

İsrail’in İran’a düzenlediği saldırıların ardından, küresel petrol ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ticareti açısından hayati öneme sahip olan Hürmüz Boğazı’na odaklanıldı.
Basra Körfezi’nin dar su yolu konumundaki Hürmüz Boğazı, Orta Doğu’daki petrol ve LNG üretimini Umman Denizi ve Hint Okyanusu üzerinden dünya pazarlarına bağlıyor.
Hürmüz Boğazı, küresel petrol ticaretinin yaklaşık üçte birini karşılayan stratejik bir deniz yolu olarak öne çıkıyor. Orta Doğu’daki petrol üreticileri, günlük 17-20 milyon varil ham petrol ve kondensatı Hürmüz Boğazı üzerinden uluslararası piyasalara ulaştırıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, bu petrol hacminin yaklaşık yüzde 70’i burada Asya pazarlarına yönlendiriliyor. Özellikle Çin, Japonya, Hindistan, Güney Kore, Singapur, Tayland, Pakistan ve Filipinler, Hürmüz Boğazı’ndan petrol tedarik eden ana ülkeler arasında yer alıyor.
Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelen LNG gemilerinin neredeyse tamamı da, bu kritik boğazdan geçerek küresel LNG ticaretinin yüzde 20’sini oluşturuyor. Avrupa, Hürmüz Boğazı’ndan sağlanan LNG tedarikinde de önemli bir alıcı konumunda bulunuyor.
Hürmüz Boğazı, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ardından, küresel petrol ve LNG ticareti açısından yeniden kritik bir önem kazandı. İran daha önceki gerilimlerde Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidinde bulunmuştu ancak bu henüz gerçekleşmedi.
Ancak, İsrail’in son saldırılarının ardından daha büyük bir çatışma olasılığı, Hürmüz Boğazı’nın kapatılabileceğine dair endişeleri artırıyor. Petrol ve LNG arzında yaşanacak olası aksamalar, fiyatları yukarı yönde etkileme potansiyeli taşıyor.
Hürmüz Boğazı’nın Kapatılması Petrol Piyasası İçin “En Büyük Korku”
İngiltere Deniz Ticaret Organizasyonu (UKMTO), çarşamba günü Orta Doğu’daki artan gerilimin, kritik su yollarında askeri faaliyetleri artırabileceği ve deniz taşımacılığını olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulundu.
Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi (BIMCO) uzmanları, olası bir saldırının gerilimi artırabileceği ve deniz taşımacılığı üzerinde doğrudan etkisi olabileceği konusunu gündeme getirdi.
Bazı analistler, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatmamak için güçlü ekonomik nedenleri olduğunu savunuyor. Ülkenin neredeyse tüm petrol ihracatı bu boğazdan geçmekte ve İran’ın büyük ticaret ortağı olan Çin de önemli bir petrol ithalatçısı konumunda bulunuyor.
Küresel Risk Yönetimi Araştırma Başkanı Arne Lohmann Rasmussen, LinkedIn’deki paylaşımında petrol piyasası açısından “en büyük korkunun” Hürmüz Boğazı’nın kapanması olacağını belirtti.
Rasmussen, İran’ın bu hayati noktayı kapatması halinde küresel petrol akışının yüzde 20’sinin etkilenebileceğini ve bu durumun petrol fiyatlarını 100 dolara kadar çıkarabileceğini ifade etti.
İsrail’in İran’a yönelik saldırılarıyla birlikte petrol fiyatları gün içinde yüzde 7’den fazla bir artış gösterdi ve 73,58 dolara kadar yükselerek yaklaşık 5 ayın en yüksek seviyesini gördü.
NE OLMUŞTU?
İsrail, sabaha karşı İran’ın başkenti Tahran ile Tebriz, İsfahan’daki Natanz nükleer tesisi ve Loristan ile Kirmanşah kentlerine saldırılar düzenledi.
Saldırılarda İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri ile Devrim Muhafızları Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami gibi üst düzey askeri yetkililerin yanı sıra 6 nükleer bilim insanı yaşamını yitirdi.
İsrail’in Tahran’daki saldırılarında sivil yerleşim yerleri de hedef alındı ve çok sayıda sivil hayatını kaybetti.