

Türkiye, çevresel sürdürülebilirlik hedefleri ve “Sıfır Atık” vizyonu doğrultusunda plastik geri dönüşümde yenilikçi bir ekonomik model geliştiriyor. Bu dönüşüm, KOBİ’lere yeni pazarlar ve fırsatlar sunarken, Türkiye’yi Avrupa’nın geri dönüşüm merkezi haline getirme yolunda önemli bir aşama olarak öne çıkıyor. Plastik atıklardan 1.75 milyon ton geri dönüştürülmüş malzeme üreterek Türkiye, Avrupa’da Almanya’nın ardından ikinci sıraya yerleşti. 1.5 milyon tonluk granül üretimi, sanayiye doğrudan hammadde sağlarken, özellikle otomotiv, beyaz eşya ve tekstil sektörlerinin Avrupa Birliği mevzuatına uyum sağlaması için gerekli çevreci çözümleri temin ediyor.
STRATEJİK REKABET ÜSTÜNLÜĞÜ
Avrupa Birliği’nin geri dönüştürülmüş malzeme kullanımını çeşitli sektörlerde zorunlu hale getirmesi, bu alanda faaliyet gösteren KOBİ’lere önemli bir rekabet avantajı sağlıyor. Geri dönüşüm, yalnızca çevresel bir yaklaşım olmanın ötesine geçerek, ihracat yapan firmalar için bir gereklilik ve rekabet avantajı haline geliyor. Yeşil Dönüşüm ve Teknoloji Derneği (PAGÇEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, Avrupa’da ürün satışı gerçekleştirmek isteyen firmaların belirli oranlarda geri dönüştürülmüş plastik kullanma zorunluluğu olduğunu belirtiyor. Türkiye, bu süreçte hem kendi sanayisini destekleyerek hem de Avrupa’nın bu malzemeye olan talebine yanıt vererek önemli bir rol üstleniyor.
YÜKSELEN BİR EKOSİSTEM
Geri dönüşüm sektörü, teknoloji odaklı girişimler için de hızla büyüyen bir fırsat sunuyor. Yapay zeka destekli atık ayrıştırma sistemlerinden gelişmiş geri dönüşüm teknolojilerine kadar birçok alanda genç girişimciler için yeni fırsatlar oluşmaktadır. Devlet destekleri, çevresel fonlar ve yeşil finansman yöntemleri sayesinde bu alanda yatırımlar artış göstermekte.