Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi, yeni yasama yılının ilk olağanüstü toplantısını gerçekleştirdi. Toplantı sırasında, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun yaptığı açıklamalar esnasında, ana muhalefet partisi Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) milletvekilleri ve CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, salondan ayrılınca gergin anlar yaşandı.
Oturumda, daha önce Hukuk, Siyasi İşler, Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi tarafından oy çokluğuyla kabul edilen “Kıbrıs Sorununa İki Devletli Çözüm Konusunda Karar Önerisi” oylamaya sunuldu ve öneri oy çokluğuyla kabul edildi.
“KIBRIS TÜRKÜ BÜYÜK ACILAR YAŞADI”
KKTC Başbakanı Ünal Üstel, olağanüstü birleşimde Kıbrıs Türkü’nün tarihi süreçte yaşadığı zorluklara dikkat çekerek, 1950’lerden 1960’lara kadar büyük acılar çekildiğini ve çok sayıda insan kaybı yaşandığını aktardı. Üstel, 1960 yılında Cumhuriyet’in kurulmasıyla bir nebze rahatlama sağlandığını ancak 1963 olayları sonrasında yeniden şehitler verildiğini kaydetti. “Bu Cumhuriyeti tehdit eden Rum hükümeti, Kıbrıs Türkü’nü yok etmek için her türlü girişimde bulundu” dedi.
Başbakan Üstel, 1968 sonrası Kıbrıs Türkü’nün özgürlük mücadelesini başlatan Dr. Fazıl Küçük’ün federasyon için çeşitli girişimlerde bulunduğunu ifade etti. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı'na kadar aynı tutumun devam ettiğini belirten Üstel, hâlâ bulunamayan vatandaşların olduğunu vurguladı. Mutlu Barış Harekatı ile Kıbrıs Türkü’nün özgürlüğüne kavuştuğunu ifade eden Üstel, “1974 bizim bağımsızlığımızın dönüm noktasıdır” dedi.
“RUM TARAFI EGEMEN EŞİTLİĞİ HİÇBİR ZAMAN KABUL ETMEDİ”
Üstel, 1974-2020 yılları arasında federasyon konusunun masada tartışıldığını ancak Rum tarafının egemen eşitliği hiçbir zaman kabul etmediğini belirtti. Talat ve Akıncı dönemlerinde de benzer bir durumun yaşandığını ifade eden Üstel, Crans Montana sürecinde “toprak tavizi verilmeyecek” denmesine rağmen haritada taviz verildiğini dile getirdi.
“ANNAN PLANI’NDA ‘EVET’ DEDİK AMA SÖZLER TUTULMADI”
2004 yılında Annan Planı referandumuna atıfta bulunan Üstel, AB’nin “Evet deyin, Avrupa’ya gireceksiniz” dediğini hatırlattı. Rum tarafının planı reddettiğini, Türk tarafının ise “evet” demesine rağmen verilen sözlerin hiçbirinin tutulmadığını belirtti. Üstel, “Biz ‘evet’ dedik ama vaat edilenlerin biri bile gerçekleşmedi” dedi.
Başbakan Üstel, sonraki cumhurbaşkanlarının da çözüm için iddialı olduklarını, ancak 2020’ye kadar senaryonun değişmediğini ifade etti. Bosna Hersek örneğini vererek, “AB, komşusundaki zulme rağmen yaklaşık 100 ülkenin Bosna Hersek’i tanıdığını göz önünde bulundurursak, KKTC de tanınabilir” dedi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına da değinen Üstel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC’ye sahip çıktığını ve dünyaya çağrı yaptığını vurguladı. Üstel, “Mısır’da ateşkes anlaşmasının ABD’nin girişimleri ve Erdoğan’ın desteğiyle imzalandığını” ifade etti.
“2020’DEN SONRA İKİ DEVLETLİ POLİTİKA BENİMSENDİ”
Üstel, 2020 yılında ulusal davada politika değişikliği yapıldığını ve iki devletli çözüm siyaseti ortaya çıktığını belirterek, “Beş senede Cenevre’ye gidildi, 5+1 toplantısında KKTC’nin görüşleri Ersin Tatar tarafından zabıtlara geçirildi. 15 gün önce ABD’de egemen eşit iki devlet konusu konuşuldu ve zabıtlara geçti” şeklinde konuştu. Tüm bu sürecin Türkiye’nin desteğiyle yürütüldüğünü hatırlatarak, BM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC’ye destek çağrısını dört kez yinelediğini ifade etti.
Azerbaycan hükümetinin KKTC’nin yanında yer aldığını ve her platformda destek verdiğini belirten Üstel, Türk Devletleri Teşkilatı’na (TDT) gözlemci üye olunması sürecine de değindi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın 15 gün önce TDT toplantısına katılarak KKTC devleti adına konuştuğunu söyledi.
“BU TARİHİ KARAR KKTC’NİN YOL HARİTASI OLACAK”
Başbakan Üstel, Meclis’e sunulan karar metninin 29 milletvekilinin imzasıyla tarihe geçtiğini vurgulayarak, “Bu tarihi kararı hep birlikte oylayacağız. Yeni dönemde, KKTC’yi dünyaya tanıtmak için Anavatan Türkiye ile iş birliği yaparak bu yolu yürüyeceğiz” şeklinde konuştu.
“RUM YÖNETİMİ ÇÖZÜM İSTEMİYOR”
Üstel, ana muhalefet partisinin çizdiği tablonun pembe olabileceğini belirterek, Rum tarafının sağlık ve ekonomi alanındaki tutumunu da eleştirdi. Üstel, “Çözüm istememesi normal; hiç paylaşmadı, her zaman suçlu Türk tarafı oldu” ifadelerini kullandı.
