanda sanayi altyapısının geliştirilmesini ve yerlileşme hedeflerini de içeriyor. Üretimin bir kısmının Türkiye’de gerçekleştirilmesi, yeni bir sanayi ekosisteminin oluşturulması, istihdamın artırılması ve ihracata katkı sağlanması planlanıyor.
ÖZEL SEKTÖRE KAPI AÇILACAK
Kanun teklifinin temel çerçevesini, SMR yatırımlarının yalnızca hükümetler arası anlaşmalarla değil, özel sektör aracılığıyla da gerçekleştirilmesi oluşturmakta. Bu çerçevede, rüzgâr ve güneş enerjisinde olduğu gibi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) modeline benzer teşvik sistemleri gündeme gelecek. Yerli ve yabancı yatırımcıların özel sektör ortaklıklarıyla projelere dahil edilmesi amaçlanıyor. Ayrıca, uluslararası finans kuruluşlarının yeşil enerji fonlarından yararlanması, yerli bankalar ve yatırımcılar için uzun vadeli finansman araçlarının geliştirilmesi planlanmakta.
HIZLI BİR GELİŞİM VAR
SMR teknolojisi dünya genelinde hızla ilerlemekte. ABD, 2030 yılına kadar 10'dan fazla SMR kurulumu gerçekleştirmeyi planlıyor. Kanada, 2035 yılına kadar 300 megavat kapasiteli ilk SMR projesini devreye almayı hedeflıyor. Güney Kore, yerli SMR tasarımı olan SMART'ı geliştirmekle birlikte, ihraç etmeyi planlamakta. Fransa'da ise SMR Ar-Ge çalışmaları hız kazandı. ABD, Kanada, Güney Kore ve Fransa bu alanda öncü yatırımlar yaparken, Türkiye’nin de yasal düzenlemeyle bu sürece erken katılımı, uluslararası rekabet gücünü artıracak önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
ÜÇ AŞAMALI PLAN
Türkiye'nin, kısa vadede kanun teklifini yasalaştırmayı ve yatırım modelini netleştirmeyi, ilk özel sektör-kamu iş birliği ile SMR projelerinin fizibilite çalışmalarını başlatmayı, teknoloji transferi ve uluslararası ortaklıkları imzalamayı, yerli sanayi için ilk tedarik zincirinin kurulmasını planladığı bildirilmektedir. Orta vadede, ilk SMR ünitelerinin devreye alınması, özellikle sanayi bölgeleri, maden işletmeleri ve yoğun enerji tüketen fabrikalar gibi alanlarda SMR'nin rolünün artırılması, yerli sanayi katkısının yüzde 40-50 seviyelerine çıkarılması ile bölge ülkelerine SMR teknolojisi ihraç etme potansiyelinin başlaması hedefleniyor. Uzun vadede ise 5 bin MW’lık SMR kapasitesinin büyük ölçüde tamamlanması, 2053 Net Sıfır Karbon vizyonuna nükleerin doğrudan katkı sağlaması, yerli SMR tasarımlarının geliştirilip ihracata yönelik bir ülke konumuna gelinmesi amaçlanıyor.
ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNDE STRATEJİK ADIM
Türkiye, rüzgâr enerji alanında 14 bin megavat, güneş enerjisinde ise 26 bin megavat kurulu güç kapasitesine ulaşmış durumda. Yeni düzenlemeyle nükleer enerjiye özel sektör katılımının sağlanması, enerji arz güvenliği, çeşitlilik ve sürdürülebilirlik hedeflerine önemli katkılar sunacak.