

Fırat, “Ülkenizi iyi tanırsanız, onun kıymetini anlayabilir ve üzerinde oynanan oyunları net bir şekilde görebilirsiniz. Darbelere doğuştan karşı olmamız gerektiğine inanıyorum. Biz 3. dünya ülkesi değiliz; bugün ve geçmişte böyle bir durum söz konusu değildir. Biz, okuyan, dünyayı görebilen ve algılayabilen, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin temsilcileri olarak, bu tür olayları yaşamamak için mücadele etmeliyiz. 15 Temmuz, hepimiz için bir ders oldu, ancak darbe ve terör örgütü saldırısını anlamak oldukça önemlidir.
MEDYA O GECE SUSMADI
Bir daha asla benzer bir hataya düşmemek için, bu bir terör örgütüdür ve ne yazık ki dış güçler tarafından yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada yayılmak istenen bir yapılanmadır. O gece medya kuruluşları da bir hedef haline gelmişti. Ben bir gazeteci olarak, her zaman doğru olanın yanında duracağım; ancak bu doğru, her şeyden önce devletim, milletim ve vatanım için demokrasidir. O çağrı, o telefon benim gazetecilik görevimdi. Türkiye Cumhuriyeti, iç savaşın kıyısına sürüklenmek isteniyordu. Cumhurbaşkanımızın çağrısının yanı sıra, o anki görüntü de hayati bir öneme sahipti. Medya sustuğunda halk yalnız kalır. Neyse ki, medya o gece susmadı.”
15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın yayınına bağlanarak halkı kalkışmaya karşı durmaya çağırmıştı.