

Küresel ısınmanın yaşanan etkileri, son yıllarda her geçen gün daha belirgin hale geliyor ve aşırı hava olayları günlük yaşamımızda kaçınılmaz bir durum haline geldi. Özellikle yaz mevsiminde yoğunlaşan sıcak hava dalgaları, sadece yaşam konforumuzu değil, sağlık üzerinde de ciddi tehditler oluşturuyor.
Aşırı sıcakların sağlık üzerindeki etkileri; bölgenin iklim karakteristikleri, şehirleşme oranı ve demografik yapı gibi unsurlara bağlı olarak farklılık gösterebiliyor. İstanbul, Türkiye’nin en kalabalık ve karmaşık şehirlerinden biri olarak bu konuda dikkat çeken örneklerden biri olarak öne çıkıyor.
YÜKSEK SICAKLIKLAR BİRÇOK İLÇEDE ÖLÜM RİSKİNİ YÜZDE 20’YE KADAR ARTIRIYOR
İstanbul’da meydana gelen sıcak hava dalgalarının sağlık üzerinde yarattığı etkileri araştıran yeni bir bilimsel çalışma, yüksek sıcaklıkların belirli ilçelerde ölüm riskini yüzde 20’ye kadar artırabildiğini göstermektedir. Ölüm riskinin en fazla yaşandığı alanlar, kentleşmeye bağlı olarak daha az hazırlıklı olan ve yoğunluk bakımından daha düşük olan ilçeler olarak belirlendi. Bu durum, sıcak hava dalgalarına karşı zamanında ve yerel koşullara uygun önlemler almanın önemini gözler önüne seriyor.
Harita: Dr. Merve Yılmaz
‘Elde Ettiğimiz Sonuçlar Oldukça Çarpıcı’
Bu çarpıcı sonuçlara ulaşan çalışmayı, Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nde doktora sonrası çalışmalarını sürdüren Dr. Merve Yılmaz ve dört çalışması bir araya getirdi. Çalışmanın detaylarını sorduğumda, “Bu veriler, doktora tezim içinde yer alan bazı bulguları kapsamaktadır. Tezime başlarken, Prof. Dr. Hüseyin Toros ve Prof. Dr. Günay Can danışmanlığında ‘iklim değişikliğinin insan sağlığına etkisi’ gibi genel bir konu ile yola çıktım. Ulaştığımız sonuçlar oldukça dikkat çekici oldu” şeklinde yanıt verdi.
MERKEZ İLÇELERDE ÖLÜM RİSKİ YAKLAŞIK YÜZDE 16 ARTMAKTA
Dr. Merve Yılmaz, “İstanbul’da yoğun kentleşmenin yaşandığı Beyoğlu, Fatih, Beşiktaş, Şişli, Zeytinburnu, Kağıthane, Ümraniye, Bakırköy, Üsküdar, Kadıköy, Esenyurt, Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa, Bahçelievler, Güngören, Ataşehir ve Bağcılar ilçeleri yüksek sıcaklıklarla ilişkili ölüm riski artışı yüzde 15,9 seviyesinde” ifadelerini kullandı.
“Yaz aylarında, bu ilçelerde ölçülen ve hissedilen sıcaklıkların, kentsel ısı adası etkisi nedeniyle daha yüksek olduğu biliniyor” diyen Dr. Merve Yılmaz, “Bu nedenle bu ilçelerde yaşayan ve termal stresle daha karşılaşan insanların sıcak hava dalgalarına uyum sağlama yeteneğinin daha geniş şekilde yorumlanabileceği sonucuna varabiliriz. Aynı zamanda, kentleşmenin düşük seviyede olduğu kırsal bölgelerdeki nüfusun ise sıcaklık artışlarına karşı daha hassas olduğu söylenebilir” açıklamasında bulundu.
