reklam
reklam
DOLAR40,9249% 0.07
EURO47,8205% 0.28
STERLIN55,1733% -0.08
FRANG50,9529% 0.63
ALTIN4.403,83% 0,41
BITCOIN114.016,770.477
reklam

Kararsız Ailelere Eğitim Rehberi: Yılın Son Aylarında Doğan Çocuklar Okula Bir Sene Geçmi mi Başlamalı? Sınıfın En Küçüğü Olmak Gerçekten Dezavantaj mı?

Yayınlanma Tarihi : Google News
Kararsız Ailelere Eğitim Rehberi: Yılın Son Aylarında Doğan Çocuklar Okula Bir Sene Geçmi mi Başlamalı? Sınıfın En Küçüğü Olmak Gerçekten Dezavantaj mı?
reklam

İlkokul birinci sınıfına kayıt için, o yılın eylül ayı sonu itibarıyla 69 ayını dolduran çocukların kaydı yapılmaktadır. Ayrıca, 66, 67 ve 68 aylık çocuklardan, velisinin yazılı talep etmesi durumunda, birinci sınıfa kaydedilebilmektedir. Velinin yazılı isteği ile çocuğun birinci sınıfa başlaması da bir yıl ertelenebilir. Bunun dışında, MEB’in süreçle ilgili başka bir kriteri bulunmamaktadır.

Ancak, 69 ayını doldurmayan yani yılın son aylarında doğan çocukların velileri, okula kayıt yaptırma konusunda ciddi bir kararsızlık yaşamaktadır.

'Anaokuluna Devam Etmek Özgüvenini Arttırdı'

Bu kararsız ailelerden biri de İstanbul, Üsküdar’da yaşayan Fatma H. idi. Kızı kasım doğumlu olan Fatma H., geçen yıl birinci sınıfa başlaması gereken kızının kaydını yaptırmadı.

Fatma H., “Kızım anaokuluna gitmeyi çok sevdi ancak ben yine de sınıfın en küçüğü olmasını istemedim. Hem daha küçük yaşta okula başlaması hem de arkadaşlarından fiziksel ya da öğrenme hızı gibi nedenlerden geride kalma ihtimali kızımı okula gitmekten uzaklaştırabilirdi. Eşimle bunu detaylıca değerlendirdik ve bir sene daha anaokuluna devam etmesinin kızımız için daha sağlıklı olacağına karar verdik. Ana sınıfındaki süre ona okulu daha da sevdirerek, arkadaşlıklar kurmasına ve özgüveninin artmasına yardımcı oldu. Bu kararı aldığımız için mutluyuz. Şimdi yeni eğitim döneminde ilkokul kaydını yaptıracağız” şeklinde konuştu.

Karar veremeyen aileler için Eğitimci ve yazar Müjdat Ataman ile görüştük. “Her çocuk biriciktir ve her çocuğun büyüme yolculuğu farklıdır” diyen Ataman, ailelere rehberlik edecek bilgiler paylaştı.

Eğitim Rehberi

Sınıfın En Küçüğü Olmak Gerçekten Dezavantaj mı?

“Ekim, kasım, aralık doğumlu çocukların aileleri, ilkokula kaydolma sürecinde bir yıl beklemeli miyiz yoksa kaydını yapmalı mıyız diye soruyorlar. Burada kesin bir formül sunmayı ve doğrusu budur demeyi doğru bulmuyorum çünkü her çocuk biriciktir ve onların gelişim süreçleri birbirinden farklıdır” diyen Ataman, konuyu şöyle açıkladı:

Sınıfın en küçüğü olmanın sadece doğum tarihine göre değerlendirildiğinde istenmeyen sonuçlar verebileceğini belirtti. Bir çocuğun gelişim süreci; bilişsel, duyuşsal ve devinişsel büyüme her zaman nüfus cüzdanındaki doğum tarihi ile örtüşmeyebilir.

Okul Olgunluğu Kavramı Belirleyici Rol Oynuyor

Örneğin, aynı ayda doğmuş iki çocuğu ele alalım; biri 2 yaşından itibaren kreşe giderken, diğeri okul öncesi eğitim almamış olabilir ve ikisi de 69 aylıktır. Burada “okul olgunluğu” kavramı önem taşımaktadır.

