

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, bu hafta Basra Alçak Basıncı'nın neden olduğu sıcak ve kuru “fön” rüzgarları, birçok bölgede mevsim normallerinin 6 ila 12 derece üzerinde hava sıcaklıklarının yaşanmasına sebep oldu. Düşük nem oranı da hissedilen sıcaklığı artırıyor.
Sıcak havanın gündelik yaşam üzerindeki olumsuz etkileri yanında, başta kalp damar hastalıkları olmak üzere sıvı kaybına bağlı pek çok sağlık sorununu da beraberinde getirdiği belirtiliyor.
İzmir'de hafta başından bu yana etkisini sürdüren sıcak hava, sağlık sorunları nedeniyle hastanelere başvuranların sayısında belirgin bir artışa yol açtı. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Acil Servisi'ne, sıcak çarpması nedeniyle başvuran hasta sayısında dikkate değer bir yükseliş kaydedildi.
Uzmanlar, gün ortasında özellikle 11.00-16.00 saatlerinde dışarı çıkmamayı, yeterli sıvı alımını, serin ve gölgeli yerlerde zaman geçirmeyi, bol ve açık renkli kıyafetler giymeyi, aşırı egzersizden kaçınmayı ve doğrudan güneş ışığına maruz kalmamayı öneriyor.
Prof. Dr. Sedat Yanturalı, AA muhabirine, Türkiye'nin sıcak hava dalgasının etkisi altında olduğunu ifade etti.
Sıcak havanın insan sağlığı üzerindeki doğrudan etkilerine dikkat çeken Yanturalı, “Güneş çarpması, bayılma, sıvı ve tuz kaybı gibi nedenlerle acil servislere başvuran hasta sayısında artış görüldü. Bu nedenle sıcaktan etkilenenlerin sıvı alımı en önemli ihtiyaç haline geldi. Yaşlılarda böbrek yetmezliğine kadar gidebilen bir sıvı kaybı durumu ortaya çıkabiliyor. Sıvı kaybı sırasında vücut sodyum, yani tuzu da kaybediyor; bunun da yerine konması şart.” şeklinde konuştu.
Aşırı sıcaklardan etkilenen kişilere acil müdahalenin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Yanturalı, hastaların aktif soğutma uygulamalarından faydalandırılabileceğini kaydetti.
Sıcaktan etkilenen bireylere, kasıklarına, koltuk altlarına ve diğer vücut bölgelerine ıslak havlu konulmasının yararlı olduğunu belirten Prof. Dr. Yanturalı, “Ancak hastalar hastaneye ulaştırılıp acil tedaviye alınmalıdır. Temel problem, hastanın sıvı ve elektrolit kaybıdır. Acil serviste sıvı tedavisi uygulanmakta; kaybolmuş elektrolitlerin tamamlanması sağlanmaktadır. Sadece su içmek volümü yerine getirirken sodyum ve diğer elektrolitleri geri kazandırmaz. Şalgam suyu, ayran ya da normal suya bir çay kaşığı tuz ekleyerek içmek daha iyi bir seçimdir. Bu şekilde kaybedilen suyu ve elektrolitleri geri kazandırabiliriz.” dedi.
SICAK HAVA KALBİ DE ZORLUYOR
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Kış, yüksek sıcaklıkların kalp ve damar hastalıkları olanlar için ciddi sağlık tehditleri oluşturabileceğini belirtti.
Sıcağın vücudun ısı dengesini ayarlamak için damarların genişlemesine neden olduğunu ve bu durumun kan basıncında düşmeye ve kalbin daha fazla çalışmasına yol açtığını anlatan Doç. Dr. Kış, 65 yaş üstündeki bireylerin hipertansiyon, diyabet, kalp yetmezliği ve koroner arter hastalığı konusunda daha dikkatli olmaları gerektiğinin altını çizdi.
Doç. Dr. Kış, şu uyarılarda bulundu:
“Ani başlayan nefes darlığı, baş dönmesi, baygınlık hissi, göğüs ağrısı, çarpıntı veya aşırı halsizlik gibi belirtileriniz varsa bunu ciddiye almalısınız. Kalp yetersizliği olan hastalar için sıvı dengesini korumak son derece önemli. Hekimin önerilerine uygun bir şekilde sıvı alımına dikkat etmeli. Ayrıca, tansiyon veya idrar söktürücü ilaç kullanıyorsanız doz ayarlaması yapılması gerekiyor. Sıcaklık artışı ile birlikte terleme ve dehidrasyon riski artış göstermekte. İdrar söktürücü ilaçlar da vücutta sıvı ve mineral kaybına yol açabilmektedir. Hipovolemi (sıvı kaybı), hipotansiyon (düşük tansiyon), potasyum ve magnezyum düşüklüğü gibi ciddi sorunlar meydana gelebilir.”