Küresel Piyasalarda Yoğun Veri Gündemi Bekleniyor

Geçtiğimiz hafta, ABD merkezli teknoloji şirketlerinin “yüksek değerleme” endişeleri nedeniyle küresel piyasalarda dalgalı bir seyir gözlemlenirken, önümüzdeki hafta yatırımcıların odak noktası yoğun veri akışına dönüşecek.

Küresel borsa fiyatlamalarında, yatırımcıların, ABD ve Çin arasındaki ticaret anlaşmazlıklarında umulan çözüme ulaşma konusunda iyimserlik ile birlikte, teknoloji hisselerinde meydana gelebilecek olası bir düzeltmenin etkisi altında kaldığı görüldü.

ABD'de Morgan Stanley ve Goldman Sachs gibi önemli Wall Street yöneticileri, piyasalarda düzeltmelerin meydana gelebileceğine dair uyarılar yaparken, bu durum yatırımcıların risk alma iştahını zayıflattı.

Geçen haftaki süreçte dünya genelinde teknoloji ve yarı iletken sektörlerinde hissedilen satış baskısı, piyasa endekslerinde düşüşe yol açtı.

ALTERNATİF İSTİHDAM VERİLERİ KARMAŞIK SİNYALLER VERDİ

ABD hükümetinin kapalı kalması nedeniyle iktisadi verilere erişimin kısıtlanması, yatırımcıların sağlam kararlar almasını da zorlaştırıyor. Önümüzdeki hafta açıklanması beklenen ekim ayı enflasyon verilerinin ertelenmesi yönünde beklentiler bulunuyor.

Özellikle istihdam ve enflasyon verilerinin açıklanamaması, iş gücü piyasası ve enflasyonla mücadele konusundaki sağlıklı bilgi edinimini engelliyor.

Bu noktada alternatif veri kaynakları öne çıkmakta. ADP Araştırma Enstitüsü tarafından yayımlanan verilere göre, Ekim ayında ABD özel sektör istihdamı 42 bin kişi artarak, piyasa tahminlerinin üstünde bir artış kaydedildi. Analistler, özel sektör istihdamındaki yükselişin iş gücü piyasasındaki zayıflık endişelerini hafiflettiğine dikkat çekti.

Bununla birlikte, işten çıkarmalara ilişkin verileri derleyen Challenger, Gray & Christmas'ın raporuna göre, Ekim ayında işten çıkarılanların sayısı geçtiğimiz yıla göre %175 artarak 153 bin 74'e yükseldi ve bu, 2003 yılından bu yana en yüksek ekim ayı rakamı oldu.

Çarşamba günü açıklanan ADP özel sektör istihdam verisi, beklentilerin üzerine çıksa da, Challenger, Gray & Christmas raporunun iş gücü piyasasında soğuma sinyalleri vermesi, ülke ekonomisinin güçlü durumuna dair belirsizlikleri artırdı.

Para piyasalarındaki fiyatlamalarda ADP verisinin ardından faiz indirim beklentileri gerilirken, Challenger, Gray & Christmas'ın raporuyla birlikte bu beklentilerde sınırlı bir artış görüldü. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) aralık ayında faiz indirimine gitme olasılığı ise %67 olarak belirlendi.

Bu gelişmelerin yanı sıra, ABD'de uzun süren hükümet kapanmasının etkileri, havacılık sektöründe de aksamalara yol açmaya başladı. ABD Ulaştırma Bakanı Sean Duffy, hükümetin kapanmasının sonuçları nedeniyle 40 havalimanında kapasitenin %10 azaltılacağını duyurdu.

FED YETKİLERİ ARALIK AYI TOPLANTISI KONUSUNDA AYRIŞIYOR

Ekonomik verilerin aksaması, Fed'in alacağı kararlarla ilgili beklentileri de zorlaştırırken, bu dönemde Fed yetkililerinin faiz indirimine dair farklı mesajlar verdikleri görülüyor.

Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, hükümet kapanmasının enflasyon verileri üzerindeki olumsuz etkisinin, faiz indirim gerekliliği konusunda kendisini tedirgin ettiğini ifade etti.

Cleveland Fed Başkanı Beth Hammack ise, para politikasının enflasyon üzerinde baskı oluşturması gerektiğini, enflasyonun hala çok yüksek olduğunu ve iş gücü piyasasındaki zayıflığın daha büyük bir risk oluşturduğunu belirtti.

Fed Yönetim Kurulu Üyesi Stephen Miran ise, bankanın aralık ayında faiz indirimine gideceğini öngördüğünü kaydetti.

NEW YORK BORSASINDA DÜŞÜŞ

Tüm bu gelişmeler sonucunda, New York borsasında geçen hafta düşüş eğilimi vardı. Haftalık bazda S&P 500 endeksi %1,63, Nasdaq endeksi %3,04 ve Dow Jones endeksi %1,21 değer kaybetti.

ABD'nin 10 yıllık tahvil faizinde yatay bir görünüm sergilenirken, tahvil faizi %4,10'dan kapanmış durumda. Altının ons fiyatı ise %0,03'lük bir azalışla 4,001.38 dolardan işlem gördü.

Dolar endeksi, verilerden gelen karışık sinyallerle birlikte dalgalı bir görünüm sergilemekte ve haftalık bazda %0.2 azalarak 99.6 seviyesinden kapandı. Brent petrolün varil fiyatı ise %1.5 değer kaybederek 63.6 dolardan haftayı tamamladı.

AVRUPA BORSALARI DÜŞTÜ

Fed'in faiz görünümüne dair öngörülerin zayıflaması ve ABD'de teknoloji şirketlerinin aşırı değerlemesi ile ilgili kaygılar Avrupa'daki negatif havayı etkiliyor. Ayrıca, bölgedeki siyasi gelişmeler de yatırımcılar üzerinde etkili olmaya devam ediyor.

Geçen hafta İngiltere Merkez Bankası (BoE), politika faizini %4'te sabit tutma kararı aldı.

BoE Başkanı Andrew Bailey, “Politika faizinin düşme eğiliminde olduğunu düşünüyoruz. Ancak yeni bir faiz indirimi gerçekleştirmeden önce, enflasyonun %2 hedefine geri döndüğünden emin olmalıyız,” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Analistler, bankanın “güvercin” bir tutum sergilediğini, yeni bir faiz indiriminin sadece ertelenmiş olabileceğini öngörüyorlar.

Ayrıca, Avrupa'daki ülkelerin bütçe planlama süreçlerine ilişkin haber akışları da yatırımcılar tarafından dikkatle izleniyor. Fransa'daki bütçe anlaşmazlıkları ise piyasaların odağında kalmaya devam ediyor.

Makroekonomik veriler çerçevesinde ise Avro Bölgesi'nde imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) Ekim ayında 0.2 puan artarak 50 puana ulaştı. İngiltere'de ise imalat sanayi PMI, Ekim ayında ilk defa artış göstererek 49.7 puana yükseldi.

Bu gelişmelerle birlikte, İngiltere'de geçen hafta FTSE 100 endeksi %0.36, İtalya'da MIB 30 endeksi %0.60, Almanya'da DAX endeksi %1.62 ve Fransa'da CAC 40 endeksi %2.10 değer kaybetti.

Gelecek hafta, salı günü Almanya'da Zew endeksleri, çarşamba Almanya enflasyonu, perşembe İngiltere'deki büyüme ve sanayi üretimi ile Avro Bölgesi sanayi üretimi, cuma günü ise Avro Bölgesi büyüme verileri izlenecek.

