reklam
reklam
DOLAR42,0858% 0.08
EURO48,5584% 0.15
STERLIN55,2616% -0.07
FRANG52,1237% 0.13
ALTIN5.403,49% -0,34
BITCOIN104.532,14-2.885
reklam

Eşten Gizli Kullanılan ‘Doğum Kontrol Hapı’ Boşanma Davasında Kusur Sebebi! Bu Karar Ne Anlama Geliyor? Uzmanlar Açıklıyor

Yayınlanma Tarihi : Google News
Eşten Gizli Kullanılan ‘Doğum Kontrol Hapı’ Boşanma Davasında Kusur Sebebi! Bu Karar Ne Anlama Geliyor? Uzmanlar Açıklıyor
reklam

Geçtiğimiz yıl Ocak ayında ilginç bir boşanma davası gündeme geldi.

Nevşehir'de ikamet eden bir kadın, eşinin kendisine şiddet uyguladığını, hakaret ve tehditlere maruz kaldığını ileri sürerek boşanma davası açtı. İddiaları reddeden koca ise, eşinin kendisinden habersiz doğum kontrol hapı kullandığını, cep telefonunu sürekli elinde tutarak özel bilgilerini paylaştığını iddia ederek karşı boşanma davası açtı.

Nevşehir Aile Mahkemesi, her iki tarafı da kusurlu bularak, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmetti. Mahkemenin gerekçeli kararında, erkeğin kadına uyguladığı şiddet ile kadının kocasından gizli doğum kontrol hapı kullanması nedeniyle kusurlu sayıldığı belirtildi.

Yargıtay’ın yukarıda belirtilen kararı haricinde, farklı doğum kontrol yöntemlerini de kusur saydığı nadir kararlara da sahip.

“Gözlemlerimize göre, artık geleneksel boşanma sebeplerinin yanı sıra kişilik haklarının ihlal edilmesi de ispat koşuluna bağlı olarak boşanma gerekçeleri arasında daha sık yer almakta. Gelen talepler daha insan odaklı hale gelirken, mahkemeler de boşanma sebeplerini uluslararası kıyaslamalarla kişilik haklarının ihlalleri üzerinden değerlendirmektedir” diyen Avukat Elvan Kılıç ile konunun detaylarını ele aldık.

İşte Bu Konuda Bazı Örnek Kararlar

Elvan Kılıç, “Yargıtay, eşinden gizli doğum kontrol hapı kullanımını kusur sayan kararları yanı sıra başka doğum kontrol yöntemlerini de kusur olarak değerlendiren az sayıda karara sahiptir. Eşinden gizli doğum kontrol yöntemlerinin kusur olarak sayıldığı Yargıtay kararlarının detaylarına bakmak isteyenler için birkaç örnek verebilirim” dedi ve ekledi:

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2023/3882 E., 2024/1877 K. numaralı kararında “…kadının, eşinin bilgisi dışında spiral doğum kontrol yöntemini uyguladığını, eşi …'nin evden ayrılmasını talep ettiği, bunun üzerine …'nin evden ayrıldığını, evlilik birliğinin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda, kadının erkeğe göre daha ağır kusurlu olduğu belirtilmiştir.” cümleleri yer almaktadır.

Görüldüğü üzere, farklı bir doğum kontrol yönteminin de kusurlu bir davranış olarak değerlendirildiği bu kararda, eşlerin kusurları karşılaştırıldığında kadınınki erkeğe kıyasla daha ağır bir kusur olarak değerlendirilmiştir.

Kısacası, boşanma yargılamasında kanunda belirtilen mutlak boşanma halleri haricinde tarafların karşılıklı kusurlarını ispat etmeye çalıştığı bir süreç yaşanmaktadır. Bu nedenle, tarafların eylemleri karşılaştırmalı bir şekilde kusur değerlendirmesinden geçmektedir.

Yine başka bir örnek, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2023/177 E., 2023/3769 K. numaralı davadır. “Erkeğin birçok kez şiddet uyguladığı, sebepsiz yere eve geç geldiği, kadının hakaret ettiği, erkek hakkında evlilik öncesi fotoğrafları ve videolarını çevreye yayması, birtakım dedikodular çıkarması ve gizlice doğum kontrol hapı kullanması gibi nedenlerle boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğuna karar verilmiştir.” cümleleri de dikkat çekmektedir.

YARGITAY BU KARARLARI HANGİ HUKUKİ GEREKÇELERE DAYANARAK VERDİ?

“Türk Medeni Kanunu, evliliğin başlangıcı ile birlikte evlilik birliğinin oluştuğunu ifade eder. Bu kanun, çiftlere çocukların bakımını, eğitimini ve gözetimini sağlama yükümlülüğü getirir. Ayrıca, çiftleri birlikte yaşamaya, birbirlerine sadık kalmaya ve yardımcı olmaya zorunlu kılar. Bu bağlamda, kanun evli çiftlerin birlikteliği ve ortak karar almasını beklemektedir” diyen Kılıç, şu şekilde devam etti:

“Bu ilginç kararı incelediğimizde, Yargıtay kadını evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle kusurlu bulmuştur. Evlilik birliği belirli yükümlülükleri ve sorumlulukları içerir. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, birlikteliği sarsıcı davranışlar arasında değerlendirilir. Yargıtay’ın bakış açısı bu yöndedir. Bu nedenle, evlilik birliğinin temelinden sarsılması gerekçesiyle bu karar verilmiştir.”

