

Konya'nın 8 kilometre uzağında yer alan 5 hektarlık alanda bulunan Gökhöyük, 1950'li yıllarda James Mellaart tarafından keşfedilmiştir.
2002 yılında DSİ tarafından uygulanan sulama kanalı projesinde, höyüğün doğusundan alınan topraklar sırasında arkeolojik eserlerin ortaya çıkmasıyla çalışmalar durdurulmuş ve Konya Müze Müdürlüğü tarafından 2002-2005 yılları arasında kurtarma kazısı gerçekleştirilmiştir.

Uzun bir aradan sonra, 2023 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izni ile Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Prehistorya Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ramazan Gündüz liderliğinde kazı çalışmaları yeniden başlamıştır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın “Geleceğe Miras” Projesi kapsamında desteklenen kazı çalışmaları, Seydişehir Belediyesi ve Konya Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla önemli bir ivme kazanmıştır.

Konya Ovası'nda, M.Ö. 7000 ile 1000 yılları arasındaki yaşama dair bilgilerin ortaya çıkarıldığı höyükte 2023'te başlayan kazıların üçüncü yılında oldukça dikkat çekici buluntular elde edilmiştir.

Hayvan figürleri, mühürler, obsidiyen ok uçları ve taş baltaların bulunduğu eserler arasında, çömlek parçası üzerindeki kabartma “insan yüzü” oldukça ilgi çekmiştir.

KESİN TARİH İÇİN RADYOKARBON ANALİZİ YAPILACAK
Doç. Dr. Gündüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk kazılarda Demir Çağı'na tarihlendirilen yerleşimlerin tespit edildiğini belirtmiştir.
Çalışma alanında yapılan genişlemeler sonucunda daha erken dönemlere ait buluntulara rastlandığını ifade eden Gündüz, Gökhöyük'teki yaşamın M.Ö. 7000-1000 yılları arasında kesintisiz sürdüğünü söylemiştir.

Gündüz, kazının üçüncü yılında önemli buluntular elde ettiklerini vurgulayarak, şöyle devam etmiştir:
“Gökhöyük insanları sembolizme büyük önem veriyor. Bunu bulduğumuz seramikler üzerindeki farklı betimlemelerden anlayabiliyoruz. Öne çıkanlar arasında insan figürü de var. Bulduğumuz bir çömlek parçası, detaylı yüz hatlarıyla işlenmiş olup, bunun olasılıkla bir çömleğin parçası olduğunu düşünüyoruz. İnsan yüzlerinin seramik kaplar üzerindeki işlenmesi, özellikle Erken Tunç Çağı döneminde Batı Anadolu'daki önemli merkezlerde yaygındır. Orta Anadolu'nun farklı bölgelerinde de benzer yüz betimlemeleri mevcuttur. Bulunduğumuz bölgedeki en iyi korunmuş örnektir. Gökhöyük insanı, bu kapları gündelik yaşamda kullanmanın yanı sıra, özel seremonilerde de bir ritüel unsuru olarak değerlendiriyordu. Bu parça, bilgilerimize göre, yaklaşık 5 bin yıllık ve kesin tarih tespitleri için Selçuk Üniversitesi'nde radyokarbon analizi yapılacaktır.”
HAYVAN HEYKELCİKLERİ VE MÜHÜRLER BULUNDU
Buluntular arasında hayvan figürinleri (heykelcikler), mühürler, obsidiyen ok uçları ve taş baltalar da bulunmaktadır. Gündüz, “Obsidiyen uçlar, mızrak ya da okların ucuna takılarak avcılıkta etkili bir kesici alet olarak kullanılmıştır. Ayrıca Neolitik ve Kalkolitik dönemlerden kalma küçük taş baltalar da günlük yaşamda farklı amaçlarla kullanılmıştır,” şeklinde konuşmuştur.
Doç. Dr. Ramazan Gündüz, Gökhöyük’ün Konya Ovası’nda Neolitik Dönemden Demir Çağı’na kadar 7 bin yıllık bir dönemi kapsayan tek yerleşim alanı olduğunu ve pek çok önemli arkeolojik buluntunun ortaya çıkmasının beklendiğini sözlerine eklemiştir.