ASYA BORSALARINDA KARMAŞIK SEYİR

Asya borsaları, ABD'deki yüksek değerleme endişelerinin etkisiyle karışık bir seyir izledi. ABD'nin teknoloji hisselerindeki olası düzeltme, bölge borsa piyasalarında satış dalgası yarattı. Ayrıca, teknoloji ve yarı iletken sektörlerinde de satıcılı bir görünüm hakim oldu.

Ticaret açısından, Çin hükümeti 10 Kasım itibarıyla ABD ürünlerine uygulanan %24'lük gümrük tarifesini bir yıl süreyle askıya alacağını duyurdu.

Analistler, ABD ve Çin arasındaki olumlu ticaret ortamına rağmen, bu durumun kalıcılığı konusunda yatırımcıların temkinli olduklarını belirtirken, iki ülkenin ticari sorunlarının çözüldüğünü söylemenin erken olduğunu vurguluyor.

Ayrıca, Japonya Merkez Bankası (BoJ), 18-19 Eylül tarihli toplantıya ait tutanakları yayımladı ve Japonya ekonomisinin, hafif bir zayıflık gözlemlense de ılımlı bir toparlanma gösterdiğini belirtti.

Makroekonomik veriler açısından ise, Çin'de Ekim ayı RatingDog imalat sanayi PMI'nın 51.2'den 50.6'ya gerilediği gözlemlendi. Ekim ayında ticaret belirsizlikleri nedeniyle ihracat siparişlerinin azalması, imalat sanayi PMI verisinin düşüşüne neden oldu.

Japonya'da ise Eylül ayında hanehalkı harcamalarının yıllık %1.8 ile beklentilerin altında kaldığı kaydedildi. Analistler, ülkede enflasyonun artmasının maaş artışlarını yetersiz bıraktığını ve bu durumun iç talebin artışında baskı oluşturarak harcama eğilimini sınırladığını ifade ettiler.

Japonya'da Ekim ayında imalat sanayi PMI ise 48.2 olarak kaydedildi. Bu verinin kötü gelmesinde otomotiv ve yarı iletken sektörlerindeki talep düşüşünün etkili olduğu bildirildi.

Sonuç olarak, haftalık bazda Hong Kong'da Hang Seng endeksi %1.29, Çin'de Şanghay bileşik endeksi %1.08 değer kazanırken, Japonya'da Nikkei 225 endeksi %4.07 ve Güney Kore'de Kospi endeksi %3.74 değer kaybetmiştir.

Gelecek hafta salı günü Japonya'da dış ticaret dengesi, perşembe günü Japonya'da ÜFE, cuma günü ise Çin'de perakende satışlar ve sanayi üretimi verileri izlenecektir.

YURT İÇİNDE ÖDEMELER DENGESİ VERİLERİ ÖNEM KAZANIYOR

Yurt içinde, geçen hafta satış ağırlıklı bir seyir izlenirken, BIST 100 endeksi %0.43 azalarak 10,943.37 puandan kapanmıştır. Gelecek hafta ise Eylül ayına ait ödemeler dengesi verisi yatırımcıların odağında yer alıyor.

Geçtiğimiz hafta yurt içindeki önemli gelişmelerden biri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yılın 4. Enflasyon Raporu'nun tanıtımıydı. TCMB Başkanı Fatih Karahan, yaptığı açıklamada “2025 yıl sonunda enflasyonun %31 ile %33 arasında olacağını öngörüyoruz. 2026 sonunda ise enflasyonun %13 ile %19 aralığına çekileceğini tahmin ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Karahan, 2025, 2026 ve 2027 yılları için enflasyon ara hedefinin sırasıyla %24, %16 ve %9 seviyesinde tutulduğunu bildirdi.

Dolar/TL, haftayı önceki haftalık kapanışın %0.4 üzerinde 4.2130’dan kapatma başarısını gösterdi.

Gelecek hafta pazartesi sanayi üretimi, çarşamba ödemeler dengesi, perşembe konut satışları ve cuma günü TCMB piyasa katılımcıları anketinin takip edilmesi bekleniyor.