BU KARAR, GEBELİĞİ ÖNLEYİCİ YÖNTEM KULLANAN HER KADININ KUSURLU SAYILACAĞI ANLAMINA MI GELİYOR?

Elvan Kılıç, “Yargıtay’ın ilgili kararı, kadının eşinden habersiz doğum kontrol hapı kullanmasını evlilik birliğini temelden sarsıcı bir neden olarak gördüğü için kusurlu bulmuştur. Böylece doğum kontrol yönteminin kullanılması burada sorun teşkil etmez; bu davranışın eşten gizlenmesi ise kusurun oluşmasına neden olur” dedi ve ekledi:

“Yargıtay, doğum kontrol yöntemini kusur saymamıştır. Yani evli çiftlerin bu yöndeki ortak kararı, ileride boşanma aşamasında kadını kusurlu kılmayacaktır. Kadının çocuk sahibi olma isteği bireysel bir hak olarak değerlendirilir. Ancak evlilik birliği, bireysellikten çok daha karmaşık bir kavramdır. Çocuk sahibi olma kararı, tarafların ortak rızası ile alınmalıdır.”

ERKEK EŞİN ÇOCUK SAHİBİ OLMAYA YÖNELİK BASKICI TUTUMU KUSUR OLARAK DEĞERLENDİRİLEBİLİR Mİ?

Kılıç, “Erkeğin, eşine baskı yapması ya da isteksizliğini görmezden gelmesi gibi tutumlar, evlilik birliğinin mutluluğunu olumsuz etkiliyorsa ve ortak hayatı çekilmez hale getiriyorsa, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin kusurlu olduğuna karar verilmesi mümkündür. Zira belirlenen sorumluluklar taraflarca ortaklaşa üstlenilmeli ve birlikte bir hayat sürdürülmelidir. Bu nedenle, erkeğin böyle bir davranışı, boşanma davasında hâkimin onu kusurlu bulmasına sebep olabilir” diye konuştu.

BU KARAR BEDEN ÖZERKLİĞİ AÇISINDAN RİSK DOĞURUR MU?

Yargıtay’ın ‘gizli doğum kontrol hapı’ kararı, kadınların kendi bedenleri üzerindeki özerklikleri ve üreme sağlığına ilişkin karar alma hakları açısından bazı endişeleri de beraberinde getiriyor.

Elvan Kılıç, kadınların herhangi bir baskı hissetmemesi gerektiğine dikkat çekerek şu bilgileri verdi:

Ceza dışında, yargı mercileri hiç kimsede temel haklarına yönelik kısıtlama sebebi olacak kararlar veremez. Yargıtay, bu kararı alırken kadınların temel haklarına müdahale etmemiş, evliliğin yapısını değerlendirerek karar vermiştir. Kişisel haklarla ilgili bir yargılama yapılmamıştır.

Bu dikkat çekici kararın insanların kafasında soru işaretleri oluşturması normaldir; ancak kadınların bu konuda kendilerini baskı altında hissetmemeleri gerekir, çünkü bu durum kişisel haklarıyla ilgili değildir.

Kocanın bilgisi olmadan ortak çocuk olmaması için gizlice doğum kontrol hapı kullanılması, kocanın kişilik haklarına saldırı oluşturur.

TARAFLARDAN BİRİ SEBEPSİZ YERE ÇOCUK İSTEMİYORSA BOŞANMA DAVASI AÇILABİLİR

Yargıtay, bir kararında, hiçbir sebep yokken kocanın çocuk istememesini de kusur olarak kabul etmiştir. Evlilik birliği içinde eşlerden birinin herhangi bir sağlık sorununa sahip olmadan çocuk istememesi, diğerinin istemesi halinde bu durum geçimsizlik ve tartışmalara yol açabileceğinden ötürü, evlilik birliğinin zedelenmesi sebebiyle boşanma davası açılabilir.

Hukuk sistemimizde medeni yargılamada kesin delil ve takdiri delil ayrımı mevcuttur. Bu ayrım incelendiğinde, iki delil türü arasındaki en belirgin fark hâkimin kesin delillerle bağlı olmasıdır. Kesin deliller; yemin, senet ve kesin hükümdür. Kısaca, hâkimin kesin deliller üzerinde takdir yetkisi bulunmaz. Eşinden gizli doğum kontrol hapı kullanımı gibi bir iddiayı kesin delillerle ispat etmek zordur. İlaç kutusu, doktor kayıtları ve tanık beyanları gibi takdiri delillerle hâkimin bu yönde bir karar vermesi sağlanabilir; ancak son söz yine hâkime aittir.

Avukat Elvan Kılıç

reklam

YORUM YAP