

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘Uluslararası Aile Forumu’na katıldı. Forumda Türk ve yabancı akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören ile bir araya gelen Erdoğan, önemli mesajlar verdi.
“26 ülkeden aileden sorumlu bakanların katılım gösterdiği bu toplantı, devlet olarak aile müessesesine verdiğimiz önemin en somut işaretidir. Dünyada teknoloji öncülüğünde büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Bu değişim dalgası, küreselleşme ve modernleşme süreci ile aile temelli pek çok kurumu da etkiliyor. Ailesinden koparılmış, millet bağı zayıflamış bir bireyin özgür kalması mümkün değildir. Aile kurumunun zayıflamasıyla birlikte, insanlar popüler kültürün tüketim nesnesi haline geliyor.”
ZORBALIĞA DÖNÜŞTÜ
İnsan fıtratı, küresel ölçekte organize bir saldırı altında. Adına ‘özgürlük’ denilen ancak özünde insanın doğasına karşı bir inkâr olan bu ideolojik saldırı, sadece aileyi değil; kadını, çocuğu ve insan onurunu da tehdit ediyor. LGBT adı altında yapılan saldırılar, bu ideolojik kuşatmanın bir parçası olarak ciddi boyutlara ulaşmaktadır. ‘Tercihtir’ denilerek, ‘saygı duyalım’ ile meşrulaştırılmaya çalışılan sapkınlık, haklı herhangi bir sese tahammül etmeyen bir zorbalığa dönüşmüştür.
Eyvah etmeyiz
Aileye savaş açan hiçbir ideolojiye ve insan doğasını inkâr eden zorbalığa boyun eğmeyeceğimizi buradan özellikle ifade ediyoruz. Ülkemizde bazı muhalefet partileri ve bazı kadın örgütleri tarafından desteklenen ‘cinsiyetsizleştirme projeleriyle’ kararlı bir şekilde mücadele edeceğiz. ‘Özgürlük’ ve ‘kişisel tercih’ maskesi altında bu projelerin normalleşmesine asla göz yummayacağız.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a özel işlemeli bir kilim hediye takdim etti.
TARİHTE İLK KEZ GERİLEDİ
1960’lardan itibaren, dünya genelinde olduğu gibi ülkede de benzer politikalar benimsenmeye başlanmıştır. Tıbbi zorunlulukların dışında, cinayet olarak tanımlanabilecek kürtaj, zamanla masumlaştırılıp sıradan hale getirilmiştir. Geçtiğimiz aylarda TÜİK’in verileri, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehditleri net bir şekilde ortaya koymuştur. Ülkemizin doğurganlık hızı, tarihinde ilk kez 1.48 seviyesine düşmüştür. Bu durum, nüfus yenilenmesi için gerekli olan 2.1 seviyesinin çok altındadır. İster iktidar, ister muhalefet olsun; kimse bu duruma kayıtsız kalmamalıdır.
EKONOMİYE BAĞLIYORLAR
Bunu gündeme getirdiğimizde bazı muhalefet kanatları bu durumu ekonomik sorunlarla ilişkilendirmeye çalışıyor. Ancak doğum hızının düşmesinin sebebi yalnızca ekonomik sorunlar değildir. Hatta, kişi başına düşen gelir bugünkü seviyenin beşte biri seviyesinde iken, doğurganlık hızımız iki kat daha fazla oluyordu. Refah seviyesinin artmasıyla birlikte çeşitli nedenlerden dolayı doğurganlık hızı düşmeye başladı. Dünyada da benzer bir tablo yaşanıyor.
AVRUPA RAKAMLARI
Bugün dünya ülkelerinin yarısından fazlasında doğurganlık hızı, nüfusun kendini yenileme seviyesinin altında. 1950 yılında 5.0 olan doğurganlık hızı, 2024 itibarıyla 2’nin altına düşmüştür. Avrupa Birliği ülkelerinin toplam doğurganlık ortalaması ise yalnızca 1.38’dir. Malta’daki doğurganlık hızı 1.06 olmasına rağmen kişi başına düşen gelir 41 bin dolardır. 1.81’lik doğurganlık oranına sahip Bulgaristan’ın kişi başına geliri ise sadece 16 bin dolardır. Bu tablo, ekonomik zorluklardan daha çok; popüler kültürün tüketim odaklı telkinleri ve bireysel hazların bu krizin en önemli sebeplerinden olduğuna işaret etmektedir.
DOĞUM YARDIMI 28 MAYIS’TA
– ERDOĞAN’da “En az üç çocuk” çağrısını yineleyerek şunları ifade etti: “2025 itibarıyla, gençlerin evlenmelerini kolaylaştıracak ekonomik ve sosyal destekleri ülke genelinde yaygınlaştırdık. Aile ve Gençlik Fonu’nu ilk olarak deprem bölgemizde, ardından da 81 ilde hayata geçireceğiz. Şu ana kadar yaklaşık 114 bin kardeşimiz bu fondan faydalanmak için başvurmuştur. Faydalanmaya hak kazanan çiftlerin sayısı ise 41 bine ulaştı. Bu yıl doğacak çocuklar için çocuk sayısına göre artan destek paketleri sunacağız. 28 Mayıs’ta doğum yardımı ödemelerini toplu bir şekilde gerçekleştireceğiz. 163 bin 295 haneye yaklaşık 1.2 milyar lira tutarında ödeme yapacağız.”