Eğer öğrencinin okul olgunluğu gelişmemişse ve biz onu birinci sınıfa yazdırırsak, pek çok zorlukla karşılaşabilir; ilişki kurmakta, motor becerilerde ve yönerge takibinde sıkıntılar yaşayabilir.

Bu zorluklar, çocuğun okula karşı olumsuz bir tutum geliştirmesine neden olup, ilerideki akademik başarısını da olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, akademik benlik algısının düşük bir öğrenci olma ihtimali daha yüksek olacaktır.

Arkadaşlık İlişkilerine de Yansıyabilir

Okul olgunluğu gelişmeden birinci sınıfa başlayan öğrenciler, ilkokul yıllarını sıkıcı bir şekilde geçirebilirler. Birinci sınıf, okuma-yazma becerilerinin temelinin atıldığı bir dönemdir; grup içinde ilerleme temponuz vardır ve henüz bilişsel yeterlilikleri olgunlaşmamış öğrenciler bu geçiş aşamasında zorlanabilir ve bu durumu arkadaşlık ilişkileri de etkileyebilir.

Okul Olgunluğu

Aile Kararı Tek Başına Almamalı

Bir aile, kasım veya aralık doğumlu çocuğunun okula başlama kararını verirken hangi kişisel faktörlere dikkat etmelidir?” sorusunu yönelttiğimiz Müjdat Ataman, “Öncelikle bu kararı ailenin tek başına vermemesi gerekiyor. Karar aşamasında çocuğun devam ettiği okul öncesi kurumun öğretmeninin ve rehber öğretmeninin görüşleri son derece önemlidir” dedi ve ekledi:

“Bu öğretmenler, çocuklarının okul olgunluğunun yeterli olduğunu ve birinci sınıfa başlamasının uygun olduğunu ifade ediyorlarsa, bu birinci referansımız olmalıdır. Diğer bir destek de, öğrencinin gideceği ilkokuldaki rehber öğretmenin çocukla ön görüşme yaparak, onu tanıdıktan sonra birinci sınıfa uyumu ile ilgili yönlendirmesidir. Bu iki değerlendirmenin ardından aile karar vermelidir.”

Okula Bir Yıl Geç Başlamanın Eğitim Hayatı Üzerindeki Etkileri Neler Olabilir?

En büyük avantajı, çocuğun okul öncesinde grubun en büyüğü olmasından kaynaklanan ‘yapabiliyorum’ duygusunu yoğun bir şekilde yaşamasıdır. Bu durum da özgüvenine olumlu şekilde yansıyacaktır” diyen Ataman, şunları ekledi:

“Dezavantajı ise, bir önceki yılın programının tekrarı durumunda okuldan soğuma ve sıkılma aşamasına hızlı bir şekilde geçebilmesidir. Bu durumu önlemek için okul yöneticilerinin dikkat etmesi gerekmektedir. ‘Ben bebek miyim, neden bunları yapıyorum, okula gitmek istemiyorum’ gibi söylemler, olumsuz sonuçlara yol açabilir. Eğer okullar bu süreci iyi bir şekilde yapılandırırsa, bu sorun da ortadan kaldırılabilir.”

Aile Arada Kalıyorsa ‘Geç İyidir’ Diye Düşünmeli

Müjdat Ataman, bu süreçte genel bir doğruluğun olmadığını, çocuğun eğitim sürecine hazır olmasının tüm uzmanların ortak görüşü olduğuna vurgu yaparak, “Burada da önemli olan; ayından bağımsız olarak, çocuğun okul olgunluğuna (bilişsel, duyuşsal ve devinişsel) göre hazır olup olmadığıdır. Eğer kayıt aşamasında belirsizlikler yaşanıyorsa; yani aile, okul öğretmeni veya rehber öğretmen birinci sınıfa başlaması veya başlamaması konusunda tereddüt ediyorsa, ‘geç iyidir’ temel ilkesine riayet edilmelidir. Bir yıl daha anaokuluna devam etmelidir, çünkü kaybedeceği daha çok şey olacaktır” şeklinde konuştu.

reklam

YORUM YAP