EN YÜKSEK RİSK ARTIŞI, KENTLEŞME YOĞUNLUĞU DÜŞÜK BÖLGELERDE
Adalar, Arnavutköy, Avcılar, Beykoz, Büyükçekmece, Çatalca, Çekmeköy, Esenler, Eyüp, Pendik, Sancaktepe, Sarıyer, Silivri, Şile ve Tuzla gibi kentleşme yoğunluğunun daha düşük olduğu bölgelerde sıcak hava dalgalarına bağlı ölüm riskinin yüzde 18-19,5 oranında arttığını belirten Dr. Merve Yılmaz, şunları ekledi:
“Bu bölgelerde, nüfusun yüksek sıcaklıklara adaptasyonunda eksiklik söz konusu. Özellikle Çatalca, Arnavutköy, Silivri, Sarıyer, Tuzla, Çekmeköy ve Ümraniye ilçelerinde kaydedilen sıcak hava dalgalarının toplam şiddeti daha ağır olabileceği görülmekte. Ayrıca, Başakşehir, Maltepe, Sultangazi, Kartal, Beylikdüzü, Sultanbeyli ve Küçükçekmece gibi, kentleşmenin yoğun olduğu alanlarda bu artışın yüzde 8,5 oranında olduğu gözlemlenmiştir.”
İstanbul genelinde görülen günlük maksimum sıcaklıklar, sıcak hava dalgası eşiği olarak belirlenen 30,9 dereceye</strong ulaştığında, 65 yaş üstü bireylerde ölüm riski oranı yüzde 20,9’a çıkmaktadır. Bu artış, 15-64 yaş grubundaki bireyler için ise yüzde 8,5 seviyesindedir. Türkiye’nin yaşlanan nüfusu nedeniyle sıcak hava dalgalarına dayalı ölümlerin artışı beklenmektedir. 2022 verilerine göre yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı yüzde 9,9 şeklindeydi. Nüfus projeksiyonlarına göre bu oranın 2030 yılında yüzde 12,9’a ve 2080 yılında ise yüzde 25,6’ya yükseleceği öngörülmektedir. Bu nedenle, yaşlı bireylere yönelik müdahale ve eylemler, sıcak hava dalgalarının İstanbul’daki olumsuz sağlık etkilerini azaltmada büyük bir rol oynamaktadır.
Dr. Merve Yılmaz
KENTSEL ISI ADASI ETKİSİ ÖNEMLİ
Kentleşmenin düşük olduğu bölgelerde ölüm riski neden daha yüksek çıkıyor? Altyapı eksiklikleri mi, toplumsal farkındalık azlığı mı ön planda?
Bu sorum karşısında Dr. Merve Yılmaz, “Çalışma çerçevesinde bölgesel değerlendirmeleri kentleşme ve şehirlilik özellikleri ile doğrudan ilişkilendirmek sağlıklı olmayabilir” şeklinde yorum yaptı ve ekledi:
“Amaç İstanbul’u kentsel arazi kullanım yoğunluğu açısından ayırarak, bölgesel iklim özelliklerini ve kentsel ısı adası etkisini dikkate almaktı. Kentsel ısı adası etki alanında ortalama sıcaklıkların yüksek olduğu bölgelerde insanlar yüksek sıcaklığa uyum sağlamış olabilir. Ancak bu gelişmelerin altyapı, sosyo-ekonomik düzey veya toplumsal farkındalık ile ilgili net bir çıkarımda bulunmak mümkün olmayabilir.”
‘KENTSEL ARAZİ KULLANIM YOĞUNLUĞUNA GÖRE BİR GRUPLAMA YAPTIK’
İstanbul gibi büyük bir metropolde çalışmanın zorluğu hakkında neler söyleyebilirsiniz? Araştırma sürecinde sizi en çok zorlayan unsurlar neler oldu?
