Türkiye, uluslararası güvenlik mekanizmalarında etkili bir rol üstlenerek, sınır ötesi suçlarla mücadelede önemli adımlar atmaya devam ediyor. İçişleri, Adalet ve Dışişleri Bakanlıkları arasında yürütülen iş birliği sayesinde uluslararası ilişkiler ve teknolojik altyapı etkin bir şekilde kullanılmakta.
KIRMIZI BÜLTEN VE İADE SÜREÇLERİ
Kırmızı Bülten, cinayet, terör, insan kaçakçılığı ve ağır dolandırıcılık gibi suçlardan dolayı aranan şahısların yakalanarak ülkelerine iade edilmesini sağlamak amacıyla kullanılan uluslararası bir araçtır. Bu süreç, ilgili güvenlik birimlerinin Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurmasıyla başlamaktadır. Başsavcılıktan Adalet Bakanlığına, ardından Emniyet Genel Müdürlüğüne uzanan resmi süreçte Interpol aracılığıyla kırmızı bülten yayımlanıyor. Ardından Adalet Bakanlığı tarafından oluşturulan iade talepleri, Dışişleri Bakanlığı üzerinden diplomatik kanallar aracılığıyla iletiliyor. İçişleri Bakanlığı ise bu şahısların yakalanması ve ülkeye getirilmesi sürecini yönetmektedir. Üç bakanlığın iş birliği ile yürütülen bu operasyon, Türkiye’nin kurumsal gücünü göstermektedir.
SUÇLA MÜCADELEDE STRATEJİK KARARLILIK
Türkiye'nin 15 Temmuz 2016 sonrası dönemde artan diplomatik çatışmaları, Interpol ve Europol ile sağlanan teknik ve hukuki iş birlikleri ile uluslararası arenada etkin bir aktör haline geldiği belirtiliyor. 407 suçlunun iadesi, bu kararlı diplomasi ve stratejik anlaşmaların doğrudan bir sonucu olarak değerlendirilmektedir. Interpol prosedürlerinin düzgün bir şekilde işletilmesi, zamanında bilgi yürütülmesi ve yüksek operasyonel yetenek, biyometrik tanıma sistemleri, dijital iz sürme teknolojileri ve adli iş birliği protokolleri gibi unsurlar, bu süreçte belirleyici bir rol oynamaktadır.
