

Tarım turizmi, 2025 yılı itibarıyla yükselişe geçti. Köyler canlanırken, çiftçiler de turizm ile yüz yüze gelmeye başladı. Doğadan uzak bir yaşam süren şehir sakinleri, kısa kaçamaklarla toprağa dokunmanın tadını çıkarıyor. Şehir insanı, köylere, çiftliklere ve bahçelere akın ederek bu yeni deneyimi yaşamaya başladı. Çiftlik kahvaltıları, hasat festivalleri ve köy konaklamaları, 2026 yılında tarım turizmini yeni bir gelir kaynağı haline getirdi.
Köy Evleri ve Çiftlik Kahvaltıları
Hafta sonu kaçamakları için tercih edilen küçük köy evleri, taş konaklar ve aile çiftlikleri, ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor. Misafirler sabahları taze süt içip, tandırda ekmek pişirirken, bahçeden taze domates toplamayı da deneyimleyebiliyor. Özellikle Ege, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde, çiftlik kahvaltıları büyük ilgi görüyor. Yerel peynir, zeytin, tereyağı ve ev yapımı reçellerle zenginleştirilen sofralar, hem lezzet hem de huzur sunuyor.
Hasat Festivalleri İlgi Çekiyor
Tarım turizminin en eğlenceli dönemi, hasat zamanında yaşanıyor. Lavanta tarlaları, mor renkleriyle göz alırken, ayçiçek tarlalarında fotoğraf çekmek isteyenler sıralanıyor. Üzüm bağlarından salkım kesme, zeytin toplama ve ceviz kırma etkinlikleri, köy ekonomisine canlılık getiriyor. Yerel üreticiler, ürünlerini doğrudan satma fırsatı bulurken, turistler unutulmaz günler geçiriyor.

Yeni Gelir Modeli
Birçok aile, küçük bahçelerini turizme açarak ek gelir elde ediyor. Küçük bir bahçe, birkaç masa ve doğal ürünlerle sıcak bir karşılama, yeni bir iş kapısı oluşturabiliyor. Bazı çiftçiler, konaklama, kahvaltı, at binme ve doğa yürüyüşü gibi hizmetleri paket halinde sunarak tarımdan sadece üretim değil, aynı zamanda deneyim elde ediyor. Uzmanlar, tarım turizminin gelecekte daha da büyüyeceğini dile getiriyor. Zira insanlar tatilde doğallık arayışında ve beton binalar yerine köy evlerini tercih ediyor. Yemeklerinde kullanılan peynirin, zeytinin, domatesin nereden geldiğini görmek istiyor. Bu durum hem üreticiye kazanç sağlıyor hem de tüketicileri mutlu ediyor.
Kırsalda Ekonomi Canlandı
Tarım turizmi, sadece ziyaretçilerine keyif vermekle kalmıyor, aynı zamanda köy ekonomisini de canlandırıyor. Daha önce yalnızca ürün satarak geçinen aileler, şimdi kahvaltı, konaklama, atölye ve rehberlik hizmetleri ile ek gelir sağlamaya başladı. Yerel üreticilerin peynir, reçel ve zeytinyağı doğrudan tüketiciye ulaşıyor. Köy pazarları kurulmakta, marangozdan fırına kadar herkes iş fırsatlarına kavuşuyor. Şehirden gelen ziyaretçiler ise hem huzur buluyor hem de köylere ekonomik destek sağlıyor. Tarım turizmi, toprakla başlayıp, sofrada noktalanan bir döngüyü güçlendiriyor.
Arıcılara Mesleki Standart Geliyor
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ali Demir, Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) ile işbirliği yaparak “Arıcılık Ulusal Meslek Standardı”nın oluşturulması için çalışma başlattıklarını bildirdi. Demir, arıcılık mesleğinin tanımını ve kapsamını yasal çerçevede netleştirmeyi, günümüz ihtiyaçlarına uygun eğitim programları geliştirerek sektörün gelişimine katkı sunmayı amaçladıklarını belirtti. Türkiye'nin yıllık bal üretimi ile dünyada ikinci sırada yer aldığına dikkat çeken Demir, 8.9 milyon koloni varlığı ile en çok koloniye sahip üçüncü ülke konumunda olduğunu ifade etti.

Demir, MYK Başkanı Aşkın Tören’i ziyaret ederek eğitim ve sertifikasyon süreçleri, üretimde izlenebilirliğin artırılması, arıcılık mesleğinin saygınlığının yükseltilmesi ve uluslararası standartlarla uyumunu sağlama konularını görüştüklerini sözlerine ekledi. Arıcılığın Türkiye’de meslek statüsüne alınmasının ardından önemli bir adım atacaklarını vurgulayan Demir, “Ulusal meslek standardı, mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve yetkinlikleri resmi olarak tanımlar, böylece mesleğin ülke genelinde aynı kaliteyle icra edilmesini sağlar.” dedi.
Sözleşmeli Üretimde Yeni Dönem
Tarım ve Orman Bakanlığı, sözleşmeli üretim yönetmeliğini güncelledi. Yapılan değişikliklerle sözleşmeli tarımın kapsamı genişledi. Su ürünleri, tohum ve tiftik üretimi de artık bu sistemin içerisinde yer almaya başladı. Yeni tanımlar eklendi ve süreçlerin daha net olabilmesi için düzenlemeler yapıldı. Bazı başvuru ve bildirim süreleri uzatıldı; önceki 15 gün olan işler, artık 30 gün içinde tamamlanabilecek. Üreticiler ve alıcılar arasındaki sözleşmeler, özellikle çiğ süt ve tiftik gibi ürünlerde üretim döneminden önce imzalanacak. Su ürünlerinde ise avlanma yasağı olan türlerde, sözleşmeler av sezonundan önce tamamlanacak. Tohumluk üretiminde önemli bir düzenleme ile tohum materyali üzerindeki haklar üreticide kalacak ve izinsiz üçüncü kişilere verilmesi yasaklanacak. Kurallara aykırı hareket edenler için yaptırım ve cezalar uygulanacak. Hayvansal üretim sözleşmelerinde üretici birliklerine yetki tanındı. Tiftik alım-satımında sözleşme süreleri ise altı ay ile bir yıl arasında belirlendi. Böylece yeni düzenleme ile üreticiler ve alıcılar arasında daha öngörülebilir bir süreç sağlanması hedefleniyor. İlk defa sözleşmeli su ürünleri üretimi ise ayrı bir başlık olarak düzenlendi ve bu üretim için Tarım ve Orman Bakanlığının onay verdiği tesis veya ruhsatlı gemi gerekmektedir. Belirli türlerde kota uygulanacak ve bu sınırların aşılmaması gerekecek. Yeni düzenlemeler, sözleşmeli üretimi yaygınlaştırmayı ve üreticiyi, alıcıyı korumayı amaçlamaktadır.




DOLAR
EURO
İNG. STERLİNİ
İSV. FRANGI
KAN. DOLARI
ÇEYREK ALTIN
BITCOIN