reklam
reklam
DOLAR40,2592% 0.12
EURO46,9597% 0.12
STERLIN53,9489% 0.18
FRANG50,2367% 0.13
ALTIN4.306,12% 0,21
BITCOIN117.459,45-2.321
reklam

Gazeteciler 15 Temmuz’da yaşadıklarını anlattı: ‘O gece canımız pahasına görev yaptık’

Yayınlanma Tarihi : Google News
Gazeteciler 15 Temmuz’da yaşadıklarını anlattı: ‘O gece canımız pahasına görev yaptık’
reklam

Turkuvaz Medya Grubu, darbe girişimi sırasında direnişin merkezi haline geldi. Canları pahasına görevlerini sürdüren gazeteciler o geceyi anlattı:

MELİH ALTINOK (SABAH YAZARI): O uzun geceyi bir yıl önce işe başladığım televizyon kanalında, A Haber-ATV'de geçirdim. A Kanallar Genel Müdürü Haluk Çimen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yayına bağlamak için yoğun bir telefon trafiği yürütüyordu. Ayaküstü durumu değerlendirip canlı yayına geçtik. Cumhurbaşkanı'nın o gece safları netleştiren ve gidişatı değiştiren o sözlerini ekranlardan tüm Türkiye'ye duyurduk: “Tüm milletimi, meydanlara, havaalanlarına davet ediyorum. Siz dik durun yeter, biz ölümüne, ölümüne…” A Haber ve ATV stüdyolarının Barbaros Bulvarı'ndaki SABAH'ın ana binasında bulunduğunu düşünen darbecilere ise gazetenin önüne araçlarını çekip anahtarlarını ceplerine koyan vatandaşlarengel olmuştu.

NAZİF KARAMAN (HABER MÜDÜRÜ): 15 Temmuz’da Giresun Bulancak’ta kayınbiraderim için kız istemeye gitmiştik. Saat 21.00 sıralarında gazeteci bir arkadaşım, İstanbul’un bazı noktalarında askerlerin araçları çevirdiğini bildirdi. Kendi kaynaklarımı arayarak bunun bir kalkışma olduğunu öğrendim. Bir süre sonra o dönem İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan beni arayarak darbe girişimi olduğunu ve darbeciler hakkında gözaltı kararı verdiklerini söyledi. Hemen gazetemizi ve A Haber’i arayıp durumu bildirdim. Başbakan Binali Yıldırım’dan sonra A Haber’de canlı yayına bağlanarak gelişmeleri aktardım. En kritik saatlerde canlı yayındaydım. Cumhurbaşkanımızın sokak çağrısından sonra eşim ve akrabalarımla birlikte Bulancak’ta meydanlara çıktık.

BEKİR YENİAY (EDİTÖR): O gece gazetedeydim. Boğaziçi Köprüsü'nün çıkışında zırhlı araçlarla askerlerin yolu kestiğini gören Yazı İşleri Müdürümüz “Asker köprüyü kesmiş, bir baksana neler oluyor” dedi. Hemen bölge muhabirimizi aradım. Polis telsizlerinin sakin olduğunu söyledi. Ardından emniyet muhabirimizi aradım ve 'Abi araştırıyorum. Hemen döneyim sana' dedi. Kısa süre sonra askerin ‘Darbe oluyor. Herkes evine gitsin’ dediğini aktardı. O andan itibaren darbeci askerlerin kurşunları, tepemizde uçan F-16 savaş uçaklarının ve helikopterlerin korkunç sesleri arasında 'tarihin' gazetesini hazırladık.
BARIŞ SAVAŞ (MUHABİR): Başkan Erdoğan'ın çağrısı üzerine babam, ağabeyim ve kardeşim abdest alarak ikametimize yakın bir kışlanın önüne gittik. Amacımız, hainlerin henüz kışladan çıkmadan engellemeye çalışmaktı. Neyse ki bulunduğum kışladan hainlere destek gelmedi. Bu sefer karakol binası önüne geçtik. İhanet girişiminin başarısız olmasını an be an takip ettim. Sabaha kadar sokakta bekledik. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün hainlerden temizlenince zor da olsa gazeteye ulaşabildim ve gelişmeleri aktardım.