“Çalışma süresince veri eksiliği ve kapsamı kaynaklarına bağlı birçok zorlukla karşılaştık” diyen Dr. Merve Yılmaz, devam etti:
— Örneğin mevcut risk analizleri sürecinde bireysel ilçe değerlendirmesi yapmak istediğimizde, Adalar, Çatalca ve Şile gibi bazı ilçelerde nüfus ve ölüm sayılarının az olması, örneklem boyutunu daralttı; bu da sıcaklık-sağlık ilişkilendirme modellerinin uygun sonuçlar vermesine engel oldu. Ölüm sayıları, İstanbul geneli için sadece beş yıllık yaz dönemi ile sınırlı olduğu için ilçe verileri de daha da küçüldü.
— Ayrıca, İstanbul’un 39 ilçesindeki ölüm istatistikleri, insanların ikamet adreslerine göre kayıt altına alındı. Ancak özellikle güney bölgelerindeki ilçeler birbirine oldukça yakın konumda. Bunun yanında, nüfusun gün içindeki hareketliliği ilçe sınırları dahilinde kalmadığından, sıcaklık etkilerinin ve sıcak hava dalgalarının bölgesel özellikleri ilçelerin resmi sınırları içerisinde açıklanamaz hale gelmektedir. Bu nedenle daha güvenilir veri analizleri için ilçe yerine kentsel arazi kullanım yoğunluğuna dayalı bir gruplama tercih ettik.
— Bu yolla, bölgelerin veri boyutunu artırmaya çalışarak daha anlamlı sonuçlar elde ettik. İleride, ilçelerin yerel iklim özellikleri ya da sosyo-ekonomik düzeylerine göre düzenlenmesi, alternatif bölgeleme yöntemleri olarak değerlendirilebilirken, yıl boyunca alınacak geniş veri aralıklarıyla ilçe bazında analiz de mümkün olacaktır.
Cinsiyete dayalı analizlerde, erkeklerin ortalama günlük ölüm oranı (ölen erkek sayısının toplam erkek nüfusuna oranı) kadınlara nazaran daha yüksek görünmesine rağmen, bu ölümler aşırı sıcaklıklar ile ilişkilendirildiğinde, kadınların daha büyük risk altında olduğu ön plana çıkmaktadır. Son nüfus verilerine göre İstanbul’daki yaşlı nüfusun yüzde 57’sinin kadın, yüzde 43’ünün ise erkek olduğu saptanmıştır. 80 yaş üstü bireylerin oranı da kadınlar arasında daha yüksek. Bu cinsiyet dağılımındaki fark, kadınların daha büyük bir risk altında olmasını kısmen açıklayabiliyor. Ayrıca, hormonların ve sıcaklık stresine karşı gösterilen fizyolojik farklılıkların da bunun üzerinde etkili olabileceği düşünülmektedir.
NE GİBİ ÖNLEMLER ALINMALI?
İstanbul’da yüksek sıcak hava dalgalarına karşın etkili bir mücadele için yerel iklim eylem planlarına, halk sağlığı stratejilerine ve insan odaklı kentsel tasarımlara ihtiyaç olduğunu vurgulayan Dr. Merve Yılmaz, önerilen 5 maddeyi şöyle sıraladı:
1- Binalarda iyileştirmeler: Yalıtım, havalandırma sistemleri ve ısı yansıtıcı materyallerin kullanımını teşvik etmek gerekmektedir.
2- Kamusal alanlar: Gölgelik alanlar, hava akımı sağlayan yapılar ve klimalı serinleme merkezleri oluşturulması önem arz etmektedir.
3- Ulaşım: Aşırı sıcaklara dayanıklı, klimalı ve ulaşılabilir toplu taşıma sisteminin güçlendirilmesi fayda sağlayacaktır.
4- Erken uyarı sistemleri: Özellikle yaşlılar ve kronik hastalığı olan risk gruplarının bu sistemlerden etkin bir şekilde faydalanmaları sağlanmalıdır.
5- Sağlık hizmetleri: Kırılgan gruplara yönelik özel sağlık hizmetleri sunulmalı; bu hizmetlerin kırsal alanlarda da yaygınlaştırılması gerekmektedir.
Fotoğraflar: iStock