MESUT ALTUN (EDİTÖR): O dönemde SABAH’ın Cumhurbaşkanı muhabiri olarak görev yapıyordum. Darbe girişimini öğrendiğim an gazeteye gitmek istedim. Fakat köprülerden geçiş yasak olduğu için bulunduğum yerden gelişmeleri takip etmeye başladım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halkı meydanlara inmeye davet ettiği o tarihi konuşmayı derleyip gazeteye gönderdim. Ekranlarda hainlerin sivil halka kurşun yağdırdığı görüntüler akıyordu. Daha önce çatışma bölgelerinde yer alma fırsatı bulmuş olsam da bu tür dehşet verici bir olayla ilk kez karşılaşıyordum. Tarihle eşi benzeri görülmemiş ihanet gecesi, milletin kahraman direnişiyle unutulmayacak bir zaferle sonuçlandı.

BİNAYI KARARTIP SAYFALARI YAPTIK
TAMER ARSLAN (SAYFA TASARIMCISI): O gece taşra sayfalarından sonraki bir boşlukta hava almak için gazetemizin önüne çıktım. Bir astsubay, elindeki A4 kağıdını giriş katındaki görevlilere göstererek “Buraya imza atın. Binaya el koyuyoruz” dedi. Güvenlik görevlileri ve nöbetteki polis, askere karşı çıktı. Asker, “Siz başınıza gelecekleri birazdan göreceksiniz” diyerek tehdit edip gitti. Polis 'Darbe girişimi var. Şu an zırhlı tugaydan size doğru tanklar ve araçlar geliyor. Kendi önleminizi alın' şeklinde uyarıda bulundu. Binanın önünde büyük ağaç saksıları vardı. Bunları hep birlikte gazetenin önünden geçen caddeye taşıdık. Genel Yayın Yönetmenimiz Metin Yüksel, rahmetli Yayın Koordinatörümüz Şaban Arslan ve Yazı İşleri Müdürü Kemal Kök ile birlikte çalışmalara başladık. Turkuvaz Medya Grubu Başkanvekili Serhat Albayrak da binadaydı. Helikopter ve savaş uçaklarının saldırısını önlemek için bina karartıldı. Gazeteyi hazırlamak için işe koyulduk. Karanlıkta birinci sayfaya son şeklini verdik. Tam bu esnada hain darbeciler silahlarla binaya saldırdı. Kurşunlar havada uçuşuyordu. Ara ara kendimizi yere atarak çalışmaya devam ettik. “FETÖ'cü Darbeye Milli İrade Tokadı” manşetini böyle yaptık.

'SABAHA KADAR MÜCADELE ETTİK'
CEMİL BARLAS: 15 Temmuz gecesi, Melih Altınok'la birlikte babamın bir süredir yattığı Florence Nightingale Hastanesi'nden çıkmış Etiler’e doğru gidiyorduk. Trafik, o saate göre aşırı yoğundu. Birinci köprüye giden yollar adeta kilitlenmişti. Eve vardıktan sonra kısa bir süre içinde 'Yurtta Sulh, cihanda Sulh' imzalı darbe bildirisi yayınlandı. Olayın ciddiyetini aniden kavradık. Darbecilerin ilk hedefi olan A Haber’e doğru yola koyulduk. Binaya girdiğimizde A Kanallar Genel Müdürü Abdulhalik Çimen’in elindeki telefonda görüntülü olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan vardı. Birlikte stüdyoya girdik ve stüdyodaki kamera o telefondan Cumhurbaşkanı'nın halkı sokağa çağırmasını yayınladı. Banu El ve Cem Küçük ile birlikte yayına katıldık ve A Haber ekranlarında sabaha kadar mücadele ettik.

reklam

YORUM YAP